Salgın sosyal medyanın psikolojisini etkiledi
ABD'deki Georgia Tech Üniversitesi'nde görev yapan araştırmacı Koustuv Saha'nın öncülüğünde "Sosyal medya Kovid-19 salgınının psikososyal etkilerini gösteriyor" başlıklı akademik bir çalışma gerçekleştirildi.
ABD'de görev yapan bir grup akademisyenin de destek verdiği çalışma, sosyal medya paylaşımları üzerinden Kovid-19 salgınının insanlara olan psikolojik etkilerini inceledi.
Araştırmada, salgının kişisel ve toplu yaşamda çeşitli aksamalara neden olduğu, salgınla ilgili belirsizliklerin ve salgına yönelik tedbirlerin akıl sağlığıyla ilgili endişelere yol açtığı belirtildi. Bir çok faktörün etki ettiği bu durumun "akıl sağlığı tsunamisi" olarak değerlendirildiği, ancak salgının psikolojik etkilerinin büyük ölçüde keşfedilmediği aktarıldı.
100 MİLYONDAN FAZLA PAYLAŞIM İNCELENDİ
İnsanların salgın sürecindeki psikososyal endişelerini anlama amacıyla sosyal medya verilerinden yararlanan araştırma, 24 Mart-25 Mayıs 2020 tarihleri arasında ABD'de yapılan 60 milyondan fazla paylaşım üzerinden gerçekleştirildi.
Araştırmada ayrıca, salgının etkilerini nedensel olarak ilişkilendirmek için 2019'daki benzer bir döneme ait 40 milyondan fazla gönderiyle karşılaştırma yapıldı. Bu sayede, 2020 ve 2019'daki psikososyal ifadelerde meydana gelen değişiklikler incelendi.
Bu paylaşımlar üzerinden, akıl sağlığı endişeleri, destek arayan ifadeler açısından insanların sosyal medyada kendini ifade ediş şekilleri ele alındı. İncelenen tüm psikososyal ifadelerin Kovid-19 salgını sırasında önemli ölçüde arttığı belirlendi. Kovid-19 döneminde akıl sağlığıyla ilgili ifadelerin yüzde 14, destek arama ifadelerinin ise yüzde 5 arttığı tespit edildi.
Salgına yönelik sosyal mesafe ve karantina uygulamaları önlem olarak önerilse de bu uygulamaların tıbbi izolasyonda bulunan kişiler üzerinde endişe, depresyon, korku gibi birçok duruma yol açabileceği belirtildi.
'YENİ NORMAL'E ADAPTASYON PAYLAŞIMLARI DA ETKİLEDİ
Öte yandan, salgına yönelik destekleyici önlemlerin etkisiyle söz konusu ifadeleri içeren paylaşımlarda düzenli bir düşüş gerçekleşti. Araştırmada bu durumun, insanların "yeni normal"e adapte olmasının bir sonucu olabileceği de kaydedildi.
Araştırmaya göre, sosyal medya kullanımın artması, akıl sağlığının ve psikososyal bozuklukların izlenmesi ve belirlenmesi açısından benzersiz bir imkan sunuyor. ABD'de yetişkinlerin yüzde 80'den fazlası sosyal medyayı her gün kullanıyor. Gerçek zamanlı bu platformlarda insanlar fikirlerini, endişelerini ve salgın sürecinde yaşadığı zorlukları da dile getiriyor.
Araştırmada, insanların psikososyal ifadelerinin incelenmesi için Twitter tercih edildi. En popüler sosyal medya platformlarından biri olan bu mecra, insanların kendilerini ve yaşamlarına dair gelişmeleri ifade etmeleri nedeniyle seçildi.
Bu tarz çalışmaların, sağlıkla ilgili kriz süreçlerinde akıl sağlığını koruyucu önlemlerin alınması ve gerekli planların yapılması açısından politika yapıcılara ve diğer paydaşlara imkan sunma potansiyeli taşıdığının da altı çizildi.