Koronayı yenen sağlıkçı çift konuştu! "Her yeni belirti ölüm korkusu yaşatıyor"
Ordu Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde görevli diş protez teknisyeni Hatice Tarım Işık'ın 9 Kasım'da Kovid-19 testi pozitif çıktı. Bunun üzerine Işık'ın yanı sıra İl Sağlık Müdürlüğünde sağlık memuru olan eşi Ünsal, 14 yaşındaki oğlu ve 4 yaşındaki kızı, evlerinde izole olmaya başladı.
İzolasyonun 6. gününde Ünsal Işık'ın da testinin pozitif çıkması ile çift, virüsü çocuklarına bulaştırmamak için yoğun çaba sarf etti. Evlerindeki karantinanın ardından görevlerine dönen Işık çifti, hastalığın zorluklarının yanı sıra başkasına bulaştırma noktasında yaşadıkları endişeyi paylaştı.
"HER YENİ BİR BELİRTİ GÖRDÜĞÜNÜZDE ÖLÜM KORKUSU YAŞIYORSUNUZ"
Hatice Tarım Işık, şiddetli yorgunluk, kas ağrısı ve burun akıntısı şikayetleri üzerine yaptırdığı Kovid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi.
Testi pozitif çıkınca büyük bir şok yaşadığını belirten Işık, "İlk duyduğumda en çok 'acaba birine bulaştırdım mı, birinin hayatına mal olur muyum?' diye çok endişelendim ve çok ağladım." dedi.
Işık, kendisini izole edip ilaçları kullanmaya başladığını dile getirerek, "Her yeni bir belirti gördüğünüzde ölüm korkusu yaşıyorsunuz. 'Çocuklarıma bir daha sarılabilecek miyim?', 'Sevdiklerimi bir daha görebilecek miyim?', 'Bu odadan bir daha çıkabilecek miyim?' diye yoğun bir şekilde tedirginlik yaşıyorsunuz." diye konuştu.
Işık, 4 yaşındaki kızını bu süreçte durdurmanın zor olduğunu anlatarak, "Sürekli odama girmeye çalıştı, ağladı. Kapının altından yaptığı resmi attı. Biraz onun verdiği duygusallık da vardı. Onu her gördüğümde ciddi anlamda çok büyük üzüntü yaşadım." ifadesini kullandı.
Çocuklarına sarılamadığı ve yaklaşamadığı için üzüldüğünü ancak en çok onlara zarar vermekten korktuğunu vurgulayan Işık, çocuklarının da kendisine sarılamamanın özlemini yaşadıklarını ve korktuklarını anlattı.
Işık, işi gereği sürekli insanlarla bir arada bulunduğunu, dolayısıyla da salgın süresince hep bulaş kaygısı yaşadığını belirterek, "Bana bulaşabilir, ben çevreme bulaştırabilirim" endişesinin kendisini çok yorduğunu dile getirdi.
"BİR İNSANIN ÖLÜMÜNE SEBEP OLUP OLMAYACAĞINIZ BELLİ DEĞİL"
Toplumun kalabalık ortamlarda bir arada bulunmaya biraz ara vermesi gerektiğinin altını çizen Işık, şu değerlendirmede bulundu:
"Birazcık fedakarlık yapmamız lazım ki ileride mutlu, güzel günlerimiz olsun. Yine hep beraber coşkuyla yaşayalım, bayramlarımızı da yaşayalım ama bugün mutlaka maskemizi takmamız, mesafemizi korumamız ve temizliğimizi yerine getirmemiz gerekiyor çünkü Kovid-19 süreci çok ağır bir süreç. İnanın yarına çıkıp çıkmayacağınız belli değil ya da bir insanın ölümüne sebep olup olmayacağınız belli değil. O nedenle bu süreci kesinlikle kurallara uyarak geçirmemiz gerekiyor."
Işık, tedbirlere uyulmadığını gördükçe üzüldüğünü dile getirerek, "Çünkü bu süreçte 'ben' diye bir şey yok. 'Ben hasta olabilirim, etrafıma da zarar verebilirim' diye düşünülmeli. Her şeyden önce bir başkasının ölümüne sebep olabiliriz. Bu çok ağır bir vebal." dedi.
Herkese maske takmaları ve izole olmaları çağrısında bulunan Işık, "Misafirlik zamanı için birazcık fedakarlık yapmamız lazım. O günler de gelecek inşallah ama toplum olarak biz bu kurallara uyarsak gelecek." diye konuştu.
"HER ŞEY FİLM ŞERİDİ GİBİ GÖZÜMÜN ÖNÜNDEN GEÇTİ"
Ünsal Işık ise eşinin testinin pozitif çıkmasıyla aile olarak evlerinde karantinada kaldıklarını söyledi.
Işık, eşinin ayrı bir odada izole olduğunu, kendi testi negatif çıktığı için çocukları ile eşinin bakımını üstlendiğini anlattı.
İzolasyon sırasında baş ağrısı ve burun akıntısı şikayetleri oluştuğu için test yaptırdığını ve bu sefer pozitif çıktığını dile getiren Işık, "Çocuklarımla temasta bulunduğum için onun psikolojisi beni çok feci şekilde etkiledi çünkü çocuklarıma bilmeden bulaştırmış da olabilirdim. İlk testimin negatif çıktığına güvenerek onlara bakıyordum." dedi.
Işık, hastalığın zorlu bir dönem olduğunu, psikolojik olarak da insanı çok etkilediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"İki gün çok ağır geçti. İki gece uyku uyuyamadım, nefes darlığı çektim hatta bir ara, 'acaba yoğun bakımlık olacak mıyım?, 'hastaneye kaldırılacak mıyım?' korkusu sardı yani her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçti, ne yalan söyleyeyim. Hem psikolojik hem de bedensel anlamda yorucu bir süreç. Öyle olunca da dikkat etmek, yakalanmamaya çalışmak, gerekli tedbirleri almak çok önem arz ediyor."
"ZORLU BİR SÜREÇ, ALLAH KİMSENİN BAŞINA VERMESİN"
Hastalık sırasında eklem ve kas ağrısı ile halsizlik, öksürük gibi şikayetlerin ortaya çıktığını anlatan Işık, "Burun akmıyor ama akacakmış gibi olup baş ağrısı yapıyor. Kuru öksürük oluyor, sanki boğazında gıcık var gibi sürekli öksürüyorsun ama çıkmıyor. O bile insana psikolojik bıkkınlık ve bitkinlik veriyor. Zorlu bir süreç, Allah kimsenin başına vermesin." diye konuştu.
Ünsal Işık, bir anlık tedbiri elden bırakmanın bulaşa neden olabileceğini vurgulayarak, herkese maske ve hijyen başta olmak üzere belirtilen tüm kurallara uymaları çağrısında bulundu.
Devletin salgınla mücadelede gerekli tedbirleri aldığını, vatandaşın da bunlara uyması gerektiğini ifade eden Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
"7'den 70'e bunlara güzel şekilde uymamız hatta fazlasını yapmamız gerektiğini düşünüyorum. İşimiz olmadıkça dışarı çıkmayalım. Tedbirlere uyulmadığını gördüğümde 16 günlük karantina sürecindeki psikolojik ve bedensel olarak çektiğim çile aklıma geliyor. Allah düşmanımın başına vermesin. Kimsenin bu şekle girmesini, bu zorlukları çekmesini istemem. Haliyle de bunu gördüğüm zaman da uyarma ihtiyacı duyuyorum. Elimden geldiğince insanlara, 'evinize girin, gezmeyin, acil olmadıkça çıkmayın' diyorum. Dışarı çıkmasınlar. İlla birileriyle muhabbet edeceklerse, konuşma ihtiyacı duyuyorlarsa kendi aileleriyle, eşleriyle, çocuklarıyla zaman geçirsinler."