Yıldırım Demirören'den Ülker'in mektubuna cevap

Yıldırım Demirören'den Ülker'in mektubuna cevap
Yıldız Holding Başkanı Murat Ülker geçtiğimiz günlerde  Yıldırım Demirören'e bir mektup göndererek futboldan tüm sponsorluk desteklerini çektiklerini açıklamıştı.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Ülker'in kendisine gönderdiği mektubu basınla paylaşmasını etik bulmadığını belirtti.

Murat Ülker'in açıklamalarının aksine mektuba cevap verdiğini de belirten Demirören, "Üzülerek gördüm ki, Sayın Ülker Passolig ve yeni yabancı kuralı konularında da yanlış bilgi sahibidir" dedi. Demirören ayrıca konuşmasının sonunda MHK'nın atamayla değil seçimle gelmesi belirlenmesi önerisini de getirdi.

Yıldırım Demirören'in konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde;

"HAKEMLİKTE HEDEFİMİZ TAM PROFESYONELLİK"

Değerli hakemlerimiz, ikinci devreyle birlikte daha da hassas bir döneme giriyoruz. Bir yandan Türk futbolunda önemli değişim projelerini hayata geçirirken diğer yandan da futbolumuzda adalet ve eşitliğin yerleşmesi için büyük bir çaba veriyoruz. Ancak biz ne kadar çaba sarf edersek edelim, futbolda adalet ve eşitlik, sizlerin katkıları olmadan tam manasıyla gerçekleşemez. Siz bir pozisyona karar verirken aynı zamanda futbolumuzun geleceğine dair de bir karar alıyorsunuz.
Çünkü futbol hakemliği sadece sahada karar vermek değil, aynı zamanda eşitliğin, adaletin, tarafsızlığın sembolü olmaktır. Bu ağır görevi hakkıyla yerine getirebilmeniz için göreve geldiğimiz günden bu yana pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Sayın Namoğlu ile görüşüyoruz, hedefimiz tam profesyonellik ! Bütün bunları size duyduğumuz güvenle yaptık.

"ŞAİBE İDDİASINA EN GÜZEL CEVAP"

Hakem hatasının, insan hatası olduğunu göz ardı edenler olacaktır. Dahası insan hatasını art niyetlilik olarak sunmaya kalkışanlar her zaman olacaktır. Eski bir kulüp yöneticisi değil miydi, son dünya kupasında yarı final maçı yöneten hakemimizi şaibeli ilan etmeye kalkan? Cüneyt Çakır önümüzdeki Mart ayında da Fransa-Brezilya hazırlık maçını yönetecek. Hakkaniyetten uzak, mesnetsiz yorumlara bundan daha güzel bir cevap verilebilir mi?

"MURAT ÜLKER'İN MEKTUBU PAYLAŞMASI..."

Belki bunları konuşmak için en uygun yer burası değil. Ancak sevdiğim, değer verdiğim aynı zamanda destekçimiz olan Ülker Grubu Başkanı Sayın Murat Ülker'in son açıklamalarına cevap vermek durumundayım.
İzninizle önce gerçekleri paylaşayım! Sayın Ülker, bana 2 Aralık 2014 tarihinde yolladığı mektupta futbol ortamına dair endişelerini paylaşmış ve futbola verdikleri desteği gözden geçirmekte olduğunun sinyali vermişti. Bu özel mektubu basınla paylaşması etik açıdan doğru olmamıştır.

"MEKTUBU CEVAPSIZ BIRAKILMADI"

Açıklamalarında belirttiğinin tersine, Futbol Federasyonu bu mektubu cevapsız bırakmamıştır. Tam tersine, mektubu bana getiren müdürüne o gün, Murat Bey'e iletmesi için bir öneri sundum. Sıkıntılara ve sorunlara çözüm üretmek için tüm sponsorlarımızı bir araya getiren bir kurul oluştururalım, Murat Bey bu kurula başkanlık etsin dedim. Ancak şu ana dek kendilerinden bir dönüş olmadı. Başka bir deyişle, asıl cevapsız kalan çağrı, benim çağrımdır.

"MURAT ÜLKER YANLIŞ BİLGİ SAHİBİ"

Üzülerek gördüm ki, Sayın Ülker Passolig ve yeni yabancı kuralı konularında da yanlış bilgi sahibidir. Kendisi röportajında Passolig'e fişleme demiş ama İngiltere'de maça gitmek için neler yapması gerektiğini bir düşünsün. İngiltere'ye gidebilmek için vize alırken kaç form doldurulduğunu, hangi soruların sorulduğunu, tüm parmaklarının izinin alındığını, göz taraması yapıldığını hatırlasın.

İngiltere'de bir maça girebilmek için, hele bu maç büyük takımların maçıysa, önce taraftar kartı olan birisinin size kefil olması gerekir. Bilet alırken birçok kişisel bilginizi paylaşırsınız, statta sadece size verilen koltuğa oturur ve bir taşkınlığa karışmanız halinde hem kendinizi hem de size kefil olan kişiyi yakarsınız. İngiltere'de standart olan bu uygulamalara, Türkiye söz konusu olunca "fişleme" yaftasını yapıştırmak yanlış bir yaklaşımdır. Evet, İngiltere bu uygulamalara Heysel faciasının üstüne başlamıştır. O zaman soru şudur: Bizim de bir facia mı yaşamamız gerekirdi? Peki, bir taraftarın bıçaklanarak hayatını kaybetmesi yeterince büyük bir facia değil midir?

"MURAT ÜLKER'LE DERDİMİZ ORTAKTIR"

Yeni yabancı kuralını sınırsız yabancı transferi gibi algılamak için ise kuralı hiç anlamamış olmak gerekir. Asıl mesele rekabeti yaratarak yerli oyuncuyu teşvik etmek ve kulüplerimizi mali disiplin altına almaktır. Oysa bizim hem Murat Ülker hem de diğer sponsorlarımızla derdimiz ortaktır. Türk futbolunu şiddetten ve kötü tezahürattan temizlemek, futbol kültürümüzü geliştirerek yepyeni, barışçıl bir futbol seyircisi yaratmak en büyük idealimizdir. Tam da bu nedenle "küfür ve şiddete sıfır tolerans" uygulamasını başlattık.

Bu sayade, küfürden saha ve tribün kapatmaları geçen sezona göre %83 oranında, saha olayları ise %31 oranında azalmıştır. Ülker Türk Futboluna mali açıdan önemli bir destek vermektedir. Elbette futbolumuzun bu destekten mahrum kalmasını istemeyiz. Ancak desteği sadece parayla ölçmek yanlışların en büyüğü olur. Bizim en az mali destek kadar, hatta ondan çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Türk futbolunun asıl ihtiyacını duyduğu "destek" budur.

Hal böyleyken yanlış değerlendirmeler yaparak futboldan desteğini çekmek saygın kuruluşlara, hiç ama hiç yakışmaz. Biz Federasyon olarak Türk futbolunun değişmesi ve gelişmesi için futbolun gerçek dostlarıyla ve bizden desteğini asla esirgemeyen sponsorlarımızla yolumuza devam edeceğiz.

HAMDİ YASAMAN'IN AÇIKLAMALARINA CEVAP

Dün bizi üzen bir demeç daha oldu. Bir kulüp yöneticisinin yabancı kuralı ve Fatih Hocamızla ilgili basına yansıyan sözleri kabul edilebilir şeyler değil. Hocamız gerekli görürse kendi cevap verir ama ben Federasyon açısından şunu söylemek istiyorum:
Türkiye Futbol Federasyonu'nda, kararları yönetim kurulu alır. Sayın yöneticinin bunu bilerek konuşması gerekirdi. Üstelik kendisi, bizzat kendi takımının, Başkanı, CEO'su ve Başkan Yardımcısıyla yeni kurala tam destek verdiğini de unutmuşa benziyor. Herkes söylediklerine dikkat etmeli!

SEÇİMLE BELİRLENEN MHK

Gelin, biz asıl konumuza dönelim. Yıllardır Federasyonun hakemleri baskı altına aldığı, hakem kararlarını büyük takımlar lehine etkilemeye kalktığı, şampiyonu belirlemeye çalıştığı söylenip duruyor. Benim içim çok rahat. Bizim Federasyonumuz tamamen şeffaf. O yüzden gelin, Merkez Hakem Kurulu'nu atamayla değil seçimle belirleyelim. Seçimi Genel Kurulumuz yapsın! Kamuoyu önünde ilgilileri bu öneriyi tartışmaya davet ediyorum.
Sözlerimi noktalarken bu seminerin ve ikinci devrenin başarıyla geçmesini diliyorum. Hepinizi, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.