Buzdolabında saklanabilecek! İşte yerli aşı adayı...

Buzdolabında saklanabilecek! İşte yerli aşı adayı...

Koronavirüse karşı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşı geliştirme çalışmaları devam ediyor. Erciyes Üniversitesi’nde geliştirilen aşı, Türkiye’deki en ileri düzeye gelmiş çalışmalardan biri. Tıbbi terminolojiyle ifade edecek olursak ‘faz-1 aşaması’na gelen aşı, sağlıklı gönüllü insanlarda uygulamaya başlandı. Bu aşama aşının ‘güvenlik açısından’ incelendiği dönem. Yani yan etkileri olup olmadığı kontrol ediliyor. 44 gönüllü üzerinde 5 Kasım’da ilk doz aşıların yapılmaya başlandığı andan bugüne kadar aşıdan olumlu sonuçlar alındı.

21 GÜNDE 2 DOZ

Hürriyet'ten Musa Kesler'in haberine göre aşı uygulaması 21 gün arayla iki doz olarak yapılıyor. Bu nedenle ilk gönüllü için 2’nci doz da 21 günlük bu sürenin dolduğu 26 Kasım’da yapıldı.

Geriye kalan tüm gönüllülerin 2’nci doz aşıları ilk dozdan sonraki 21’inci günde yapılacak ve yine olumlu çıkarsa 15 Aralık’tan sonra ‘faz-2’ aşamasına geçilecek. Faz-2 sürecinde güvenlik kontrolleri devam ederken aşının ‘etkinliğini’ gösteren incelemeler de yapılacak. Yani virüse karşı ne düzeyde koruyucu olacağı ve virüse karşı ne düzeyde mücadele ettiği belirlenecek.

Bu süreçte faz-1’de olduğundan daha çok sayıda gönüllü ile çalışılacak. Eğer faz-2’de olumlu neticelenirse faz-3’e geçilecek. Faz-3 çalışmaları ise Erciyes Üniversitesi’nin de dahil olacağı birçok farklı merkezin katılımıyla yürütülecek. Sağlık Bakanlığı’nın organizasyonunda ulusal ve uluslararası düzeyde çalışılacak. Binlerle ifade edilen sayıda gönüllüler üzerinde uygulanacak. Bunlar arasında yabancı ülkelerdeki gönüllüler de olacak. Aşı üzerinde çalışmalar bir taraftan devam ederken bir taraftan da ‘acil kullanım izni’ ile kullanılmasına başlanacak.

Erciyes Üniversitesi bünyesindeki ‘İyi Klinik Uygulama ve Araştırmalar Merkezi’ne (İKUM) giderken bu sürecin heyecanı içindeydim. Merkez 1999 yılında kurulmuş. Uluslararası düzeyde çalışmalar yürütüyor. Gönüllüler burada aşılanıyor ve aşının sonuçları çok farklı kategoriler üzerinden burada takip edilip raporlanıyor. Gruplar halinde bir süreklilik içinde çalışıyorlar.

PROF. DR. MUSTAFA ÇALIŞ: ‘İLK DOZLARDA HİÇ YAN ETKİ GÖRÜLMEDİ’

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, ilk dozun yapıldığı 44 gönüllüde hiçbir yan etkiye rastlanmadığını söylüyor:

“Birkaç hastamızın enjeksiyon yerinde çok hafif kızarıklık ve çok az ağrı oldu, o kadar. Zaten normal aşılarda bundan daha fazlası olur. Bu beklenen bir şeydi. En kısa sürede, 15 Aralık’ta artık faz-2’ye geçmek istiyoruz.”

SORUMLU BİR BİLİM İNSANI

Aşı çalışmalarını başarıyla yürüten Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi (ERAGEM) Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, sahasındaki en tecrübeli isimlerden. Anadolu’da çok can alan zehirli kenelere karşı da başarılı bir mücadele yürütmüş bir mikrobiyolog. Sakin, temkinli ve özgüvenli bir duruşu var. Tamamen aşı çalışmalarına odaklanmış durumda. Bilim ahlakından ve bilim insanı sorumluluğundan ödün vermiyor. Bugüne kadar basına doğrudan hiçbir demeci veya açıklaması olmadı.

BİZİM AŞIDA EKSİ 70’E GEREK YOK

Çalışmaların yapıldığı laboratuvarları ve gönüllülerin yattığı bölümleri gördükten sonra sıra işin çok daha heyecanlı kısmına geldi; aşıların muhafaza edildiği bölüme... Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin ekibiyle gecesini gündüzüne katarak hazırladığı ‘aşı adayı’, koridordaki odalardan birinde ‘C1’ ve ‘C2’ kodlu dolapların içinde muhafaza altında. 2-8 santigrat derece arasındaki sıcaklıkta korunan aşıların dünyadaki benzer aşı adaylarından en önemli farklarından biri de bu. Bazı örneklerdeki gibi -70 derecede saklanması gerekmiyor. Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış’a göre bu aşının taşınması ve de korunması için çok önemli bir avantaj. Çalış ‘Evdeki buzdolabında bile saklanabilecek’ diyor.

İŞTE YERLİ AŞI

Doçent Dr. Zafer Sezer, dolaptaki aşı tüplerinden birini azami özen ve ihtimamla dolaptan çıkardı. Bu küçücük tüpte aylar süren ve daha da sürecek bir emeğin mahsulü vardı. Her bir tüpün üzerinde kendi özel seri numarası bulunuyor. Dolaplarda özel koruma altındaki tüpler sonraki süreçteki gönüllüleri bekliyor. Hemen yan taraftaki raflarda ise gönüllülerden alınan numuneler var. Tüplerin üzerinde herhangi bir isim yok. Gönüllüler numaralarla kaydediliyor. ‘1 numaralı gönüllü’, ‘10 numaralı gönüllü’ şeklinde. Heyecanla geçen bu birkaç dakikalık süreç, aynı zamanda devasa bir emeğe ve özverili bir gayrete de şahitlikti. Merkeze heyecan ve merak içinde girmiştim. Ayrılırken geleceğe dair güvenim ve umudum daha da artmıştı.