Bir insan kendisini nasıl daha değerli hisseder? Yoktan var olmayacağına göre önce insan kendisine değer katacak, gerçekten değerli olacak ki değerli hissetsin. Peki insan nasıl kendisine değer katar? Biz mi kendimizi değerli görmeliyiz yoksa başkaları bizi değerli görürse mi değerli oluruz? Tavuk mu yumurtadan yumurtamı tavuktan yoksa iki de birden mi? Bunları düşünürken aklıma bir hikaye geldi.
Bir adam, oğlu ile ormanda yürüyüş yapıyor. Birden çocuk takılıp düşüyor ve canı yanıp “Ahhhh” diye bağırıyor. İlerideki dağın tepesinden “Ahhhh” diye bir ses geri geliyor.
Çocuk şaşırıyor. Merak ediyor ve “Sen kimsin” diye bağırıyor. “Sen kimsin” diye cevap geliyor dağdan.
Çocuk kızıyor. “Sen bir korkaksın” diye bağırıyor. Dağdan gelen ses “Sen bir korkaksın” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp “Ne oluyor böyle?” diye soruyor.
“Oğlum” diyor adam, “Dinle ve öğren!” Dağa dönüp “Seni seviyorum” diye bağırıyor. Gelen cevap “Seni seviyorum” oluyor. Baba tekrar bağırıyor, “Sen bir harikasın” Gelen cevap “Sen bir harikasın”
Oğlan çok şaşırıyor, ama ne olduğunu gene anlayamıyor. Babası anlatıyor: İnsanlar buna ‘Yankı’ derler, ama aslında o ‘Yaşam’dır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam davranışlarımızın aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla şefkat istediğinde, daha şefkatli ol!. Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan, sen sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, herkes için her zaman geçerlidir. Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarımızın bir aynada yansımasıdır.
İnsanın değerli olması da aynı hikayedeki gibidir. Eğer siz çevrenize değer veriyorsanız çevreniz de size değer verir. Siz de çevrenizin bu yaklaşımı ile kendinizi değerli hissedersiniz ve özgüveniniz artar. İşin güzel tarafı bu değer kavramında kişinin yaşadığı yer, gelir durumu, eğitimi, mevkisi hiçbirisi önemli değil. Nerede olursan ol, ne olursan ol değer verirsen değer görürsün ve bulunduğun çerçevede değerlisindir. Bir kişi işine, çalışma arkadaşlarına, iş ilişkisi içinde olduğu diğer insanlara, ailesine, eşine, çocuklarına, bedenine değer veriyorsa karşılığında aynı hikâyedeki yankı gibi değer bulur.
İnanmazsanız denemesi bedava. İsterseniz bugün etrafınıza farklı bir gözle bakın. Çevrenizdekilere her zamankinden daha fazla değer verdiğinizi, önemsediğinizi hissettirin. Bu bir güleryüz, bir gülümseme, bir merhaba ile olabileceği gibi; ilgiyle dinlemek, bir sorununu çözmek de olabilir. Yeter ki karşınızdaki bu beni önemsiyor desin. Bugün bunu yapın ve bir gün içindeki mucizeyi görün. Kesinlikle kendinizi daha değerli hissedecek, hayattan değerli olduğunuzu hissettirecek geri dönüşler alacaksınız.
Peki….. Başarı için sadece değerli olmak ve hissetmek yeter mi? Tabii ki hayır. Çevrenizdeki başarılı insanlara bir bakın. Hemen hepsi hem çok çalışmışlar, hem de yaptıkları işi herkesten farklı yaparak başarmışlardır. Ne demek istediğimi yine bir hikaye ile anlatayım.
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri başhekime sorar: "Bir insanın akıllı olup olmadığını nasıl belirliyorsunuz?"
Başhekim: "Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz"
Adam: "Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük"
"Hayır" der başhekim, "Akıllı bir insan küvetin tıpasını çeker."
Özetle başarı için size sunulan ile yetinmeyin. Farklı ve en etkin yolu düşünün. Yoksa ne o küvetteki su boşalır ne de sizin hayalleriniz gerçekleşir. Şimdi ekrandan başınızı kaldırın ve çevrenize değer verip yaptığınız işi farklı nasıl yaparım diye düşünmeye başlayın. İnanın o zaman hayatınızda yeni bir sayfa açılacak.
