Kolu kopacak kadar kesilmiş! 'Sesini duyurmak için camları kırdı'
20 Ağustos günü saat 01.00 sıralarında, polise, Barbaros Mahallesi 5218 Sokak'ta yaşayan kaynak ustası Serkan Dindar'ın zemin kattaki dairesinden tartışma ve cam sesleri geldiği ihbar edildi. Adrese giden polis, daireye girdiğinde Ceyda Yüksel'i ölü buldu. Yüksel'in sağ kolunun kopma derecesinde kesildiği ve vücudunda cam kesikleri bulunduğu belirlendi.
Otopsinin ardından yakınları tarafından İstanbul'a götürülüp, Hekimbaşı Mezarlığı'nda toprağa verilen Ceyda'nın babası Ahmet Yüksel, cenazede, "Kızım hayvanları çok seviyordu. Sosyal medyadan köpeği sahiplendiriyordu. İzmir'den birisi aramış, 'sahipleneceğim' diye. O da İzmir'e gitmiş. Buluşunca 'köpeği eve götüreceğim' diye eve gidiyorlar. Tecavüze yeltenmeye kakınca kızım kendini kurtarmaya çalışıyor. Camları kırıyor sesini duyurmak için. Kızım kendini kurtarmak isterken öldürülüyor. Kolu kopacak kadar kesilmiş" diye konuştu.
Olayın ardından gözaltına alınan ve 4.00 promil alkollü olduğu belirlenen Serkan Dindar ise polisteki ifadesinde, Ceyda Yüksel ile sosyal medyada tanıştıklarını öne sürüp, "Önce Alsancak semtindeki eğlence mekanında alkol aldık sonra evime geçtik. Gerisini hatırlamıyorum. Olay nasıl oldu, hatırlamıyorum" diye konuştu.
Sevk edildiği adliyede tutuklanan Serkan Dindar'ın 'yaralama' ve 'trafiği tehlikeye sokma' suçlarından sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Ceyda Yüksel'in Dindar ile sosyal medyada, aynı gezi ve kamp sayfalarını takip ettiği, ikilinin böylelikle tanışıp, sık sık çok sevdikleri köpeklerden sohbet ettikleri belirlendi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonunda Dindar hakkında, 'kasten öldürme' suçundan 24 yıla kadar hapis istemiyle İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.
'KIZIMIN ÖLÜM HABERİNİ TELEFONDA ALDIM'
Yargılama sürerken Ceyda'nın annesi Filiz Demiral, olayı duyar duymaz İzmir'e geldiğini anlatarak, "Polisin aramasıyla olaydan haberdar oldum. Ceyda'nın başını cama geçirilmiş halde bulduklarını söylediler. Hemen İstanbul'dan İzmir'e geldim. İlk olarak, 'intihar' dediler. Ancak kızımın intihar etmediğine dair birçok delili mahkemeye sunduk. İntihar edecek olan insan kendisine bu kadar zarar vermez. Ceyda'nın vücudunda çok derin beş kesiğin yanı sıra cinsel saldırı da var. Otopsi raporunda da bunların olduğu ortaya çıktı. Bu ay içinde olay yerinde yeniden keşif yapılacak" dedi.
'DELİLLERİMİZİ MAHKEMEYE SUNDUK'
Anne Demiral, "Kızımın 'Pablo' isminde bir köpeği vardı ve buraya da onu sahiplendirmek için gelmişti. Sanıkla da internet üzerinden tanışmışlar. Kızımda güven sağlamış. Sanık ifadelerinde, kızımın gece yarısından sonra dışarı çıkmak istediğini, bunun üzerine tartışma çıktığını ve Ceyda'nın kendi kendine bağırdığını söylüyor. Ancak Ceyda, o saatten sonra dışarıya çıkmazdı. Gezer, dolaşırdı ancak eve girdikten sonra dışarı çıkma huyu yoktu. Ayrıca kızım böyle bir nedenden ötürü niye kendi kendine bağırsın? Anlatmadığı şeylerin olduğunu düşünüyorum. Sanığın geçmişte de bazı kadınlarla sıkıntıları olduğunu öğrendik ve bunları da mahkemeye sunduk. Sosyal medya paylaşımları ve çevresindekilerin yorumu da zaten sanığın nasıl biri olduğunu gözler önüne seriyor" diye konuştu.
'CEYDA MÜCADELE ETMEMİ İSTERDİ'
Son nefesine kadar hukuk mücadelesinden vazgeçmeyeceğinin altını çizen Demiral, kızı Ceyda'nın yasını tutamadığını söyledi. Demiral, "Sanık en ağır cezayı alana kadar, sonucu ne olursa olsun davamdan ve mücadelemden vazgeçmeyeceğim. Son nefesime kadar devam edeceğim. Daha kızımın yasını tutamadım. Çünkü bir hukuk mücadelesinin içindeyim. Ceyda, çok güçlü çok hayat dolu bir kızdı. O da benim oturup yas tutmamı değil, mücadele etmemi isterdi. Sanığı mahkemede her gördüğümde kendimi kaybediyorum. Ona verilen ceza, benim yüreğimde okyanusta bir su damlası olacak ama kalbime ferahlık verecek" ifadelerini kullandı.
Ceyda'nın ölümünün ardından birçok kadın örgütünün kendisine destek olduğunu belirten anne Demiral, "Tüm kadınların birlik olması gerektiğine inanıyorum. Benim canım yandığı gibi başka insanların da canları yanıyor. Kimi evlat acısı kimi anne acısı yaşıyor. Kendi kızımın davası bittiğinde de kadınların yanında olmaya devam edeceğim. Çocuklarımızın yaşam haklarını, umutlarını alıp gidiyorlar. Haksızlık karşısında susmayacağız" dedi.