Depremin kültürel hasarı uydularla ölçülüyor
Kahramanmaraş'ta 6 Şubat 2023'te meydana gelen 7,7 ve 7,6'lık depremlerde 11 il ve Sivas'ın Gürün ilçesi yoğun hasar alırken, deprem bölgesinde bulunan kültürel varlıkların bazıları da olumsuz etkilendi.
Deprem sonrası bölgedeki kültürel varlıklarda oluşan hasarın tespiti için Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Prof. Dr. Çiler Çilingiroğlu ve Akdeniz Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Teknolojileri Bölümünden Doç. Dr. Nusret Demir'in çabalarıyla gönüllü bir ekip oluşturuldu. Çin Ulusal Uzay İdaresi ile Avrupa Uzay Ajansına bağlı Alman Uzay Ajansı ve İtalyan Uzay Ajansı'nın üretişiz olarak erişime açtığı uydu görüntülerinin tek tek incelendiği projede yer alan gönüllüler, yüksek çözünürlüklü uydu verileri ile kaymalar ve sahadan fotoğrafları karşılaştırarak arkeolojik alan ve kültürel varlıklarda ortaya çıkan hasarın boyutunu tespit ediyor.
“Depremden önceki ve sonraki yer değişimlerini ölçebiliyoruz”
Depremden kısa süre sonra, bölgedeki kültürel varlıkların zarar gördüğünün ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Çiler Çilingiroğlu, “Bu depremler yeryüzünde deformasyona neden oldu. Bu deformasyonu ölçebilmenin bir yolu var. Bu da dünya üzerinde dönen radar uydularının aldığı görüntüleri kullanmak. Gönüllü öğrencilerin ve akademisyenlerin de katıldığı bir çalışmayla afet bölgesi ilan bölgedeki tüm kültür varlıkların, müzelerin ve tarihi eserlerin koordinatlarını bir veri tabanında topladık. Şimdiye kadar bin 700'den fazla noktayı bu şekilde kaydettik. Bu koordinat verilerini uydu radar verileriyle bir araya getirdik. Wuhan Üniversitesinden Timo Balz'ın da desteğiyle ücretsiz erişme açılan Alman, İtalyan ve Çin uydularının elde ettiği radar verileri sayesinde, yeryüzünde depremden önceki ve sonraki yer değişimlerini ölçebiliyoruz. Bunları kültürel varlıkların bulunduğu koordinatlarla birleştirerek bu varlıkların maruz kaldıkları hasarı ve derecesini ölçmek mümkün oluyor. Böylece kültür varlıklarının maruz kaldığı hasara ilişkin bir rapor sunabileceğiz. İleriye dönük olarak da hangi kültür varlıkları ve müzeler risk altında gibi bir bilgi sunabileceğiz” dedi.
“2014'te 6-7 bin euro civarında bir fiyatı vardı”
Şimdiye kadar yapılan ölçümleri değerlendiren Çilingiroğlu, “Ölçümlerde İskenderun bölgesinde çökmeler, Hatay'da doğu-batı ve kuzey-güney yönlü hareketler söz konusu. Oldukça yoğun bir tektonik bir hareket meydana geldi. Kültür varlıklar da bundan zarar gördü” diye konuştu.
Deprem nedeniyle afet bölgesi ilan edilen bölge için Alman, Çin ve İtalyan radar uydu verilerine ücretsiz olarak erişebildiklerini ifade eden Çilingiroğlu, “Bu veriler, çok çeşitli maksatlar için kullanılabilir. Bu verileri 2014 yılında almak istediğimizde tane bazında 6-7 bin euro civarında bir fiyatı vardı. Uluslararası uzay ajanları bunu ücretsiz olarak erişime açtı. Biz de bu şekilde bu verilerden faydalanıp bu çalışmayı yürütüyoruz. Şimdiye kadar bin 700'den fazla noktayı kaydettik. Yapmamız gereken, bu yapılara tek tek odaklanarak hasar oranını tespit etmek. Şimdiye kadar 70'e yakın bina ve yapıda hasar olduğunu söyleyebiliriz. 10 kadar tarihi yapıda da hiçbir hasar tespit edilmedi. Müze ve kalelerde, Arslantepe gibi alanlarda kısıtlı hasarlar kaydedildi.
“Restore edilen kısımların yeniden onarılması daha kolay”
Hasar alan kültürel varlıkları da değerlendiren Çilingiroğlu, “Yapıların belli kısımlarında çökmeler meydana gelmiş. Gaziantep Kalesi'nden gelen hasar bilgisi daha çok restore edilen yerlerde hasarın olduğu yönünde. Bu da aslında iyi bir şey. Orijinal mimarinin hala yerinde olduğunu anlıyoruz. Habib-i Neccar Camii'nde kubbenin çöktüğünü gördük. Antakya bölgesindeki kiliselerde büyük hasarlar var. Bunların bir kısmı orijinal, bir kısmı onarılmış yerlerde. Restore edilen kısımların yeniden onarılması daha kolay olacaktır” şeklinde konuştu.
“Afet sonrası acıyla bir araya geldik”
Toplanan verileri hem bilimsel olarak literatürde paylaşmak istediklerini, hem de kamuya açık bir şekilde kullanılmasını istediklerini belirten Çilingiroğlu, “Bir platform kullanarak bu verileri oraya entegre etmek istiyoruz. Açık erişim verisini bilimsel anlamda üretmek istiyoruz. Bu çalışma, deprem sonrasında 2 gün içinde bir araya gelen 25 kadar gönüllünün emeğiyle oldu. Onlar hiç tereddüt etmeden bize destek verdi ve koordinat verisi girdiler. Aynı zamanda şimdiye kadar arkeolojide en büyük gönüllü çalışması bu. Afet sonrası acıyla bir araya geldik. Arkeologlar olarak afet çalışmalarına katkı sunmak istedik” ifadelerini kullandı.