Kıdem tazminatında son açıklama
Yayınlanma:
Kıdem tazminatı sistemiyle ilgili daha önce rafa kaldırılan taslak, ihtimaller olarak tartışılmaya başlandı.
Fon kurulması, yılda 30 günlük brüt maaş yerine, 15 günlük hatta kesintiye göre 10 günlük maaş kadar kıdem tazminatı hesaplanması gibi seçenekler tartışılıyor. 3 işçi sendikası konfederasyonu Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'a konuştu.
İşte o açıklamalar...
"Garantiler olursa kurula götürürüz"
TÜRK-İş Başkanı Ergün Atalay: Kıdem tazminatı işçinin kızının çeyiz, oğlunun düğün parasıdır. Almayan işçiler tabii ki var. Ama hükümetin elini tuttuğumuz yok. Kafalarının arkasında şu var; “Yılda 30 gün tazminat yüksek aşağı çekelim, mevcutlara dokunmayalım” diyorlar. Sistemde 13 milyon insan var. “Onlara dokunmayalım” diyorlar. Tek tereddüdümüz 30 gün konusu değil. Kıdem Tazmintı Fonu’na devlet güvencesi sağlanmalı. Geçmişte batan fonlar nedeniyle kamuoyunda fonun olumsuz imajı var. Şu an bunların hiçbirini göremiyoruz. Garanti sağlandıktan sonra bize düşen görev konuyu Türk-İş Başkanlar Kurulu’na götürmek.
"Fon gelirse konuşacak bir şey yok"
DİSK Başkanı Kanı Beko: Kıdem tazminatı fona devredilirse görüşeceğimiz bir şey yok. Biz uzlaşmacı değil, anlaşmacı sendikayız. Önceki plana göre fona devredildiğinde 10 yıldan önce ancak ev alınırsa, askere gidilirse, evlenirse alabilecek. 7 milyon asgari ücretli var. Bin lira brüt maaşla, 10 senede 10 bin lira kıdem almış olacak. Ev için 250 bin lira kredi alacak işçiye 10 bin lira verseniz ne olur vermeseniz ne olur, müjdeli haber mi bu? Kadınlar evlenince ne kadar çalıştıysa o kadar alıp ayrılıyorlardı? ihtiyaçlarını görüyorlardı. Gençler askere giderken kıdem alabiliyorlardı. Ama eski plan geçerse kesinlikle alamayacaklar.
"Halının altına süpürmekle çözülmüyor"
Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan: “Kıdem tazminatını konuşmam” diyen Türk-İş’in şimdi “Garantileri versinler konuşalım” yaklaşımı olumlu bir nokta. Kıdem tazminatı işçilerin temel hakkıdır. Herkesin alabileceği hale dönüştürmemiz gerekiyor. Adı fon mu olur sandık mı önemli değil. Ortada bir sorun var, halının altına süpürerek kurtulamıyoruz. “Kırmızı çizgimiz var” diyerek çözemiyoruz. Biz devlet güvencesindeki bir kıdem tazminatı fonunun sorunların çözümü için önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Bence oturup konuşalım. 30 gün yüzde kaça tekabül eder, fon nasıl yönetilecek, devlet güvencesi olacak mı, oturup konuşalım.
"AVUSTURYA MODELİNİ ÖNERDİK"
ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, kıdem tazminatıyla ilgili Avusturya modelini önerdiklerini belirterek, “Avusturya bunu denemiş. Her iki taraf bu işten kârlı çıkmış. Herkes kıdem tazminatını alır hale gelmiş. Bu sistem iş barışı açısından önemli” dedi. Avusturya’nın, uyguladığı model, kıdem tazminatının belirlenen özel finans şirketlerince oluşturulan fonlara işverenler tarafından aktarılması ve bu fonlarda değerlendirilmesi temeline dayanıyor. Model, işverenlerce, işçinin sözleşmesinin ikinci ayından itibaren, her ay işçi ücretlerinin yüzde 1.53’ü tutarındaki miktarın, kıdem tazminatı primi olarak oluşturulan fona transferini öngörüyor.
Fon kurulması, yılda 30 günlük brüt maaş yerine, 15 günlük hatta kesintiye göre 10 günlük maaş kadar kıdem tazminatı hesaplanması gibi seçenekler tartışılıyor. 3 işçi sendikası konfederasyonu Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'a konuştu.
İşte o açıklamalar...
"Garantiler olursa kurula götürürüz"
TÜRK-İş Başkanı Ergün Atalay: Kıdem tazminatı işçinin kızının çeyiz, oğlunun düğün parasıdır. Almayan işçiler tabii ki var. Ama hükümetin elini tuttuğumuz yok. Kafalarının arkasında şu var; “Yılda 30 gün tazminat yüksek aşağı çekelim, mevcutlara dokunmayalım” diyorlar. Sistemde 13 milyon insan var. “Onlara dokunmayalım” diyorlar. Tek tereddüdümüz 30 gün konusu değil. Kıdem Tazmintı Fonu’na devlet güvencesi sağlanmalı. Geçmişte batan fonlar nedeniyle kamuoyunda fonun olumsuz imajı var. Şu an bunların hiçbirini göremiyoruz. Garanti sağlandıktan sonra bize düşen görev konuyu Türk-İş Başkanlar Kurulu’na götürmek.
"Fon gelirse konuşacak bir şey yok"
DİSK Başkanı Kanı Beko: Kıdem tazminatı fona devredilirse görüşeceğimiz bir şey yok. Biz uzlaşmacı değil, anlaşmacı sendikayız. Önceki plana göre fona devredildiğinde 10 yıldan önce ancak ev alınırsa, askere gidilirse, evlenirse alabilecek. 7 milyon asgari ücretli var. Bin lira brüt maaşla, 10 senede 10 bin lira kıdem almış olacak. Ev için 250 bin lira kredi alacak işçiye 10 bin lira verseniz ne olur vermeseniz ne olur, müjdeli haber mi bu? Kadınlar evlenince ne kadar çalıştıysa o kadar alıp ayrılıyorlardı? ihtiyaçlarını görüyorlardı. Gençler askere giderken kıdem alabiliyorlardı. Ama eski plan geçerse kesinlikle alamayacaklar.
"Halının altına süpürmekle çözülmüyor"
Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan: “Kıdem tazminatını konuşmam” diyen Türk-İş’in şimdi “Garantileri versinler konuşalım” yaklaşımı olumlu bir nokta. Kıdem tazminatı işçilerin temel hakkıdır. Herkesin alabileceği hale dönüştürmemiz gerekiyor. Adı fon mu olur sandık mı önemli değil. Ortada bir sorun var, halının altına süpürerek kurtulamıyoruz. “Kırmızı çizgimiz var” diyerek çözemiyoruz. Biz devlet güvencesindeki bir kıdem tazminatı fonunun sorunların çözümü için önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Bence oturup konuşalım. 30 gün yüzde kaça tekabül eder, fon nasıl yönetilecek, devlet güvencesi olacak mı, oturup konuşalım.
"AVUSTURYA MODELİNİ ÖNERDİK"
ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, kıdem tazminatıyla ilgili Avusturya modelini önerdiklerini belirterek, “Avusturya bunu denemiş. Her iki taraf bu işten kârlı çıkmış. Herkes kıdem tazminatını alır hale gelmiş. Bu sistem iş barışı açısından önemli” dedi. Avusturya’nın, uyguladığı model, kıdem tazminatının belirlenen özel finans şirketlerince oluşturulan fonlara işverenler tarafından aktarılması ve bu fonlarda değerlendirilmesi temeline dayanıyor. Model, işverenlerce, işçinin sözleşmesinin ikinci ayından itibaren, her ay işçi ücretlerinin yüzde 1.53’ü tutarındaki miktarın, kıdem tazminatı primi olarak oluşturulan fona transferini öngörüyor.
Ekonomi