Türkiye Babacan'la altın çağını yaşadı
Dünya Bankası'nın eski ikinci başkanı, ekonomiden sorumlu eski devlet bakanı Kemal Derviş, Roma'da İtalyan düşünce kuruluşu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün (IAI) "Avrupa, Türkiye ve Küreselleşme" konulu konferansına katıldı.
Konuşmasında, Avrupa'da Müslümanların önemli bir azınlığı oluşturduğuna dikkati çeken Derviş, Avrupalıların bunu gözardı etmemesi gerektiğini belirterek, "Avrupa, İslam ile yaşamalı. Fransa'da ve Almanya'da, Avrupa'da en önemli azınlık. Siz, bununla yaşamak zorundasınız. Bir de Avrupa'nın ilgilendiği konulara baktığımız zaman ortadoğudaki gelişmeler, Akdeniz'deki gelişmeler; bir sürü göçmen geliyor, Afrika ile ilgili sorunlar. Bu konularda Türkiye sizin için önemli bir rol oynuyor" dedi.
Kemal Derviş, Osmanlı İmparatorluğu'nun da bir Avrupa İmparatorluğu olduğunu dile getirdiği konuşmasında Türkiye'nin kuruluşundaki Kemalist reformları çok önceleri 1850'li yıllarda Osmanlı'nın, Avrupa hukuk mevzuatını kendisine alarak yapmaya başladığını söyledi.
Eski bakan Derviş, Türkiye'nin bugünkü ekonomik büyümesinin arkasındaki en büyük gücün de AB'ye entegrasyonun bir hükümet politikası olarak uygulanması olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin AB'ye entegre olduğu kadar büyüdüğünü, AB'den uzaklaşırsa büyümesinin de yavaşlayacağını savundu.
BABACAN YÖNETİMİNDEKİ KADROYU YORUMLADI
Kemal Derviş, Türkiye'nin 1999'da AB'ye aday ülke konumuna gelmesi sürecindeki hayata geçirdiği reformlar ve hükümetin özellikle Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yönetimindeki ekonomi kadrosunun para politikasında kurumların özerkliğini koruyan tavrı sayesinde 2002-2007 arasının Türkiye'nin altın çağı olduğunu söyledi. Derviş, bu dönemde Türk Hava Yolları'nın, 2001'deki krizi bu dönemdeki reformların da etkisiyle fırsata çevirerek hızlı bir gelişim gösterdiğini de ifade etti.
Derviş, 2007'deki seçimlerden sonra "demokrasi anlayışının seçimi kazananın istediğini yapması olarak algılanmasının" ve AB'den uzaklaşılmasının ekonomik büyümeyi yavaşlattığını iddia etti.
G20 ülkeleri arasında Türkiye'nin en hızlı büyüyen ikinci ülke olmasının getirdiği özgüven konusunda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aşırı güvenle hareket edilmemesi ve bu büyümenin kısa dönemli olduğuna dair yaptığı uyarıyı hatırlattı ve kendisinin de buna katıldığını ifade etti.
Krizdeki AB'ye Türkiye'nin üyeliği konusunda gerek AB içinde gerekse Türkiye'de şüpheyle yaklaşanlar olduğuna değinen Derviş, Türkiye'nin AB'ye Birleşik Krallık modelinde olduğu gibi para birliğine (Avro) girmeden üye olabileceğini ve böyle bir şeyin Türkiye'nin de avantajına olacağına söyledi.