Bir aile mutlu olsun diye rahmini bağışlama kararı aldı

Bir aile mutlu olsun diye rahmini bağışlama kararı aldı

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi mezunu, evli ve bir kız annesi Esengül Yıldız (30), AÜ Hastanesi'nde rahim nakli yapılan Derya Sert'in sonrasında çocuk sahibi olduğunu gazete ve televizyonlardan takip ettiğini, bunun da kendisinde güzel bir şeye vesile olma düşüncesi oluşturduğunu söyledi. Yıldız, "Ben de çocuğu olmayan teyzemin, çocuğu gibiydim. Bu da bağışçı olma kararımda diğer bir etkendi. Eşimle konuşup birlikte karar aldık. Çocuksuz bir annenin evlat sahibi olmasına vesile olmak istedim. Eşimin de onayı ile rahim bağışçısı olmaya karar verdim. Sağlıklıyken bağış yapmak istiyorum. Bu davranışımın insanlara örnek olmasını istiyorum. Bir baba ve anne adayının bu güzel duyguyu yaşamasını istiyorum. Umarım uygun bir anne adayı olur ve ben de bu güzel olaya vesile olabilirim" diye konuştu.

'HERKES BAĞIŞÇI OLSUN'

Derya Sert'in bir anne olarak bu duyguyu tatmış olmasını gördükçe 'Bu bağışı neden yapmayayım' diye düşündüğünü ifade eden Esengül Yıldız, "Ben öldükten sonra o insanın sevincini göremeyeceğim. Şu an sağlıklıyım. Bir çocuk annesiyim. Bu duygunun nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Bu konuda daha çok insanı teşvik edebilmek için sağlıklıyken bu bağışı yapmak istiyorum. En azından o mutluluğu ben de görebileceğim. Ben de yeniden anne olmuş gibi hissedeceğim o insanla birlikte. Böyle bir bağışı bu nedenle istiyorum. Daha çok insanı teşvik edebilmek için istiyorum. Çünkü anne olmak o kadar güzel bir duygu ki. Bu duyguyu yaşayamayan çok sayıda kadın var. Teyzem de bunlardan biriydi. Ben onun kızıydım, onun bu duyguyu yaşayabileceği yakınıydım. Bir kişiye de olsa faydam olacak, umarım hayattayken bu isteğime ulaşabilirim" dedi.

'İNSANLAR EMPATİ KURARAK DÜŞÜNSÜNLER'

Esengül Yıldız'ın turizmci eşi Erdaş Yıldız (40), çocuk sahibi olamayan aileler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:


"Eşini sevip, çocuk sevdasıyla ikinci evliliği yapmak istemeyen insanlar var. Dolayısıyla eşimin bağış yapmak istemesi benim de istediğim bir şeydi. Bana da mantıklı geldi. Ben 33 yaşında evlendim, bir çocuğum olmasını çok istiyordum. Benim gibi düşünen birçok insan var. Kadın olsun erkek olsun çocuk hasreti çeken birçok insan var. Rahim bağışı ile bu durumun önüne geçilebilir. Eşimin böyle bir bağış yapması çok sevindirici bir şey, umarım ilerde birçok kadın bunları düşünerek rahim bağışı yapıp, çocuk sahibi olamayan ailelerin çocuk sahibi olmasına vesile olur. Eşimin bu düşüncesi beni çok sevindirdi. Kendi açımdan düşünürsem 33 yıl sonra Rukiyenur dünyaya geldi, şu an 7 yaşında. İnşallah insanlar önyargılı değil de karşıdaki insanlarla empati yaparak düşünür. Bu bağış sağlıklıyken yapılmalı, öldükten sonra bağış yapılsa ne olur. Derya hanımın o sevinci ve mutluluğu çok güzeldi. İnşallah biz de birine faydalı oluruz."

ÖMER ÖZKAN SERT, 8 AYLIK OLDU

Rahim nakli ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ise 8 Ağustos 2011'de Derya Sert'e yapılan rahim nakli sonrasında dünyaya gelen Ömer Özkan Sert'in 8 aylık olduğunu, anne ve bebeğinin genel durumunun gayet iyi ve her şeyin yolunda olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Özkan, "Bu konu artık dünyada bir gerçeklik halini aldı, bu önemliydi. Rahim naklinin başladığı ülke Türkiye artık. Ama bununla ilgili Türkiye'nin artık bir şeyler yapması gerekiyor. Çünkü çok talep var. Bunu sizler de görüyorsunuz, ama Covid nedeniyle bir şanssızlık var. Öncelikli bir durumu yok. Özüne bakarsanız birçok insan bunu bekliyor. Bu nedenle çocuk sahibi olamayan birçok aile var. Bunlarla ilgili hazırlıkların yapılması, mevzuatların çıkartılması, kurallarının ortaya konulması en yakın zamanda olacaktır diye düşünüyorum" dedi.

DUYARLILIK ÇOK ÖNEMLİ

Rahim bağışı yapmak isteyen kişinin duyarlılığının çok güzel bir davranış oluğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Özkan, "Organ nakli biliyorsunuz kural ve disiplin gerektiriyor. Bununla ilgili kurallar belli olduğunda kimler bağışta bulunabilecek, kimler bunları alabilir, nerede yapılabilir, ortaya konacak. Diğer nakillerde olduğu gibi çok duyarlı bir davranış. Ama burada öncelik kadavradan nakillerin yapılmasına gidilecek. Bununla ilgili yurt dışından çok büyük talep var. Yurt dışından gelenlere bu nakillerin yapılabilmesi de ancak yakınlarından veya bununla ilgili canlı vericilerin bulunması gerekiyor. Tüm bu kurallar belirlenecek. Bağışçı kişinin çocuk sahibi olması gerekiyor, herhangi bir hastalığının olmaması gerekiyor. Artık o rahimle işinin bitmiş olması gerekiyor. Tüm bu kurallar belirlenecek, ondan sonra. Bu tabi ki kadın doğum dernekleri ve kadın doğumcuların işi, onlarla birlikte belirlenecektir. Bir dönem çalışmalar yapmıştık, tüm bunlarla ilgili bilgim var. Kadın doğum dernekleriyle birlikte kurallar belirlenecek. Organ nakliyle ilgili transplantasyon ile ilgili kısımları hep beraber belirlenecek. Kimlere yapılabilecek, aynı kompozit dokularda olduğu gibi bir kural altına alınacak" diye konuştu.

'KURALLARI BELİRLEME ZAMANI GELDİ'

Prof. Dr. Özkan, sözlerine şöyle devam etti:


"Dışarıdan insanlar bunu pek anlamayabilir, fakat çocuk sahibi olamayan, çocuk sahibi olmak için çırpınan insanları görünce, bu olayın ne kadar önemli olduğunu çok iyi anlarsınız. Birçok insan bunu evlat edinerek çözebiliyor, bu da erdemli bir davranış. Ama ısrarla kendi evlatları olmasını isteyen birçok aile var. Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Avrupa'dan da birçok insan başvuruyor. Dünyada birkaç merkez yapıyor, bu nakli ama bunların da kuralları çok iyi belirlenmiş değil. Özüne bakarsanız bu konunun en iyi kurallarını belirleyen ülke bizdik. Ama dünyada örneği olmadığı için mevzuat olması gerekiyordu. Örnekleri de artık var. Bizim elimizdeki örnek de başarılı. Artık kuralları belirleme zamanımız geldi. Yüz ve kol nakli gibi kuralların içerisine koyup belirlememiz gerekiyor. Tabi bu çok önemli, rahmini bağışlamak istiyor. Diğer insanlar için de kalp böbrek, karaciğer için de erdemli bir davranış. Rahmin de bağışlanabildiğini insanların anlaması açısından önemli."