MÜSİAD'tan faiz indirimi açıklaması!
Yayınlanma:
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Merkez Bankası'nın faiz indirimine ilişkin, "İş dünyası olarak çeyrek adımlık indirimi son derece yetersiz görüyoruz" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, yaptığı açıklamada, Merkez Bankasının faiz indirimiyle ilgili her seferinde teknik açıklamalar yaptığını söyledi.
Paradan para kazanan değil, ticaretten ve yatırımdan para kazanan iş adamlarını temsil ettiklerini belirten Olpak, "Dolayısıyla bir temel ilke olarak, yüksek faiz, her zaman ticaretin ve yatırımın düşmanı olmuştur. Bunu net bir şekilde söylemek isteriz" ifadelerini kullandı.
Olpak, Merkez Bankasının faiz indirimini yaparken gözlemlediği önemli alanlardan birisinin de enflasyon olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Enflasyonda kasımdan sonra başlamış olan düşmeyi biz kendi içerisinde değerlendirdiğimizde, Merkez Bankasının aslında ocak ayında yaptığı 50 baz puanlık indirimin de yetersiz olduğunu görmüştük. Çünkü enflasyon o düşüş eğilimini göstermişti. Sonrasında Merkez Bankası, 'eğer enflasyonda 1 baz puan ve üzeri indirim olursa acil toplanabilirim' dedi. Ona çok yakın bir değer 0,93'lük düşme oldu. Keşke 'acil toplanabilirim' diyerek piyasa beklentisini farklı bir yere götürmeseydi, bizce bu nokta yanlıştı. Hiç onu söylemeyebilirdi ya da toplanırdı, 'biz gerek duymadık' da diyebilirdi, onu yapmadı. Bugün gelinen noktada Para Piyasası Kurulu elbette birtakım teknik gerekçeler söyleyeceklerdir. Niyetleri konusunda sorgulamak durumunda değilim." İş dünyasının Merkez Bankasından daha fazla faiz indirimi beklediğini vurgulayan Olpak, "İş dünyası olarak Merkez Bankasının 0,25 puanlık yani çeyrek adımlık indirimini son derece yetersiz görüyoruz. Hayal kırıklığı oluşturduğunu da açık şekilde ifade ediyoruz. Çok daha fazla, 200 baz puan civarında indirim bekleyen kuruluşlar da oldu ama hiç kimsenin 0,25 beklemediğini açıkça söylemek istiyorum" şeklinde konuştu.
Nail Olpak, zaman zaman kendilerine, "Merkez Bankasını niye eleştiriyorsunuz?" sorusunun yöneltildiğine dikkati çekerek, eleştirinin yapılabilmesinin bir ülkede demokrasinin işlemesinin karşılığı olduğunu, Merkez Bankasının da eleştiriler karşısında kendi gerekçelerini söylemesinde bir yanlışlık görmediklerini dile getirdi.
"Başkanlık sistemini artısı eksisiyle tartışalım" Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Olpak, Türkiye'de başkanlık sisteminin uygulandığını savunarak, "Ülkede o kadar çok başkan var ki hepimiz başkanız. Mesela belediye başkanları, başkanlık sistemiyle seçiliyor ve şehirleri yönetiyorlar. Dernek başkanları var, mahallede başkanlar var, derneklerin içerisinde başkanlar var" dedi.
Türkiye'de güçler ayrılığı ilkesinin sağlıklı uygulanmadığını aktaran Olpak, şöyle devam etti: "O kadar çok başkanımız var ki bizim ülkedeki kadar başkanlık sistemini uygulayan ülke var mıdır diye düşünüyorum. Bugün çokça kullanıldığı ifadesiyle Türkiye'de bir güçler ayrımı var, kuvvetler ayrımı diye bir ilke var. Maalesef bu ilkenin kurgusu, kuvvetler ayrımından ziyade kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanmış ve yaşadığımız sıkıntıların temelinde o kuvvetler ayrımının doğru tasarlanmamış olması yatıyor. Biz başından itibaren dedik ki 'başkanlık sistemi de dahil olmak üzere yeni sistem arayışları tartışılsın). Bu tartışmalar toplumun sıhhatine, demokrasiye işaret eder." Olpak, lehte ya da aleyhte her türlü görüşü ortaya koyanların fikirlerinin de sabırla dinlenmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, önemli bir konu ve bu kültür bizde yeni yeni yerleşiyor. Madem ki kuvvetler ayrılığı noktasında bir kargaşa içerisindeyiz, mevcut sistemimizde cumhurbaşkanımızın mevcut yetkilerinin hiç de başkanlık sistemi uygulayan ülkelerdeki başkanların yetkilerinden geride olmadığını görüyoruz. Hele hele şimdi halkın oyuyla da seçilmiş bir cumhurbaşkanı var. Bu psikolojik etkiyi de arkasına aldı, o zaman gelin şunu net bir şekilde daha etkin platformlarda konuşalım. Başkanlık sistemini artısı eksisiyle tartışalım ve en sonunda da millete soralım, kararı millet verecektir. Bugüne kadar milletimizin sandıkta yanlış yapmadığı kanaatindeyim. Böyle bir soruyla sonuca gidilmesinin doğru olacağını düşünüyorum."
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, yaptığı açıklamada, Merkez Bankasının faiz indirimiyle ilgili her seferinde teknik açıklamalar yaptığını söyledi.
Paradan para kazanan değil, ticaretten ve yatırımdan para kazanan iş adamlarını temsil ettiklerini belirten Olpak, "Dolayısıyla bir temel ilke olarak, yüksek faiz, her zaman ticaretin ve yatırımın düşmanı olmuştur. Bunu net bir şekilde söylemek isteriz" ifadelerini kullandı.
Olpak, Merkez Bankasının faiz indirimini yaparken gözlemlediği önemli alanlardan birisinin de enflasyon olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Enflasyonda kasımdan sonra başlamış olan düşmeyi biz kendi içerisinde değerlendirdiğimizde, Merkez Bankasının aslında ocak ayında yaptığı 50 baz puanlık indirimin de yetersiz olduğunu görmüştük. Çünkü enflasyon o düşüş eğilimini göstermişti. Sonrasında Merkez Bankası, 'eğer enflasyonda 1 baz puan ve üzeri indirim olursa acil toplanabilirim' dedi. Ona çok yakın bir değer 0,93'lük düşme oldu. Keşke 'acil toplanabilirim' diyerek piyasa beklentisini farklı bir yere götürmeseydi, bizce bu nokta yanlıştı. Hiç onu söylemeyebilirdi ya da toplanırdı, 'biz gerek duymadık' da diyebilirdi, onu yapmadı. Bugün gelinen noktada Para Piyasası Kurulu elbette birtakım teknik gerekçeler söyleyeceklerdir. Niyetleri konusunda sorgulamak durumunda değilim." İş dünyasının Merkez Bankasından daha fazla faiz indirimi beklediğini vurgulayan Olpak, "İş dünyası olarak Merkez Bankasının 0,25 puanlık yani çeyrek adımlık indirimini son derece yetersiz görüyoruz. Hayal kırıklığı oluşturduğunu da açık şekilde ifade ediyoruz. Çok daha fazla, 200 baz puan civarında indirim bekleyen kuruluşlar da oldu ama hiç kimsenin 0,25 beklemediğini açıkça söylemek istiyorum" şeklinde konuştu.
Nail Olpak, zaman zaman kendilerine, "Merkez Bankasını niye eleştiriyorsunuz?" sorusunun yöneltildiğine dikkati çekerek, eleştirinin yapılabilmesinin bir ülkede demokrasinin işlemesinin karşılığı olduğunu, Merkez Bankasının da eleştiriler karşısında kendi gerekçelerini söylemesinde bir yanlışlık görmediklerini dile getirdi.
"Başkanlık sistemini artısı eksisiyle tartışalım" Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Olpak, Türkiye'de başkanlık sisteminin uygulandığını savunarak, "Ülkede o kadar çok başkan var ki hepimiz başkanız. Mesela belediye başkanları, başkanlık sistemiyle seçiliyor ve şehirleri yönetiyorlar. Dernek başkanları var, mahallede başkanlar var, derneklerin içerisinde başkanlar var" dedi.
Türkiye'de güçler ayrılığı ilkesinin sağlıklı uygulanmadığını aktaran Olpak, şöyle devam etti: "O kadar çok başkanımız var ki bizim ülkedeki kadar başkanlık sistemini uygulayan ülke var mıdır diye düşünüyorum. Bugün çokça kullanıldığı ifadesiyle Türkiye'de bir güçler ayrımı var, kuvvetler ayrımı diye bir ilke var. Maalesef bu ilkenin kurgusu, kuvvetler ayrımından ziyade kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanmış ve yaşadığımız sıkıntıların temelinde o kuvvetler ayrımının doğru tasarlanmamış olması yatıyor. Biz başından itibaren dedik ki 'başkanlık sistemi de dahil olmak üzere yeni sistem arayışları tartışılsın). Bu tartışmalar toplumun sıhhatine, demokrasiye işaret eder." Olpak, lehte ya da aleyhte her türlü görüşü ortaya koyanların fikirlerinin de sabırla dinlenmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, önemli bir konu ve bu kültür bizde yeni yeni yerleşiyor. Madem ki kuvvetler ayrılığı noktasında bir kargaşa içerisindeyiz, mevcut sistemimizde cumhurbaşkanımızın mevcut yetkilerinin hiç de başkanlık sistemi uygulayan ülkelerdeki başkanların yetkilerinden geride olmadığını görüyoruz. Hele hele şimdi halkın oyuyla da seçilmiş bir cumhurbaşkanı var. Bu psikolojik etkiyi de arkasına aldı, o zaman gelin şunu net bir şekilde daha etkin platformlarda konuşalım. Başkanlık sistemini artısı eksisiyle tartışalım ve en sonunda da millete soralım, kararı millet verecektir. Bugüne kadar milletimizin sandıkta yanlış yapmadığı kanaatindeyim. Böyle bir soruyla sonuca gidilmesinin doğru olacağını düşünüyorum."
Ekonomi