''Sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek''
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, yıllık enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayıldığı, enflasyondaki yükselişin ana sürükleyicilerinin döviz kuru gelişmeleri doğrultusunda temel mal ve enerji grupları olduğu bildirildi.
Kurulun 13 Eylül toplantısına ilişkin yayımlanan özette, ağustosta tüketici fiyatlarının yüzde 2,30 arttığı, yıllık enflasyonun 2,05 puan yükselişle yüzde 17,90 olduğu anımsatıldı.
Bu dönemde yıllık enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayıldığı vurgulanan özette, enflasyondaki yükselişin ana sürükleyicilerinin Döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak temel mal ve enerji grupları olduğu bildirildi.
Özette, son dönemde maliyet yönlü baskıların arttığına, ekonomik birimlerin fiyat arttırma eğilimlerinin güçlendiğine işaret edilerek, "Ağustosta gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu 0,35 puan artarak yüzde 19,75'e yükselmiştir. Bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatları yataya yakın bir seyir izlemiştir. Diğer taraftan, işlenmiş gıda fiyatları ağustosta yüzde 2,12 artmış, bu gelişmede döviz kurunun yanı sıra işlenmemiş gıda grubunda yer alan girdi niteliğindeki ürün fiyatlarındaki gelişmelerin etkisi hissedilmiştir." denildi.
Ağustos ayında enerji fiyatlarının yüzde 5,37 yükseldiği, grup yıllık enflasyonun 3,85 puan artışla yüzde 21,34'e ulaştığı hatırlatılan özette, şunlar kaydedildi:
"Bu gelişmede elektrik ve doğal gaz ile ÖTV düzenlemesine bağlı olarak yükselen akaryakıt fiyatları etkili olmuştur. Temel mal grubu yıllık enflasyonu, ağustos ayında 3,60 puan yükselerek yüzde 23,18'e ulaşmıştır. Bu dönemde, dayanıklı tüketim malları ve diğer temel mallar grubundaki fiyat artışları döviz kuru kaynaklı olarak alt kalemler geneline yayılmaya devam etmiştir. Dayanıklı tüketim malı fiyatları yüzde 5,49 artmış, giyim grubunda sezon indirimleri mevsim normallerine kıyasla daha sınırlı gerçekleşmiştir. Hizmet grubu yıllık enflasyonu bir önceki aya kıyasla 0,80 puan artarak yüzde 11,84'e yükselmiştir. Ulaştırma hizmetleri enflasyonunda, güçlü seyreden turizm ile akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş etkili olmuştur. Konaklama hizmetleri fiyatları ise döviz kuru gelişmeleri ve turizmdeki canlı seyre bağlı olarak artış eğilimini sürdürmüştür."
"Dış talep gücünü korumaktadır"
PPK özetinde, GSYH'nin 2018'in ikinci çeyreğinde dönemlik yüzde 0,9, yıllık yüzde 5,2 artış kaydettiği bildirildi.
Böylelikle iktisadi faaliyetin yavaşlayarak ana eğilimine yöneldiği ve kompozisyon bakımından dengelendiği belirtilen özette, "İkinci çeyrekte dönemlik büyümenin temel belirleyicisi, turizmdeki toparlanmanın güç kazanmasıyla net ihracat olmuştur." değerlendirmesi yapıldı.
Özette, son dönemde açıklanan verilerin, iktisadi faaliyette dengelenme eğiliminin belirginleştiğine işaret ettiği aktarılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin verilere göre, dış talep gücünü korumaktadır. Küresel büyüme görünümündeki istikrarlı seyirle birlikte dış talepteki artışın ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Kurul, turizm ve diğer hizmet gelirlerindeki toparlanmanın oldukça güçlü seyrettiğini ve bu görünüm altında net ihracatın dönemlik büyümeye olumlu katkısının üçüncü çeyrekte de artabileceğini not etmiştir. Önümüzdeki dönemde mal ve hizmet ihracatının büyümeye güçlü desteğinin sürmesi ve iç talepteki yavaşlamaya bağlı olarak ithalat talebindeki yavaşlamanın cari dengeyi olumlu etkilemeye devam etmesi beklenmektedir."
"Küresel büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü riskler daha belirgin"
Özetin "Para Politikası ve Riskler" bölümünde, küresel ekonomiye ilişkin verilerin, büyümenin istikrar kazanarak gücünü korumaya devam ettiğine ve yıl sonuna ilişkin görünümün olumlu seyrettiğine işaret ettiği bildirildi.
Buna paralel olarak yükselen emtia fiyatları ve enerji fiyatlarına karşın tüketici ve çekirdek enflasyon oranlarının küresel ölçekte ılımlı seyretmeye devam ettiği belirtilen özette, "Önümüzdeki dönemde küresel büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü risklerin daha belirgin olduğu değerlendirilmektedir. Küresel büyüme görünümünü aşağı çekebilecek başlıca risk unsurları, jeopolitik gelişmeler ve dış ticarette artan korumacılık söylemleridir." ifadeleri kullanıldı.
Özette, küresel enflasyona ilişkin riskler değerlendirildiğinde, jeopolitik gelişmeler ile dış ticaret politikalarına dair belirsizliklerin, başta enerji ve metal olmak üzere, emtia fiyatları üzerinde yukarı yönlü risk oluşturabileceği vurgulandı.
Ayrıca, gelişmiş ülkelerde düşen işsizlik oranlarına paralel olarak ücretlerin ivmelenme olasılığının da bu ülkelerde enflasyonu artırabilecek önemli bir risk unsuru olduğu belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Yakın dönemde gelişmiş ülkelerde finansal koşullar sıkılaşmıştır. Güçlü talep koşulları ve emtia fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak enflasyonun hızlanması ihtimali bu ülkelerin para politikalarında öngörülenden hızlı bir sıkılaşma sürecini tetikleyebilecek bir risk oluşturmaktadır. Özellikle ABD'de süregelen olumlu büyüme performansı ve genişletici maliye politikası olarak değerlendirilebilecek yeni vergi yasası, önümüzdeki dönemde Fed'in para politikasındaki normalleşme sürecinin hızlanması ihtimalini artırmaktadır."
"Korumacılık söylemleri gelişmekte olan ülkeleri etkilemeye devam etti"
PPK özetinde, jeopolitik belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarının zayıf seyri ve dış ticarete yönelik korumacılık söylemlerinin yaygınlaşmasının halihazırda gelişmekte olan ülkeler grubu görünümünü etkilemeye devam ettiği aktarıldı.
Finansal piyasalarda yüksek oynaklık gözlenen bu dönemde maliyet yönlü baskılar ve bunun ikincil etkilerinin, enflasyon görünümünü olumsuz etkilediği belirtilen özette, "Bu çerçevede kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla eylül ayında güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirmiş ve politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 17,75'ten yüzde 24'e yükseltmiş, gecelik vadede gerçekleştirilen Merkez Bankası fonlamasının haftalık vadede yapılmasına başlanacağını duyurmuştur." ifadelerine yer verildi.
Özette, Merkez Bankası'nın, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği vurgulanarak, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.
Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen eş güdümün enflasyonla mücadele ve makroekonomik dengelenme açısından önemli bir rol oynayacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra enflasyondaki katılık ve oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat istikrarına ve toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır."