‘Kahvaltı en önemli öğün demek saçmalık’
‘İki öğün yeterli’
Ünlü kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz de aralıklı oruçla beslenmeyi öneriyor. Dr. Öz katıldığı bir televizyon programında, “Aç kalınan süre boyunca kandaki insülin düşer. Kas yapımı ve yağ yakımı hızlanır. Aralıklı oruç, karbonhidratlardan uzak kalmamıza yardımcı olur, bu da dinç ve zinde hissetmemize yardım eder. Düşen insülin kalp ve şeker hastalığı riskini azaltır. Uzun süreli açlık, hastalıkların da önlenmesine yardımcı olur. Çünkü uzun süreli açlık, hücrelerdeki oksidatif radikallerin birikimini azaltır, bu da yaşlanma ve hastalık gibi sorunları uzak tutar” diye konuşmuştu.
Dr. Mehmet Öz’ün dikkat çektiği nokta ise öğünlerin yine sağlıklı besinlerden oluşturulması.
‘Yasaklanmalı’ dedi
“Kahvaltı yapmak yasaklanmalı” diyerek tartışma yaratan Dr. Öz, pek çok insanın sabah uyandığında aç olmasa bile ilk iş olarak kahvaltı yaptığını belirtirken, kahvaltının doğru zamanda yapılması gerektiğini vurguladı. Bunun için de önerdiği şey uyanır uyanmaz değil, uyandıktan 3-4 saat sonra aralıklı oruç saatlerine göre kahvaltı yapmak.
Nasıl uyguluyor?
Dr. Mehmet Öz kendi uyguladığı beslenme modelini de şöyle anlattı:
Kahvaltı: Açlık penceremi 16 saatte tutmak için kahvaltıyı atlamayı hedefliyorum. Uyandığımda yemek yemek yerine, saat 11’e kadar bekler ve güne sağlıklı bir atıştırmalık yiyerek başlarım.
Öğle yemeği: Öğle yemeği, günün en büyük yemeğidir. Bunun için balık veya tavuk gibi yağsız bir protein, bir demet sebze ve sağlıklı bir porsiyon fasulye yerim.
Ara: Acıkırsam, beni yemeğe kadar tutacak hafif bir atıştırmalık.
Akşam yemeği: Genellikle akşam 18.00’de salata gibi hafif bir akşam yemeği.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, aralıklı orucun hem kitabını yazdı hem de deneyimledi. “30 günde 10 Yıl’ isimli kitapta yaşadıklarını anlatan
Prof. Dr. Yörükoğlu, “30 günlük program sonucunda 9 kilo verdim, vücut kitle indeksim azaldı. Kan şekerim düştü, tansiyonum kontrol altına girdi” dedi.
‘Pankreas dinlenir’
Türkiye’de bu konuyu ilk gündeme getiren kişi olduğunu ve o dönem çok tepki aldığını anlatan Prof. Dr. Yörükoğlu, “Ama şu anda o eleştirenlerin, üç ana, dört ara öğün diyenlerin hepsi ağız değiştirip, aralıklı oruç iyidir demeye başladı” derken; “Aman öğün atlamayın, kahvaltı günün en önemli öğünü diyorlar, bunlar saçmalık, hiçbir bilimsel dayanağı yok. Aksine zaman zaman aç kalmak pankreası dinlendirir. Her ara öğünde, her bir şey yediğinizde bir insülin deşarjı oluyor, bir süre sonra hücreler buna alışıyor, bu insülin hep var diyerek insülini dikkate almamaya başlıyorlar. Bunun da adı insülin direnci. Sürekli ‘tıkınmaktan’ kaynaklanan bir şey. Benim programımda alkol ve tatlı dışında hiçbir yasak yok. Adam gibi doyana kadar, kaçınılması gereken besinlerden kaçınarak sağlıklı gıdalar alıyorsunuz” diye konuştu.
Doğru bilinen yanlışlar
Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, beslenmede doğru bilinen yanlışları şöyle sıraladı:
Öğün atlamak zararlıdır. Hayır üç öğün diye bir şart yok. Yüz binlerce yıllık gelişimimizde insanlar günde bir öğün, bazen iki günde bir öğün yemek yerdi. Üç öğün modern yaşamın bir icadıdır.
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Bu ifade, ABD’de 1950’li yıllarda hazır kahvaltılık mısır gevreği üreten bir firmanın reklam kampanyasından kaynaklanıyor. Kahvaltının diğer öğünlerden hiçbir farkı veya ilave faydası yok.
Sık sık ve azar azar yemeli. Azar azar yemek insanlarda tatminsizliğe ve strese neden olur.
Ara öğünler metabolizmayı canlı tutar. Metabolizma yemek yemeyle hızlanmaz. Ara öğünler gereksiz insülin salgılanmasına neden olur.
Kilodan kurtulmak için kritik saatler
Kahvaltı atlanarak elde edilen açlık zamanında metabolizmanın karaciğerdeki glikojen depolarını tüketmeye ve yağ yakmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu, “İstenmeyen yağlardan ve kilolardan kurtulmak için en kritik saatler bu saatlerdir. Ne kadar az da olsa kahvaltı yapıldığı takdirde metabolizma yağ yakma ve yenilenme modundan çıkar. Açlık zamanı bittiğinde ise insanlar kalori hesabı yapmadan rahat rahat yemek yiyebilirler. Bu zaman aralığında insanların açığı kapatmak için deli gibi yemek yiyeceğini düşünebilirsiniz ama öyle olmuyor. 8 saat içinde insanların normal olarak yiyebileceği miktar kısıtlı. İşin ilginç yönü alınan toplam kalori miktarında hiç azalma olmasa dahi kilo vermenin devam etmesi. Bunun nedeni orucun etkisiyle zamanla normale dönen insülin hassasiyetinin metabolizmayı hızlandırması” dedi
Oruç sağlığa ne katıyor?
Aralıklı orucun yağ yakımı sağladığını, insülin seviyesini düşürdüğünü, enflamasyonu önlediğini, varsa da durdurduğunu dile getiren Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Oruç tutmak, organizmanın doğal antioksidan koruma sistemlerini uyararak enflamasyonu söndürür. Yine hücrelerde yenilenme başlatır. Gençlik genlerinin uyarılmasını sağlarken, beyin sağlığını koruyarak zihinsel fonksiyonlarını harekete geçirir. Büyüme hormonu seviyesini artırır.”