YÖK'ten akademik takvime ilişkin açıklama! Üniversitelerin açılış tarihi...
YÖK, üniversitelerin eğitime başlama tarihiyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Bugün itibariyle; üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istenmiştir" denildi.
YÖK'ten yapılan açıklama şöyle:
Son günlerde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığımıza öğrencilerimizden ve velilerimizden üniversitelerimizin açılması ile ilgili sıklıkla sorular gelmekte, bilgi istenmektedir.
Kamuoyunu bilgilendirme amacıyla konuya ilişkin bir açıklama yapma gereği hâsıl olmuştur.
Yükseköğretim Kurulumuzca Küresel Yeni Koronavirüs Salgını, vakaların tespit edildiği ilk günden itibaren yakından takip edilmektedir. Salgının yükseköğretim sistemimizi etkilediği geçtiğimiz Mart ayından itibaren gerekli tedbirler alınarak hızlı ve dinamik süreçler yürütülmüştür. Ancak tüm dünyada 20 milyondan fazla kişinin enfekte olduğu, 700 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği küresel salgın, yükseköğretimi de etkilemeye devam etmekte ve uzun vadeli yeni önlemlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bütün dünyada, 2020-2021 eğitim ve öğretim süreçlerine yönelik pek çok konu tartışılmaktadır. Yükseköğretim sistemi çok güçlü olan ülkelerde de bu konuda fikir birliği bulunmamaktadır. Bazı ülkeler 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminin tamamen dijital ortamda uzaktan öğretim ile yapılacağını belirtmiş iken, karma yöntemi benimseyeceklerini, yüz yüze ve çevrimiçi karma yöntemleri kullanacaklarını, uzaktan öğretim ve örgün öğretimi fakülte/program esaslı uygulayacaklarını açıklayan ülkelerin sayısı da az değildir.
Bilindiği üzere Yükseköğretim Kurulu olarak yakın zamanda dünya örneklerini de inceleyerek Küresel Salgında Yeni Normalleşme Rehberi'ni yayımladık. Rehberde, "Uzaktan Öğretim Uygulamaları, Uygulamalı Eğitimler, Ölçme ve Değerlendirme Uygulamaları, Yabancı Uyruklu Öğrenciler, Toplantılar, Kongreler ve Değişim Programları "başlıkları altında çerçeve kararlar ve öneriler yer almaktadır. Bu rehberde de açıkladığımız üzere, salgın dinamik bir süreç olduğu için salgının bölgesel ve yerel seyrine göre üniversitelerimizce farklı uygulamalara gidilmesine imkân tanınmaktadır. Bursada Bugün'den alınmıştır.
Ülkemizde 45.000 bine yakın üzerinde program bulunmaktadır ve her bir programın kazanım hedefleri doğrultusunda uygulanma yöntemleri değişkenlik arz etmektedir. Nitekim edebiyat, sosyoloji, moda tasarımı programlarıyla ebelik veya geleneksel el sanatları yahut tıp, diş hekimliği ve pilotaj programlarının eğitim öğretim süreçleri birbirinden çok farklıdır. Salgın süresince bu programların uygulamalarında alınacak önlemler de bölgeden bölgeye elbette ki farklılık arz edebilecektir.
Bugün itibariyle; üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istenmiştir. Bunun yanı sıra "kampüslerdeki öğrencilerin seyreltilmesi, hareketliliğin azaltılması" da önemli olup bunun için üniversitelerimize karar alma süreçlerinde geniş imkan tanınmıştır. Böylece üniversitelerimizin fakülte ve program bazında farklı uygulamalar yapabilmeleri mümkün hale gelmiştir.
Salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı programlar için yapılacak olan uygulamalara yönelik hususlarda üniversitelerimizin ilgili kurulları karar verecektir.
Geçtiğimiz günlerde salgın dolayısıyla yaptığımız yapısal düzenlemelerle karma öğretim uygulayabilmeleri için üniversitelerimize geniş bir alan bırakılmıştır. Üniversitelerimiz Koronavirüs Komisyonları ve ilgili diğer kurul ve komisyonları marifetiyle öğrencilerimizin, akademisyenlerimizin ve idari personelimizin sağlığını tehdit etmeyecek şekilde genel planlamalar yapabilecektir. Elbette ki bu süreç Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıkların tedbir maksatlı yönlendirmeleri çerçevesinde sürdürülecektir.
YÖK olarak, bu süreci başından itibaren "çevik yönetim, güçlü koordinasyon, esnek kararlar almak ve kurumsal çeşitliliği imkân olarak kullanmak" şeklinde özetleyebileceğimiz bir yönetim anlayışı ile yönetiyoruz. Aileleri tarafından bizlere emanet edilen sevgili öğrencilerimiz başta olmak üzere, bütün akademik ve idari personelin sağlığı karar süreçlerimizde en fazla dikkat ettiğimiz husustur.