Yunanlılar Türk leblebisine de göz koydu!
Leblebisiyle ünlü Manisa’nın Kula ilçesindeki Leblebiciler Kooperatifindeki üreticiler uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından leblebiye dönen nohudun hikayesini anlattı. 2002 yılına kadar 40 bin dönümden fazla bir alanda nohut ekiminin yapıldığı Kula’da bugün 3 bin dönümlük bir alanda nohut ekimi yapılıyor. Her sene nohut ekilmesi nedeniyle toprakların verimsizleşmesi, iklim koşulları, hastalık ve domuz zararı nedeniyle nohut ekiminin giderek azaldığı ilçede devlet tarafından nohut üretiminin artırılmasına yönelik teşvikler yapılmaya başlandı. Kulalı leblebi üreticileri genelde nohutları Anadolu’dan tercih ettiklerini, çok az bir kısmının ise yetmediği durumlarda aralık-ocak aylarında Arjantin ve Amerika’dan, Temmuz-ağustos aylarında da Bulgaristan’dan geldiğini ancak bu nohutların kalitesi nedeniyle pek tercih edilmediğini açıkladı.
“Üretim azaldığı için nohut pahalandı"
En iyi nohudun Türkiye’de üretildiğini dile getiren Kula Leblebiciler Kooperatifi Başkanı İbrahim Karcıoğlu, “Türkiye’de leblebi sanayisi olarak bu bölgede Denizli Serinhisar, Kütahya Tavşanlı ve Manisa Kula’da çıkıyor. Biz de o 3 bölgeden biriyiz. Kula’da leblebinin yapımında kullanılan nohut ekimi gün geçtikçe azaldı. Toprakların yorulması, iklimlerin değişmesi bunun en önemli sebeplerinden biri. Bu Kula’ya has bir durum değil, Türkiye’de de hatta dünyada da aynı azalma söz konusu. Üretim azalıyor, onun için son yıllarda nohut pahalandı. Yurt dışından da nohut getiren oluyor. Aralık ve ocak aylarında Arjantin ve Amerika’dan geliyor, bizle aynı iklime sahip Bulgaristan’dan da temmuz, ağustos ayı gibi geliyor. Nohut üretiminin azalmasında teşvik alınamaması da önemli bir etken olabilir ama bence iklimlerin değişmesinin de rolü oldu. Şimdi Azkan diye bir tohum üretildi bunu devlet üretti zannedersem. O tohum biraz daha bu iklim şartlarına uygun, bilinçli olarak üretildi. Azkan hem iklim şartlarına uygun hem de leblebi yapımına da uygun. Bizim dünyada damak zevkimiz kanıtlanmış. Nohut sadece leblebide kullanılmıyor. Belki de üretimin sadece yüzde 10’luk bir bölümü leblebide kullanılıyor. Bunun yüzde 90’ı dünyaya hitap ediyor, Türkiye’ye hitap ediyor. Damak zevki olarak da dünyada en çok tutulan nohudun cinsi bizde” dedi.
“Yunanlılar özendi”
Leblebinin Türkiye sınırlarını aşarak diğer ülkeler tarafından da üretilmek istendiğini anlatan Karcıoğlu, “Önceden Uşak bölgesinin bir kırmızı nohudu vardı sadece Türkiye’ye değil dünyaya da yetiyordu. Zamanında ihracatçı arkadaşlarımız Yunanistan’a, dünyanın her yerine gönderiyordu. Leblebicilik çok ağır meslek. Buna özenenler oldu. Yunanistan da özendi leblebi yapmaya. Buradan makineler yapıldı, ustalar gitti belki bir ay bile dayanamadılar ve bırakıverdiler. Özendiler, Türkiye’den makineler gitti, ustalar gitti ama iş kendi yapımlarına gelince bıraktılar. Meşakkatli bir iş. Çiğ gelen nohut en az 60 günden önce mamule dönüşmüyor. Biz önceden İç Anadolu’da her bir beldede, yaşanılan her bir yerde bir sanatkar varmış ama kala kala biz zamanında 100-150 esnaftık. Bu kooperatifi biz 50 leblebici arkadaşımızla yaptırdık bu mekanları. Şimdi çalışan 10 kişi kalmadı. Şartlar gün geçtikçe ağırlaşıyor, pazarlaması, ham maddesi, yani kolay bir iş değil” şeklinde konuştu.