Ameliyatta oksijen yerine azot verdiler
Göz ameliyatı olmak için Torbalı Devlet Hastanesi'ne götürülen 5.5 yaşındaki Ege Avcı'nın annesi İpek Yeşilçam, çocuğunun güle oynaya ameliyata girdiğini belirtti. Üzüntülü anne yaşadıklarını, "Yaklaşık 4-5 aydır şaşılık tedavisi görüyorduk, bu süreç bitti artık ameliyat olma vaktimiz geldi. 10 Aralık günü için ameliyat gününe karar verildi, sabah hastaneye yatışımız yapıldı. 09.00'da ameliyata alındı, çocuğum güle oynaya girdi ameliyata hiçbir sorunu yoktu. Şimdi çocuğuma ameliyat başlamadan önce her ameliyatta yapılan rutin oksijen verme olayı varmış biz de tabi bunu yeni öğrendik, oksijen verileceği yerde azot gazı gitmiş çocuğuma, azot solumuş çocuğum. Çocuğumun beyninde ödem oluştuğunu söylediler, oksijensiz kaldığı ve solunum yetmezliği yaşadığı için bize söylenilen bu biz bu kadarını biliyoruz. Teknik servisin yaptığı bir hatadan kaynaklanıyor dediler. Başhekim buraya geldi, bize olayı anlatmak için hem Sağlık Bakanlığı hem de adli olarak büyük bir soruşturma başlatıldığını söyledi. Bizim de bildiklerimiz bu kadar, iki gündür zaten hayati tehlike hala devam ediyor. Bizim yaşadığımızı bir Allah bir de biz biliriz, bunu yaşamayan da anlayamaz. Sonuna kadar şikayetçiyiz, bugün ifade verdik karakolda sorumlulardan bunun hesabını soracağız" diye anlattı.
"Bizim canımız yandı, başkalarının yanmasın"
Oğlunun yüksek doz ilaçlarla uyutulduğunu ifade eden baba Ünal Avcı ise "Belki başka bir çocuğa yapsalardı, başka bir çocuğa da aynısı olacaktı. Bizim canımız yandı, başkalarının da canı yanmasın. Çocuğumun hayati tehlikesi devam ediyor. Doktorlar uyutuyorlar, yüksek doz ilaçlarla uyutuyorlar, arada atakları oluyormuş. Beyninde ödem oluşmuş ödemi almaya çalışıyorlar, şu anda hayati tehlikesi devam ediyor" diye konuştu.
"Halacım beni ameliyat ettirme"
Öte yandan, ilk günden itibaren yeğeni Ege'nin yanında olduğunu aktaran hala Dilek Avcı, Ege'nin hissettiğini ve kendisine 'Halacım beni ameliyat ettirme' dediğini söyledi. Dilek Avcı, olay gününü şu sözlerle anlattı:
"Sabah hastanedeydik biz, gerekli tetkikler yapıldı. Ege'yi aldık odamıza geçtik, onu giydirdik güle oynaya, tabi korkuyordu. Ege bunu hissetti ve bana 'Halacım beni ameliyat ettirme' dedi. Onu mutlu bir şekilde ameliyathaneye gönderdik, saat 09.54'te ameliyattan doktorumuz, anestezi uzmanı ve başhekimimiz çıktı. Ameliyatta Ege'nin kalbinin durduğunu ve daha sonra müdahale ettiklerini tekrar kalbini çalıştırdıklarını, Ege Üniversitesi'ne sevk edeceklerini, hastanelerdeki yoğun bakımlarda yer olmadığını söylediler. O saatten sonra bizim için de dünya durdu, benim yeğenimin durduğu gibi ondan sonra biz ambulansla Bornova Ege Üniversitesi Hastanesi'ne geldik. Buranın yoğun bakımına getirdik, üç gün boyunca yüksek doz ilaçlarla narkoz ile uyutuldu. Çünkü nöbet geçirdiği için orada ilk 3 dakikadan sonra müdahale edilmiş ve yeğenimin beynine oksijen gitmediği için ödem oluşmuş. Üç gün boyunca yeğenimi uyuttular ilk iki gün boyunca doktorumuz bize çok umutsuz olduğunu söyledi ve bu bizim bütün ailemizi çok etkiledi. Ailece bu işin kek peşini kesinlikle bırakmayacağız ve bütün yetkililerden bu konuda yardım bekliyoruz. Ben bu olayın peşini bırakmayacağım, başka çocukların canı yansın istemiyorum, başka anneler ve babalar üzülsün istemiyorum, teyzeler üzülsün istemiyorum. Ben şu an yeğenimin bana bir kere daha hala demesini istiyorum."