Türkiye'nin dört bir yanından kadın cinayetlerine tepki yağdı!
Muğla'da 5 gündür kendisinden haber alınamayan Pınar Gültekin'in bar işletmecisi Cemal Metin Avcı tarafından öldürüldükten sonra bir varile cesedinin konulup üzerine beton dökülmesine tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor. Edirne Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri üyesi kadınlar Saraçlar Caddesi'nde bir araya gelerek, yaşanan cinayete tepkilerini bir kez daha gösterdi. Kadın cinayetlerinin artık normalmiş gibi bir hal aldığına sitem eden kadınlar, "Artık öldürülmek istemiyoruz" açıklamasında bulundu.
KADIN CİNAYETLERİ NORMALİMİZ OLDU, BUNA 'DUR' DENİLMELİ
Kadın cinayetlerini durdurmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söyleyen kadınlar, kadın cinayetlerinin normalleştirilmemesi gerektiğini ancak cinayetlerin neredeyse normal gibi algılanmaya başladığını üzülerek belirtti.
BU KONU İÇİN TOPLANMAMIZ BİLE ÜZÜCÜ
Kadın olarak yaşananları kaldıramadıklarını ifade eden kadınlar, "Kadın cinayetlerine 'dur' demek için burada toplanmış olmamız bile çok üzücü, diyecek başka bir şey yok" açıklamasında bulundu. Kadınlar ardından sloganlar atarak dağıldı.
MERSİNLİ KADINLARDAN TEPKİ
Mersin'de Kadın Platformu üyeleri yaptıkları basın açıklamasıyla Pınar Gültekin'in eski erkek arkadaşı tarafından vahşice öldürülmesine tepki gösterdi.
Mersin Kadın Platformu üyeleri, basın açıklaması ile cinayete tepkilerini dile getirdi. Kadınlar adına açıklama yapan platform üyesi Ceren İnan şunları söyledi:
"Pınar Gültekin 'hayır' dediği bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldü. Pınar maalesef ilk değil, ama son olması için biz kadınlar dün nasıl sokakları doldurduysak bugün de Türkiye'nin dört bir yanında sokakları dolduruyoruz. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün hayatta olacak olan Pınar ve daha yüzlerce kadın için gerçek adalet İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasıyla gelecek, biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, ilk başta şiddeti önleyici politikalar geliştirin. Şiddet, eşitsizliğin sonucu olarak ortaya çıkar. Bu yüzden de toplumsal cinsiyet eşitliğini tanıyın diyor. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, kovuşturma sürecini etkin yürütün. Yani şiddet failine takım elbise giydi diye iyi hal indirimi vermeyin, haksız tahrik indirimleri vermeyin, konuyla bağlantısı olmayan kadının özel yaşımına dair bilgileri mahkemenin konusu yapmayın diyor. İstanbul Sözleşmesi diyor ki, politika geliştirin, ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm kurumlarla koordinasyon kurun. Yani diyor ki, erkek şiddetine karşı mücadele eden kurumların sözlerini dinleyin, bununla ilgili bir politika geliştirin ve tüm kurumlarda bunun uygulanmasını garanti altına alın."
KADIKÖY'DE PINAR GÜLTEKİN EYLEMİ
Kadıköy'de toplanan kadınlar, Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesi ve kadına yönelik şiddet olaylarını protesto etti.
Burada grup adına İrem Gerkuş tarafından okunan basın açıklamasında, "İsyanımız büyük. Bugün bir kadının daha erkek şiddetiyle aramızdan alındığının haberini aldık. Pınar Gültekin 'hayır' dediği bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldü. Pınar maalesef ilk değil ama son olması için biz kadınlar dün nasıl sokakları doldurduysak, bugün de Türkiye'nin dört bir yanında sokakları dolduruyoruz. Çünkü erkek şiddetin münferit olmadığını biliyoruz" ifadelerine yer verildi. Eylem, daha sonra olaysız bir şekilde sona erdi.
SANATÇI KALBEN VE ŞEVVAL SAM DA BEŞİKTAŞ'TAKİ PROTESTOLARA KATILDI
Beşiktaş'ta kadınlar, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesini protesto amacıyla eylem yaptı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri öncülüğünde Beşiktaş Barbaros Hayrettin Meydanı'nda bir araya gelen kadınlar cinayeti protesto etti. Oyuncu Şevval Sam ve müzisyen Kalben'in de desteklediği eylemde, "İstanbul Sözleşmesini uygulayın, Pınarları yaşatın. Pınar Gültekin için sessiz kalmıyoruz" yazılı pankart açan kadınlar sık sık 'kadın, yaşam, özgürlük' ve 'asla yalnız yürümeyeceksin' şeklinde sloganlar atarak erkek şiddetini protesto etti.
Ellerinde, Pınar Gültekin'in fotoğrafı ve 'ölmek istemiyoruz', 'erkekliğinizi yıkacağız', 'İstanbul Sözleşmesi uygulansın' yazılı dövizler taşıyan eylemcilere hitaben konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim "O kadar öfkeliyiz ki; çünkü bir adım geriye gitmeye niyetimiz yok. Kadınlar uyandı evet, o erkekliği rahatsız ediyoruz evet. Bu şekilde o İstanbul Sözleşmesini imzalattık. Şimdi bundan geri durur muyuz kadınlar" dedi.
Pınar Gültekin'in ilkokul ve lise arkadaşı Gamze Sert ise, "Bugün üzüntümüzü, öfkemizi tarif edebileceğimiz hiçbir kelimemiz yok. Size üzüntümü anlatabilecek hiçbir şey söyleyemiyorum. Pınar'ın 27 senelik kısa hayatında O'nunla ilgili söyleyebileceğim en önemli şey; baştan sona mücadele içinde geçen bir hayatı vardı. Okumaya mücadele, yaşamaya mücadele, hep mücadele içinde bir hayatı vardı. Belki de bugün, bu mücadele belki de hiçbir payı olmayan, hiçbir hakkı olmayan biri tarafından elinden vahşice alındı. Pınar bugün bir anneydi, Pınar bugün bir kız çocuğuydu, Pınar bugün bir ablaydı. Ve bunların hiçbiri bugün önemli olmadı, katledilmesine engel olmadı. Biz artık bugün böyle şeylere, artık hala olmayan yasaları değil, kadın cinayetlerini değil, artık yaşamayı, mutluluğu konuşmak istiyoruz. Biz artık ölmek değil, yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
"ŞİDDETLE VE ÖLÜMLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMU BİLEREK YAŞIYORUM"
Müzisyen Kalben de yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Ben 34 yaşındayım. 34 yıldır bu ülkedeyim ve ben 30 yıldır, kız olduğum, kız çocuğu olduğum, sonra kadın olduğum için başıma nelerin gelebileceğini biliyorum. Bunları her gün kabul ederek, bu acıyla, bu yağmayla, bu zulümle mücadele ederek yaşıyorum. Ve her gün benim hemcinsim, ya bir kız kardeşim, ya bir halam, ya bir tanıdığım, ya bir yabancı... Bunun bir önemi yok. Belki de annem... Rahmetli annem de muzdarip oldu hayatında. Şiddetle ve ölümle karşı karşıya olduğumu görüyorum. Bunu bilerek yaşıyorum. Küçücük kızların, gencecik kızların, kadınların bunu bilerek yaşadığı bir ülkede yaşıyorum. Sadece İstanbul sözleşmesinin uygulanmasını ve bütün kadınların, cinsiyetlerin, bedenlerinde, zihinlerinde ve ruhlarında artık özgür bırakılmalarını istiyorum."
"HAK VERİLMEZ ALINIR. BİZ BU HAKKI ALMAK ZORUNDAYIZ"
Oyuncu Şevval Sam ise, "Ben bir kadın değilim, ben bir anne değilim, bir küçük kız çocuğu değilim ben bir insanım ve benim yaşamak hakkım. Burada daha fazla erkek dostlarımızı görmek isterdim. Çünkü aralarında karıncayı incitmeyecek iyi, şefkatli erkek dostlarımız var. Onların desteği olmazsa tek başımıza hiçbir şey yapamayız. Anneler, babalar, kardeşler, kadınların bizzat kendileri; hak verilmez, alınır. Biz bu hakkı almak zorundayız. Bunun için anneler çocuklarına, öğretmenler öğrencilerine, babalar kızlarına, oğullarına, şiddetin yanlış bir şey olduğunu, önceliğin yaşam hakkı olduğunu, herkesin yaşama hakkı olduğunu öğretecek ki; bu kısır döngü artık bir son bulsun. Çünkü içimizdeki öfke, hayırlı bir şeye dönmezse biz de o şiddetin bir parçası oluruz. Bazen diyorum ki; 'kız çocuklarına savunmayı öğretin' Ama ben niçin buna ihtiyaç duyayım. Sosyologlar bunlarla ilgili araştırma yapsınlar, bu toplum neden bu hale geldi? Ne zaman içimizdeki şiddet bu kadar büyüdü? Hak verilmez, alınır. Eğer baştakilerin cümlelerini değiştirmezsek, biz bu hakkı alamayız. Bu toplum birilerini takip ediyor. Ünlü olması, siyasetçi olması, sıradan olması fark etmiyor. Bu topluma yeniden barışı, eşitliği; kadının, çocuğun yaşam hakkı olduğunu çocuklarımıza öğretmekle başlayacağız" şeklinde konuştu.