'Şiddet vakalarına' uzman savcı bakacak
Adalet Bakanlığı, yeni adli yılın başlaması ile birlikte cumhuriyet savcılıklarına bir yazı göndererek aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilmesine yönelik yeni uygulamaları anlattı. Özellikle kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici tedbirlerin önemine işaret edilen yazıda, yenilikler şöyle sıralandı:
Hâkimlerin verdiği tedbir kararları artık PTT yoluyle değil, polis ve jandarma tarafından şiddet uygulayana bizzat iletilecek. Tebliğ kararı iletilirken, şiddet uygulayan kişilerin dikkati çekilecek ve yeniden ihlal durumunda hapse girebileceği yönünde ihtar edilecek. Polis ve jandarmanın bizzat tebligatta bulunmasıyla postada yaşanan gecikme veya tebliğin yapılamaması gibi sorunlar da ortadan kalkacak. İçişleri Bakanlığı ile bu konuda görüşmeler yapıldığını belirten Adalet Bakanlığı yetkilileri, "Eve uzaklaştırma tebligatı çıkarılıyor, PTT ile gönderiliyor. Başka adreste olunması ya da başka nedenle tebligat yapılamıyor. 15 gün sonra tekrar şiddet uyguladığı zaman hakimin önüne ikinci kez geliyor. Hâkimin verdiği tedbir kararı tebligatı yapılamadığı için ikinci kez şiddet vakasında hapis kararı uygulanamıyordu. Şimdi İçişleri Bakanlığı ile görüşüldü, tebligat kararını polis ve jandarma iletecek. Yazılı tebligatı yaparken, sözlü olarak da 'taciz ettiğin, şiddet uyguladığın kişiye yaklaşma, yakınlarını mağdur etme, zarar verme, şu kadar mesafeden fazla yaklaşma yoksa neticelerine katlanıp hapse girersin' denilecek" bilgisini verdi.
'Zorlama hapsi'
Tekrarlanan şiddet vakaları veya tedbir kararlarının ihlali durumunda gecikmeksizin zorlama hapsi uygulanacak. Bu uygulama ile verilen tedbire uyulması ve şiddet eylemlerinin tekrarlanmaması hususunda caydırıcılık da sağlanmış olacak.
Takibi kolaylaşacak
Aile içi ve kadına yönelik şiddet vakaları artık bu alanda uzmanlaşmış, ihtisaslaşan belirli cumhuriyet savcılarınca takip edilecek. Yetkililer bu uygulamaya ilişkin de şunları söyledi: "Artık bu vakalara ihtisas sahibi savcılar bakacak. Uygulama başlatıldı. İl merkezlerinin yanında büyük ilçelerde örneğin beş savcı varsa sadece biri bu vaka ve tedbirlere bakıp takip edecek. Kadının muhatabı teke indirilecek. Tedbir mahkemesi uygulaması ocakta uygulamaya geçirildi. Ankara'da 3, Antalya'da bir tedbir mahkemesi var. Böylece tek mahkeme ve hâkim, tek savcı ve tek kolluk bürosu üzerinden işler yürütülecek. Bu sayede hiçbir vaka gözden kaçmayacak, tekrarlanan vakalar azaltılmış olacak. Bir kadın şiddet gördüğünde birden fazla karakola, savcıya şikâyette bulunuyor. Şiddet vakası oldu, o gün bakan Savcı Ahmet Bey'e derdini anlatıp şikâyette bulunuyor. Bir ay sonra yine şiddet gördü ama o gün de Savcı Mehmet Bey'e derdini anlatıp şikâyet ediyor. Ama aynı savcıya başvuruda bulunursa, savcı olayın evveliyatını bilirse daha caydırıcı kararlar verecek."
Yaşanan şiddet olayında mağdurun daha önce şiddete uğrayıp uğramadığı konusu mutlaka kontrol edilecek. Bu yönde bulgulara ulaşılması durumunda şüpheli hakkında etkili koruma tedbirlerine başvurulacak. Özellikle nitelikli ve tekrarlanan şiddet olgusu içeren vakaların risk değerlendirmesi daha dikkatli yapılacak.
ŞÖNİM raporu
Soruşturma ve yargılama sürecini desteklemek amacıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerindeki Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri'nden (ŞÖNİM) mutlaka sosyal inceleme raporu istenecek. Talep edilecek koruyucu ve önleyici tedbir kararları belirlenirken, kolluk birimlerince doldurulan olay kayıt formu ve hazırlanan sosyal inceleme raporu dikkate alınacak. Bakanlık yetkilileri, bu konuda Aile Bakanlığı ile ortak çalışma başlatıldığını dile getirerek, "ŞÖNİM raporlarıyla adli süreç desteklenecek. Acil durumlarda hakim tedbir kararlarına hükmedecek. Bir aylık tedbir kararı veriliyor ancak bir ay içinde tehdit ortadan kalkmayabilir. Tehdidin derecesi, niteliği, doğru veya eksik olup olmadığını ŞÖNİM'ler sosyal inceleme raporuyla hâkim önüne koyacak. Hâkim de tedbir kararını buna göre güncelleyebilecek. Ama başlangıçta ŞÖNİM raporu beklenmeyecek tabii ki. Aile Bakanlığı ile ortak çalışılacak. Kurumsal yeterlilik tamamlanacak" bilgisini verdi.
Öfke kontrolü tedavisi
Aile içi ve kadına yönelik şiddet vakalarında vakaya özel, öfke kontrolü, stresle baş etme, madde bağımlılığı tedavisi gibi uygun önleyici tedbir kararları da göz önünde bulundurulacak. Yetkililer bu uygulamanın önemini de şöyle vurguladı:
"Kadını korumak yetmez. Sığınma evine alınıyor, bir müddet sonra çıkıyor. Şiddeti uygulayan kişi tutuklanıyor, serbest kalıyor. 2-3 ay tedbir tutuklaması. Çıktığında ne olacak? Öfke kontrolü önleyici tedbir kararları olarak teklif edilecek, savcılar, hâkimler bunları değerlendirecek. Kişinin ıslahı, uyarılması, stresle baş etme programlarına dahil olması sağlanacak. Madde, alkolle ilgili sıkıntıları olanlar tedavi edilerek şiddet ortadan kaldırılmaya çalışılacak. Sadece uzaklaştırma, sığınma evi kararları sorunu çözmeye yetmiyor. Bunların etkin kullanılması sağlayacak."