Kıdem tazminatının yarısı tehlikede

Kıdem tazminatının yarısı tehlikede

Kıdem tazminatı yaklaşık 60 yıldan beri uygulanmakta. Uygulandığından beride tartışılmakta. Geçtiğimiz günlerde Başbakanın “Kıdem Tazminatı Fonu” kurulacağını açıklaması üzerine, tartışmalar alevlendi. Başbakan’ın açıklamalarından; 2010’dan beri zaman zaman gündeme gelen ancak tarafların uzlaşamaması üzerine rafa kaldırılan “ Kıdem Tazminatı Fonu”’ düzenlemesinin bu defa hayata geçirileceği anlaşılıyor. Bugünkü uygulamaya göre; işveren bir yıllık çalışma karşılığı son alınan ücretin brüt tutarında, çalışanına kıdem tazminatını ödüyor. Düşünülen değişikliğe göre; işsizlik sigortası fonuna benzer bir fon oluşturulacak. İşveren fona kıdem tazminatı karşılığı olarak her ay belli tutarda bir para yatıracak. Ve kıdem tazminatına hak kazanan işçi, kıdem tazminatını işveren yerine, fondan alacak.

KIDEM TAZMİNATI FONU NASIL İŞLEYECEK

Düşünülen sistemde süreç şu şekilde işleyecek. İşsizlik sigortası fonuna benzer bir adı “Kıdem Tazminatı Fonu” olan bir fon kurulacak. İşveren sigorta primi gibi, fonun işçi adına açtıracağı banka hesabına her ay kıdem tazminatı olarak para yatıracak. Kıdem tazminatı olarak ücretinin belli bir yüzdesi (örneğin; Yüzde 3 veya 4’ü) yatırılacak. Hesapta biriken paralar, finans piyasası düzenleyici kurumların denetim ve gözetimi altında para piyasalarında nemalandırılacak. İşçinin iş akdi kıdem tazminatını alacak şekilde sonlandırıldığında (15 yıl geçtiğinde, emekli olduğunda vb.) işçi isterse hesabında biriken kıdem tazminatını ve nemasını çekebilecek.

İşçi işten kıdem tazminatını hak edecek şekilde ayrıldığında hesabında biriken kıdem tazminatını çekmezse parası hesapta nemalandırılmaya devam edecek. Tekrar başka bir işe girdiğinde yeni işveren de aynı hesaba kıdem tazminatı için para yatıracak. İşçi emekli olduğunda, hesabındaki kıdem tazminatı ve nemalarının tamamını alabilecek, Kıdem tazminatında yapılması düşünülen değişikliğin ana hatlar belli. Ancak asıl işçiyi ilgilendiren ve işin ruhunu oluşturan detaylar henüz belirsiz. Aşağıdaki kritik soruların netleşmesi sorunu çözecek.

NE KADAR YATIRILACAK?

Bugünkü uygulamada, çalışanın aldığı aylık ücretin brüt tutarının yüzde 8.33 oranında kıdem tazminatı hakkı var. Yeni sistemde alınan ücretin ne kadarı kıdem tazminatı olarak bankaya yatacak? Bu en önemli husus. Yüzde 3’ü yatarsa işçinin aylık 5.33 yıllık yüzde 64, yüzde 4’ü yatarsa aylık yüzde 4.22, yıllık yüzde 52 kaybı olacak. İşverende daha fazla orana kıdem tazminatı yükü istemediğinde göre orta yol nasıl bulunacak? Şartlar ne olacak?

BUGÜN MEVCUT UYGULAMADA;

Askere giden sigortalı,

haksız yere işverence feshedilen işçi,

İş akdini haklı bir nedenle fesih eden işçi,

Emekli olmak için aranan şartlardan yaş dışındakileri sağlayanlar,

Kendi isteği ile işten ayrılırsa da kıdem tazminatı alabiliyor. Bu durumda olanlar yeni sistemde de kıdem tazminatı alabilecek mi? Fonun kurulabilmesi için bu sorulara netlik kazandırılması lazım.

KAZANILMIŞ HAK NE OLACAK

Merak edilen hususlardan birini de, Kıdem Tazminatı Fonu kurulduğu tarihe kadar, çalışanların hak ettiği kıdem tazminatının ne olacağı sorusu oluşturuyor. Bu konuda iki görüş ortaya çıkmaktadır. Hak edilen kıdem tazminatını işveren işçi adına fona devretsin. Hak edilen kıdem tazminatı, işçi ve işverenin uzlaşacağı bir tutar üstünden işçiye ödensin. Her iki görüşün de işveren ve işçi açısından sakıncası bulunuyor. Fon kurulabilmesi için bu sorunun da çözülmesi gerekiyor.

NE GETİRECEK NE GÖTÜRECEK

Düşünülen yeni uygulama, ‘kazanılmış haklarda geriye gidiş olmadığı sürece’ işçinin lehine. Çünkü bugün 100 kişiden 8 kişi kıdem tazminatı alırken 92 kişi alamıyor. Yeni sistem, çalışanların tamamının kıdem tazminatı almasını sağlar, işçinin tazminatını güvence altına alır. Fakat değişikliğin, işveren kesiminin yıllardan beri süren isteği çerçevesinde yapıldığı göz önüne alınırsa, kazanılmış haklarda geriye gidiş olacağından hiç şüphe yok. Ancak, çalışan ve çalıştıran kesim orta bir yol bulabilir. Mevcut kıdem tazminatı tutarından bir miktar taviz verilmesine karşın, kıdem tazminatı ödenmesi güvence altına alınarak, hem işveren rahatlatılabilir hem de çalışanlar.

Ancak bu sonuca ulaşılabilmesi için devletin de taşın altına elini sokması ve işveren yükünün bir kısmını üstlenerek, işçinin kazanılmış haklarının korunması gerekir. Yanlış adım çalışma barışını bozabilir. Kıdem tazminatı çalışanın hayalidir. Kıdem tazminatında yapılacak olumsuz düzenleme, çalışanın hayalini yok eder ve çalışma barışı kimsenin düşünemediği derecede bozulabilir.

NEDEN FON KURULUYOR

60 yılı aşkın süredir uygulanmasına karşın, olayın iki tarafları olan işveren ve işçi kesimince sürekli şikâyete yol açmakta ve düzenlenmeden beklenen fayda bir türlü sağlanamamaktadır. Çalışma hayatıyla ilgili olarak açılan davaların çok büyük kısmını kıdem tazminatı oluşturuyor. Açılan davaların neredeyse tamamına yakın bölümü işçi lehine sonuçlanmasına rağmen bugün çalışanların sadece yüzde 8’i kıdem tazminatını almakta, o veya bu nedenle yüzde 92’si kıdem tazminatını alamamaktadır. Bu sorunların giderilmesi, işsizliğin azaltılması, iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi, daha etkin bir işgücü piyasasının oluşturulması, verimliliğin artırılması, kıdem tazminatından dolayı yeni işçi almayan işverenin mevcut işçiyi fazla çalıştırmasının önüne geçilmesi, işverenin rahatlatılması, çalışanın da kıdem tazminatı hakkının güvence altına alınması amacıyla, sistemim değiştirilerek “kıdem tazminatı fonu” kurulması amaçlanıyor.