'Kullanmaya devam edeceğiz' demişti! Gerçek ortaya çıktı

 'Kullanmaya devam edeceğiz' demişti! Gerçek ortaya çıktı

DSÖ, çalışmayı askıya almasının üzerinden 10 gün geçmeden dün ani bir şekilde bu kararı da geri aldı. Sağlık Bakanı Koca da Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı." demişti.

Corona virüs salgınının başladığı tarihten itibaren pek çok tartışmalı karara imza atan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 22 Mayıs’ta Lancet’te yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına dayanarak Covid tedavisinde hidroksiklorokin denemesinin askıya alındığını açıklamıştı. Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olarak bilinen ve 200 yıllık geçmişi olan Lancet’te yayınlanan araştırmada, Covid hastalarında hidroksiklorokin kullanımının kalp krizine yol açarak ölümlere neden olduğu iddia edilmişti. Çalışmaya ilk itiraz eden ülkelerden biri Türkiye oldu. Çalışmadaki hasta verilerinin çelişkili olduğunun dikkatlerini çekmesi üzerine itirazda bulunduklarını anlatan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) verdiği röportajda, "Makalede, 15 Mart’ta Türkiye’den 349 hastanın dahil edildiği yazıyordu. Oysa o tarihte Türkiye’deki Covid-19 vaka sayısı sadece 18'di. Lancet’in de yayını geri çekmesi gerekir" dedi.

HER KITADAN İTİRAZ GELDİ

Makalede sadece Türkiye ve Avustralya değil, Meksika, Afrika, İngiltere, Kanada, hatta ABD’nin hasta verilerinin de hatalı olduğu dikkat çekiyor. Örneğin Avustralya için Lancet çalışmasına dahil edilen 73 Covid-19 ölüm sayısının, ulusal olarak kaydedilen toplam ölüm sayısını da aştığı belirtiliyor. Kayıtların, Avustralya'da 21 Nisan'a kadar toplam 67 Covid-19 ölümü gösterdiği belirtiliyor. 6 kıtadan 671 hastane tarafından izlenen 96 bin 32 hastanın verilerine dayandırılan makaleye, bilim dünyasından itiraz mektupları yağdı. Çünkü kullanılan hasta verilerinin doğru olmadığı ortaya çıktı. 28 Mayıs'ta, dünyanın dört bir yanındaki araştırma kurumlarından 180'den fazla imzacı, dergiye açık bir mektup göndererek çalışmada kullanılan veriler ve analizleriyle ilgili birçok soru işaretini dile getirdi. Türkiye’den ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, Dr. Alpay Medetalioğlu ve Dr. Kasımcan Meral imzası ile kaleme alınan açık mektup ile verilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Demirören Haber Ajansı’na konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, “15 Mart’ta 349 hasta dahil edildiğini yazmışlar, o tarihte Covid-19 hasta sayısı sadece 18’di. Aynı şekilde pek çok kıtadaki ülke verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı" dedi.

‘TÜRKİYE’DEN İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ İTİRAZ ETTİ’

Prof. Dr. Tükek, “Bizim açık uyarımızdan sonra Avustralya ve İngiltere’den de benzer itirazlar olduğunu gördük. Oralardan kullanılan bazı hasta verilerinin de gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Tüm bunlar makaleyi geri çektirecek güçte itirazlarö diye konuştu. Öte yandan Sağlık Bakanı Dr. Fahretttin Koca da ilaçla ilgili tartışmalar üzerine, Çarşamba günkü basın toplantısında, Türkiye’deki uygulamalarda ilacın Covid hastalarında çok olumlu etkilerinin gözlendiğini, tedavi protokolünden çıkarılmayacağını açıkladı.

İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tükek, Lancet’teki makalenin sıtma ilacı ile özellikle bazı antibiyotik ilaçlar kombine verildiğinde ölümcül olabileceği iddiasını değerlendirerek “DSÖ bu makaleden sonra çalışmaları durdurma kararı aldı. Ona istinaden de birçok ülkede bu ilacı bırakan ve tedaviden uzaklaştıran görüşler ortaya çıktı. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi’nden bir grup, geçtiğimiz hafta bir hidroksiklorokin’le ilgili bir çalışma için bizimle irtibata geçti. Biz de onlara bu makalenin sorunlu olduğunu, özellikle Türkiye’ye dair verilerin doğru olmadığını ilettik. Gerçekten baktığınız zaman alt analizlere, Türkiye’den Mart’ın 15’ine kadar 349 hastanın bu çalışmada yer aldığı belirtiliyor. o tarihte 18 hastamız var, bu sayıyı nereden uydurdular? Bunun üzerine biz de bir itiraz metni kaleme alarak durumu sorguladık. Oxford grubu da bununla çok yakınen ilgilendi. Dergi ve makale yazarlarına yönelik yayınladıkları açık mektupta bizim itirazımızı da dile getirdiler" dedi.

O YAZARLARIN ‘TANSİYON İLACI-COVİD İLİŞKİSİ’ ÇALIŞMASI DA HATALI

Lancet’te yayınlanan makalenin verilerinin güvenilirliğinin kesinlikle sorgulanması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada da büyük ses getirdi. Çünkü gerçekten hidroksiklorokin’in, bizim gibi erken dönemde kullanıldığında fayda sağlayacağını düşünen birçok hekim grubu vardı. Yine aynı yazar grubu, bir ay kadar önce de yüksek tansiyon hastalarının kullandığı ilaçların Covid-19’daki potansiyel zararlı etkileri konusunda da bir makale yayınlamıştı. Bu da yine dünyanın en saygın tıp dergilerinden New England Journal of Medicine (NEJM) yayınlanmıştı. Oradaki verileri de bizim çalışmalarımızla çelişiyordu ve ona da bir mektup yazarak itirazda bulunmuştuk. Sonuçta, elde edilen verilerin de güvenliği tartışmalı oluyor. Bunlar çok ciddi itirazlar ve kesinlikle makale geri çekilecek diye düşünüyorum. Ne kadar güzel yazılmış bir çalıma olursa olsun, sahte verilerle yapıldığı için bir anlamı kalmıyor. Biz bu ilacın çok faydasını gördük klinikte. Bakanlığın da ilacı tedavi protokolünden çıkaracağını sanmıyorum. Belki doz ayarlaması yeniden yapılabilir."

ÇALIŞMA DA DAYANDIĞI VERİLER DE YAZARI DA ŞAİBELİ

Öte yandan makaleye konu edilen hasta verilerinin sadece ‘Surgisphere’ adlı bir şirketin veri tabanına dayandığı, bu şirketin de dünyanın en büyük ve en hızlı hastane veri tabanlarından birini işlettiği iddia edilse de Surgisphare hakkındaki bilgiler de şaibeli bulunuyor. Surgisphere çalışanlarının birçoğunun bilimsel geçmişe sahip olmadığı, şirketin sahibi olarak görünen ve Lancet makalesinin yazarlarından biri olan Dr. Sapan Desai’nin ise 2019’da Illinois’de üç kez malpraktis suçlamasıyla ile dava edildiği ve davanın halen sürdüğü belirtiliyor. Ayrıca Dr. Desai’inin son 5 yıldır yayınlanan 39 tıbbi makalesinden son iki Covid-19 makalesi hariç hiçbirisinde, Surgisphere veritabanını kullanmadığı dikkat çekiyor. Bu da makalenin yazarı hakkında “Surgisphere'in kurucusu neden gerçek zamanlı en büyük hasta verilerine erişebilirken bunu Covid haricindeki hiçbir yayınında kullanmadı?" sorularını akla getiriyor.

BAKAN KOCA'DAN SITMA İLACI AÇIKLAMASI

Bilim Kurulu toplantısı sonrası bir basın mensubunun, birçok ülkenin kalp krizi riski yüzünden Covid-19 tedavisinde kullanılan sıtma ilacını kullanmaktan vazgeçtiğini aktararak Türkiye'de bu ilacın kullanılmaya devam edilip edilmeyeceğini sorması üzerine Koca, dünyada bu ilacın 20 yıla yakın bir süredir tanındığını, daha önce sıtmada, 10-15 yıldan beri de romatizmal hastalık grubunda kullanılan bu ilacın yan etkilerinin bilindiğini anlattı. Söz konusu yayınla ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunan Koca, şunları söyledi:

"Bu yayın bazı ülkelerden bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir yayın değildir. Bu yayın, Amerika'da bir şirket tarafından veriler toplanarak yapıldı. Yani bu verileri bir şirket topladı, bilim insanları değil ve bu verileri yayın haline getiren de meşhur, bildiğimiz üniversitenin kalp nakli yapan hekimleri tarafından yayın haline getirildi yani enfeksiyonla ilişkisi olmayan. Hangi ülkeden, hangi hastaneden verilerin alındığı bilinmeyen bir yayından bahsediyoruz. Biz ise Türkiye olarak dünyadan farklı olarak bu ilacı farklı ve erken kullandık. Birçok ülke Çin, Amerika, Avrupa dahil olmak üzere, daha çok bu ilacı ciddi vakalarında yani geç vakalarında, yoğun bakım döneminde olan hastalarında kullandılar İngiltere dahil olmak üzere. Biz ise o dönemde bu ilacın faydasının olmadığını, bu ilacın çok erken dönemde başlanmasının gerekliliğini ve erken dönemde özellikle faydasının olacağını düşünerek başladık ve Bilim Kurulu böyle karar verdi. Bunun da faydasını gördük. Her geçen gün vakan sayımızın azalması, pnömoni oranının düşmesi, ağırlıklı burada uyguladığımız tedavi yaklaşımlarından bir tanesi olan bu ilaca bağlıydı. Sadece bu ilaç değil, bu ilaç da bunlardan bir tanesiydi."

Türkiye'de hastanelerden toplanan 1811 veride bu ilaçla ilgili kalıcı bir sorunun olmadığının görüldüğünü anlatan Koca, "Diğer hastanelerimizdeki vakaları da analiz ediyoruz. Önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Bu anlamda ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı." diye konuştu.