Şampiyondan hayat dersi
Henüz 18 yaşındayken bir bacağını kaybetmesine rağmen vücut geliştirme gibi zor bir spor dalında Türkiye’ye bir Avrupa, 3 dünya ve bir kainat şampiyonluğu hediye eden Tolga Murat Balıkçı, mücadele azmini Şifa Üniversitesi öğrencileriyle paylaştı.
Balıkçı, engelli sporculara devlet desteğinin önündeki en büyük engel olan ödül yönetmeliğinin değişmesi talebini de bir kez daha dile getirdi.
“Kişinin bacağı olmayabilir, kolu olmayabilir. Her zaman şunu söylüyorum; benim bacağımı alın kolumu alın, diğer bacağımı alın, eğer ben bir şey istiyorsam o iş bitmiştir” bu sözler, o kahramana ait. Henüz 18 yaşında elim bir trafik kazasında bir bacağını kaybeden Balıkçı, hastane odasında bilinci yerine geldiğinde cesaretini toparlayıp bacağına baktı. Ama orada her zaman görmeye alışık olduğu bacağı yoktu. Ya gidenin ardından ağlayacak ancak bir fayda görmeyecekti ya da elde kalanların hakkını verip onları güçlendirecek, onlar sayesinde hayata sarılacak ve dimdik ayakta duracaktı.
Balıkçı, ilk iş olarak vücudunu, kaslarını güçlendirdi. Bir yandan kendi kendine terapi yaptı diğer yandan bir engellinin vücut geliştirmesi için gerekli her türlü bilgi ve beceriyi edindi. Balıkçı, çok engeller aştı ve çok büyük fedakarlıkların zorlu mücadelelerin sonunda ülkesine bir Avrupa, 3 dünya ve bir kainat şampiyonluğu hediye etti.
Şifa Üniversitesi konferans salonunda öğrencilerle buluşan Tolga Murat Balıkçı, yaşam felsefesini anlattı, öğrencilere hayat dersi verdi.
YAPAMAZSIN DİYE BİR ŞEY YOK
Balıkçı, “Yapamazsın" diye bir şey olmadığını belirterek şöyle konuştu: "Benim protez bacağım var; normal de belirlenmiş standartları var; koşamazsın, hafif yürüyebilirsin, eline fazla kilo alamazsın gibi bir sürü standart belirlenmiş. Ama siz kendinizi çok iyi tanırsanız, o sınırları kendiniz belirlersiniz. Ben hem koşuyorum hem ağırlık kaldırıyorum. Tek bacakla ayakta durarak namazımı kılabiliyorum. Yapamazsın denilen bir çok şeyi yapıyorum. Hayatta önünüze engel çıkabiliyor. Önemli olan bir şeyi istemek, istediğiniz zaman o arayışınız içerisinde bir şekilde yapabilmenin yolu bulunuyor.”
FİZİĞİN SINIRLARINI ZORLADI, KİTABINI YAZDI
Fiziğin sınırlarını zorlayan biri olarak şimdi tecrübelerini ve hayatını kitaplaştırmaya çalışan Balıkçı, “Ben fiziğimin elverdiği, yapabileceği her şeyi yaptım ‘daha ne yapabilirim diye düşündüm ve bu düşüncelerimi, hayatımı bir yere aktarıp, bir otobiyografi hazırlamalıyım’ dedim. Uzun zamandır yaşadığım her şeyi kaleme almıştım. Bir kitap hazırladım bitti, şu an yayın sürecinde… Çünkü ben bacağımı kaybettiğimde, o gün elimde böyle bir rehber kitap olsaydı herhalde ben bugün ‘uzaya nasıl giderim’ diye hesap-kitap yapıyor olurdum. Çünkü böyle bir olay yaşadığınızda, nasıl yapacağınızı, protezinizle ya da vücudunuzla nasıl barışacağınızı orada anlatıyorum. İnşallah hayırlı olur” dedi.
PSİKOLOJİK DESTEK ATLANMAMALI
Kaza sonucu bir uzvunu kaybeden kişinin mutlaka uzman psikolog ve fizyoterapistler tarafından hayata hazırlanması gerektiğini ifade eden Balıkçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaza geçiren bir kişinin ameliyatla uzvunu alıp, göndermekle bu iş bitmiyor. Kişinin psikolojik hazırlığı kesinlikle hayati derecede önemlidir. Benim kaza geçirdiğim dönemde bunların hiçbiri yoktu, kendi kendime herşeyi başarmak durumunda kaldım.”
ARTIK O ÖDÜL YÖNETMELİĞİ DEĞİŞSİN!
Sorular üzerine ulusal veya uluslararası başarı kazanan engelli sporcuların devlet desteğinden faydalanamadığını belirten Balıkçı, sözlerini şöyle tamamladı: “Ödül yönetmeliği konusunda bazı girişimlerde bulundum ama henüz bir gelişme yok. O yönetmelik düzeltilirse, engelli sporcuların büyük başarı elde etmesine yol açar, devlete de ek yük getirmez. Çünkü, engelli bir birey olarak sporla birlikte ciddi bir özgüven de kazanıyorsunuz. Kendinize güven duyduğunuz zaman da istihdama ihtiyaç duymak yerine, kendiniz istihdam sağlayabilirsiniz. Engelli kardeşlerimiz de bu ödül yönetmeliği düzeltildiğinde hem sportif başarılara imza atacaklar hem de aldıkları bu destekle girişimci olup, istihdamla, vergiyle devletten aldıklarını geri verecekler.”