Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: Seçim 14 Mayıs'ta yapılacak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. 7.7 büyüklüğündeki ilk depremden itibaren devlet ve millet olarak tüm imkanların seferber edildiğini ifade eden Erdoğan, bakanlıkların, kurumların, kuruluşların tamamının sahip oldukları tüm arama kurtarma, yardım, destek kapasitelerini deprem bölgesine yönlendirdiklerini bildirdi. Yaşanan ikinci depremin felaket sonuçlarını ağırlaştırdığını ifade ede Erdoğan, depremin 62 ilçede yıkıma yol açtığını söyledi. Depremin ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü günlerde yaşanmasının yıkımı daha da ağırlaştırdığını dile getiren Erdoğan, ”AFAD koordinasyonunda 81 vilayetteki kamu gücünün saatler içinde deprem bölgesi için harekete geçirildiğini söyledi. Her deprem şehrinde en az bir, bazı illerde daha fazla sayıda bakanın daimi olarak görevlendirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bakanlarımız deprem bölgesi alanlarına defalarca giderek, kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili eksiklikleri tespit edip hızla tamamlarken vatandaşlarımızın acısını da paylaştılar" dedi.
Erdoğan, valilikler ve bakanlıklar başta olmak üzere tüm birimlerin ülkenin dört bir yanında görevlendirilen mülki idare personeli ile takviye edildiğini bildirdi. Milletvekillerinin her birinin deprem bölgesi illerinde görevlendirildiğini, çalışmalara katkı vermelerini sağladıklarını dile getiren Erdoğan, askerlerin de depremden dakikalar sonra üzerine düşen görevi yerine getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini kaydetti. Polisin ve jandarmanın hem güvenlik ve düzenin sağlanması hem arama kurtarma çalışmalarında destekleri, yardım faaliyetlerindeki hayati rolleriyle adeta destan yazdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sağlık personellerimiz zarar gören hastanelerimize rağmen yıkıntıların altından çıkarılan yaralılarımıza şifa dağıtmak için insan üstü gayretle çalıştı. Belediyelerimiz hem arama kurtarma hem yardım için araç gereçleriyle deprem şehirlerine koştu" dedi.
Bölgede 18 bin iş makinesi, 116 helikopter, 75 uçak, 38 geminin çalışmalara katıldığını bildiren Erdoğan, tüm arama. sivil arama kurtarma potansiyelinin de değerlendirildiğini kaydetti. Erdoğan, 90 ülkeden 11 bin 500'e yakın profesyonel arama kurtarma ekibinin hızla sahaya dağıtıldığını, toplamda 35 bin kişi ile dünyada eşi benzeri görülmemiş arama kurtarma gücünü bir araya getirdiklerini söyledi. Toplamda 271 bin kamu görevli ve gönüllüsünün deprem bölgesinde görev üstlendiğini ifade eden Erdoğan, bireysel olarak gelenlerle yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğu bir dönem yaşandığını belirtti.
Erdoğan, “Yıkım öylesine çok, iklim ve saha şartları öylesine zordu ki çalışmaların ilk anlarında arzu ettiğimiz hıza ve etkinliğe ulaşamadık. Şartların önümüze çıkan engellere elbette teslim olmadık. Kapanan yolları süratle açarak, kapanan altyapıyı kullanılabilir hale getirerek, kamu ve özel sektör elindeki tüm insan ve araç gücünü devreye alarak kısa sürede düzeni sağladık. Önceliğimizi arama kurtarma çalışmalarına verdik. Asgari personel sayısı ile bile aynı anda bin 750 binaya müdahale imkanı vardı. Yıkılan ve dolayısıyla arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı ise bırakın ekip sayısını, toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı. Ekiplerimiz buna rağmen son canlı insanımızı sağ salim çıkarabilmek için günlerce durup dinlenmeden çalıştı çabaladı. Bu çapta bir felakette dünyada örneği olmayan bir şekilde depremin 10. gününde arama kurtarma çalışmalarının çoğunu tamamlamayı başardık. Bugün depremin 4. haftasını geride bırakırken, geriye dönüp baktığımızda afetin büyüklüğünü daha iyi görüyor, kayıplarımızın acısını daha derinden hissediyoruz” açıklamasını yaptı.
Depremin yol açtığı geniş yıkımın geride kalan insanların hayatını da fevkalade zorlaştırdığına dikkat çeken Erdoğan, ”Deprem illerimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayısı 230 bini, buralardaki bağımsız birim sayısı 645 bini buluyor. Evi hasarsız veya az hasarlı vatandaşlarımızın bir kısmı devam eden sarsıntılar sebebi ile yaşadıkları kaygı ile evlerine giremiyor. Halihazırda 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edildi. Bölgedeki 800 bin insanımız köylerine sığındı. Deprem bölgesinde 1 buçuk milyonu aşkın insanımız çadırlarda, 53 bin insanımız konteynırlarda, 123 bin insanımız Milli Eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde hayatını sürdürüyor. Ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarımızda 160 bine, otellerde 137 bine yakın depremzedeyi misafir ediyoruz. Bölgede faaliyet yürüten kamu ve STK'larımız her gün 5 milyon 800 bin insanımıza hizmet veriyor. Çadırlarda barınmanın zorluğu ile diğer şehirlere giden vatandaşlarımızın evine gitmek istediğini bildiğimiz için konteyner kentlerin kurulumuna hız verdik” diye konuştu.
"Amacımız 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımak"
Erdoğan, amaçlarının 2 aya kadar 100 bin konteyner kurarak, yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımak olduğunu belirterek, ”Gerekirse konteyner sayısını daha da artırabiliriz. Ülkemizdeki imkanları ve yurt dışından gelen hibeleri bu doğrultuda seferber ettik. Barınma sorunu yanında günlük hayatın ayrılmaz parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılmasına da önem veriyoruz. Esnaflarımız hasarsız iş yerini açmaya, fabrikalarımız üretime başladı. Yıkılan veya kullanılamaz hale gelen iş yerleri için de mobil çözümler geliştiriyoruz. Bugüne kadar 6 bin geçici ticarethane kurarak esnafımızın hizmetine verdik. 3 bin konteynerden oluşan çarşılar kuruyoruz. Bölgenin ayağa kaldırılmasında kritik öneme sahip sanayi tesisleri, fabrikalar ve diğer işletme alanları için gereken tüm destekleri sağlayacağız. Şehirlerimizi inşa ve ihya çalışmalarımızı yeni organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri, ticaret merkezleri ile birlikte planlıyoruz” dedi.
"Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB'e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerin tüm borçlarını sildik"
Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB'e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerin tüm borçlarını sildiklerini ifade eden Erdoğan, Cazibe Merkezleri Destekleme Programı'nı tüm deprem bölgeleri illerine teşmil ederek hepsinin 6. Bölge desteklerinden yararlanabilmesini temin ettiklerini açıkladı. Erdoğan, “Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak, projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkarıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerindeki ertelemeler yanında daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGF destekli kredi paketine 100 milyar lira daha ilave ettik. Depremde ağır hasarlı yerlerde dükkanlarını hemen faaliyete geçirmek isteyen esnaf ve sanatkarlarımıza 250 bin liraya kadar 12 ayı ödemesiz 60 ay vadeli, yarısını da Hazine'nin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulamalarını bölgedeki istihdamı güçlendirmek için devreye alıyoruz. Toplum Yararına Çalışma Programı'yla bölgeye sağladığımız istihdamı özellikle ihtiyaç sahibi ailelere öncelik vererek 50 bin kişiye çıkartıyoruz” ifadelerini kullandı.
"1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira ödeme yapıldı"
Çocukların eğitimleri için gereken planlamanın yapıldığını söyleyen Erdoğan, ”Eğitim yuvalarında evlatlarımızı hem yeniden okula hazırlıyor hem depremin tahribatını gidermeye çalışıyoruz” dedi.
Kademeli olarak ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarının açılmaya başlandığını dile getiren Erdoğan, depremzede vatandaşlara psikososyal destek için 8 bin personelin sahada görev yaptığını açıkladı. Erdoğan, mobil sağlık merkezlerinde de hizmetin eksiksiz olarak sunulması gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Çiftçilerin üretime devam etmeleri amacıyla destek ödemlerinin peşin yapılmasından yem ve gübre katkısına kadar her türlü kolaylığın sağlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 1 milyon 61 binden fazla depremzedeye hane başına 10 bin lira ödeme yapıldığını kaydetti. Kiraya çıkan depremzedelere 3 bin lira ile 5 bin lira arasında destek verildiğini hatırlatan Erdoğan, yakınlarını kaybeden ailelere 100 bin lira ödendiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gündem sapmasına yol açacak sürecin geride kalması ve seçim tartışmalarından çıkılması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılması bize bu imkanı verecektir. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz ama bunun dışındaki tüm yıkımları, zararları, kayıpları telafi etme kararlığına sahibiz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden bize durmak, dinlenmek haramdır” dedi.
488 bin yeni hane yaparak vatandaşlara teslim edileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından geçen 4 haftanın sonunda arama kurtarma çalışmalarının tamamlandığını, barınma ve gıda sorunlarının çözüldüğü, enkaz kaldırma çalışmalarına hızla devam edilen bir noktaya gelindiğini kaydetti. Erdoğan, yıkık ve acil yıkılacak olarak enkazı kaldırılması gereken 50 bin binanın bulunduğunu belirterek, depremden etkilenenleri hızla yeni evlerine taşımak istediklerini, en önemli gündemlerinin vatandaşları bir an evvel güvenle ve huzurla yaşayacakları yeni evlerine kavuşturmak olduğunun altını çizdi. Erdoğan, amaçlarının önümüzdeki 2 ay içinde 244 bin konutun ve 75 bin köy evinin inşasına başlamak olduğunu açıkladı. Bugün itibarıyla bunlardan yaklaşık 22 bininin inşasına geçildiğini aktaran Erdoğan, mevcut planlamaya göre 405 bini konut ve 83 bini köy evi olmak üzere toplamda 488 bin yeni hane yaparak vatandaşlara teslim edeceklerini belirtti. Bu sayıya yaklaşık 40 bin binadaki 164 bin orta hasarlı bağımsız bölümü ekleyecek çalışmayı da başlattıklarını söyleyen Erdoğan, deprem bölgelerindeki kamu binalarının da öncelik sırasına göre TOKİ tarafından yapılacağını duyurdu.
"TOKİ, depremden alnının akıyla çıktı"
TOKİ'nin deprem bölgelerinden alnının akıyla çıktığını ifade eden Erdoğan, yeni yerleşim yerlerinde yüksekliği 3 veya 4 katı geçmeyecek binaların 3 oda ve bir salondan oluşacağını dile getirdi. Bu bölgelerin altyapısıyla, okuluyla, sağlık merkeziyle, camisiyle, çarşısıyla, parkıyla bir yaşam alanı olarak tasarlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıkılan binaların olduğu yerlerdeki ihya çalışmalarını zemini uygunsa seyreltilmiş yoğunluğa göre yürüteceğiz. Hak sahiplerine konutlarını bir yıl içinde teslim etmeyi hedefliyoruz. Deprem bölgelerindeki şehirlerimizin yeniden inşası ve ihyası sürecini son 20 yıldaki tecrübelerimiz ışığında hızla ve etkin şekilde yürütebilecek bir birikime sahibiz. Bugüne kadar 1 milyon 180 bin insanımızı ev sahibi yapan TOKİ, teknik yeterliliği ve uygulama kabiliyetiyle depremden alnının akıyla çıktı. Son olarak TOKİ vasıtasıyla 500 bin konut, 1 milyon altyapılı arsa ve 50 bin iş yeri projesiyle milletimizin huzuruna çıkmıştık. Depremde yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırma sürecini de TOKİ vasıtasıyla yaparak ülkemizin elindeki bu imkanı en iyi şekilde değerlendireceğiz” dedi.
“Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı geri getiremeyiz ama bunun dışındaki tüm yıkımları, zararları, kayıpları telafi etme kararlığına sahibiz. Deprem bölgesindeki şehirlerimizde hayat tamamen normale dönmeden bize durmak, dinlenmek haramdır" diyen Erdoğan, hükümet olarak Türkiye'yi depreme ve diğer afetlere hazırlamak için kapsamlı çalışmalar yaptıklarını belirtti. Sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi tabiat olaylarıyla çevredeki siyasi ve sosyal krizlerin Türkiye'ye etkilerine karşı alınacak tedbirleri ve müdahale adımlarını planladıklarını belirten Erdoğan, Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Antalya, Muğla yangınlarında, Kastamonu, Bartın ve Giresun'ndaki sel afetlerinde hükümetin ciddi ve başarılı sınavlar verdiğine dikkat çekti.
"Kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık"
İlkini tam da deprem günü Kahramanmaraş'ta uygulamaya koyacakları Afete Hazırlık Planları'yla ülkenin tamamını kuşatan yeni hazırlıklar içinde olduklarını aktaran Erdoğan, yaklaşık 10 yıldır mücadelesini yürüttükleri kentsel dönüşüm projelerinin de Türkiye'nin afet hazırlık çalışmalarından birisi olduğunu belirtti. Erdoğan, ”Ancak 6 Şubat'ta bir kere daha gördük ki felaketler bizim hazırlıklarımızı beklemiyor. Dolayısıyla artık her ne yapacaksak daha hızlı, daha kararlı, daha etkin şekilde hayata geçirmemiz gerekiyor. Tek başına kentsel dönüşüm projelerinde yaşadığımız sıkıntılar bile afetlerle mücadelede yeni bir anlayışı ve yöntemi hayata geçirmemizin şart olduğunu gösteriyor. Milletimiz şahittir, kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması, bu adımlara engel olunmaması için adeta yalvardık. Bu konunun siyasetin malzemesi olamayacak kadar hayati öneme sahip bulunduğunu, kaybedecek her anın bizi göz göre göre gelen büyük yıkımlara ve kayıplara biraz daha yaklaştırdığını söyledik. Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşadığı kontrolsüz köyden kente göç akını şehirlerimizin sadece çevresinde sağlıksız yapılaşmaya yol açmakla kalmamış, merkezlerini de felç etmiştir. Bu şekilde ortaya çıkan kalitesiz yapı stokumuz bir süre sonra en büyük baş ağrımız haline dönüşmüştür” diye konuştu.
Tek çözümün şehirleri mümkün olan yerlerde mahallinde, mümkün olmayan yerlerde ise çevredeki uygun alanlarda tekrar inşa etmek olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ”Kentsel dönüşüm projeleriyle bugüne kadar yenilediğimiz 3,3 milyon konut elbette önemlidir. Biz sürekli, 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik, başta ana muhalefet olmak üzere yavru muhalefet ise 'Biz kentsel dönüşüme karşıyız' dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar, vatandaşı topladılar ve şimdi de o vatandaş bizim önümüzü kesiyor, 'Ne olur gelin bizim de binalarımızı artık yıkın.' Bak biz 10 sene, 15 sene önce size 'kentsel dönüşüm' dedik, eğer o zaman bizim bu talebimize uysaydınız bugün bu binalar bitmiş olacaktı. Oturduğum yer Üsküdar Burhaniye'de oturuyordum, yalvardım ama kabul ettiremedim. Şimdi ise o çevrede dört dörtlük binalar yapıldı, her biri birbirinden güzel, zemin artı 3. Bu güzellikteki binalarla adeta caddeler, ağaçlandırmasıyla, yeşiliyle, peyzajıyla farklı görüntü ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm vatandaşlara eski ve riskli binalarını kentsel dönüşüme sokmaları çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir kez daha tüm vatandaşlarıma 6 Şubat acılarını tekrar yaşamamak için eski ve riskli binalarını kentsel dönüşüme sokmaları çağrısında bulunuyorum” diye konuştu.
"Tüm şehirlerimizi medeniyet ve kültür değerleriyle bir bütün olarak ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur"
Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak için uzun vadeli, sübvansiyonlu bir finans yönetimini önümüzdeki günlerde hayata geçireceklerini söyleyen Erdoğan, ”İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızdayken siyasi hesaplarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır. Afet yasasından afet yönetiminin, özellikle de kurumsal yapısının güçlendirilmesine kadar pek çok alanda yapacağımız çalışmalar için hazırlıklara başladık. Depremde yıkılanlarla birlikte tüm şehirlerimizi medeniyet ve kültür değerleriyle de bir bütün olarak ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur” ifadelerini kullandı.
"Sorumluluğu yerine getirmeyen kurumlardan hesap sormayı vazife kabul ediyoruz”
Fay hatları, dere yatakları ve heyelan bölgelerine bina yapma döneminin bittiğinin altını çizen Erdoğan, "Türkiye'nin vakit kaybına, enerji israfına, dikkat dağınıklığına tahammülü yoktur. Bunun için Türkiye için hemen şimdi diyoruz. Türkiye'nin bu afetlerin yaralarını sarması, doğrudan ve dolaylı etkilerini toparlaması için güçlü bir yönetime, güçlü bir siyasi iradeye ihtiyacı vardır” değerlendirmesinde bulundu.
"10 Mart Cuma günü seçim süreciıs başlatıyoruz”
“10 Mart Cuma günü Anayasa'nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz” diyen Erdoğan, ”Gündem sapmasına yol açacak sürecin geride kalması ve seçim tartışmalarından çıkılması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılması bize bu imkanı verecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerin hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi/nin yayınlanacağını bildirdi. Erdoğan, konuşmasının sonunda Berat Kandili mesajını da paylaştı.