İşlenmiş ette katkı oranına fren!
Dünya sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bu hafta açıkladığı ve işlenmiş etlerin kansere yol açabileceğini ifade eden raporu tartışılmaya devam ediyor. Rapora göre, sucuk, sosis, pastırma, jambon benzeri işlenmiş etlerin günde 50 gram ve üzeri tüketilmesi halinde kalın bağırsak kanserine yakalanma olasılığı yüzde 18 artıyor. Ayrıca, kırmızı et tüketiminin de “kansere yol açması ihtimali” bulunuyor. Türkiye’de kişi başı et ve işlenmiş et tüketimi bahsi geçen miktarların çok altında olsa da rapor ilgili bakanlıklar ve tüketici nezdinde alarm verilmesine yol açtı.
Kansere neden olabilecek unsur olarak gösterilen ve etlere raf ömrünü uzatmak için eklenen katkı maddelerine ilişkin Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı da harekete geçti. Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin’in verdiği bilgiye göre, önümüzdeki hafta Sağlık Bakanlığı ve akabinde Tarım Bakanlığı’nın sektör temsilcileriyle gerçekleştirmesi beklenen toplantıların ardından katkı maddeleri mevzuatında değişiklikler gündeme gelebilir. Beklenti, hem izin verilen katkı maddelerinin listesinin daraltılması hem de izin verilen katkı maddelerinin eşiklerinin düşürülmesi yönünde. Ancak ne yönde adım atılacağında Sağlık Bakanlığı’nın yapacağı belirlemeler etkili olacak. Türk Gıda Kodeksi’nde halihazırda hangi katkı maddelerinin ne kadar kullanılabileceğine ilişkin limitler belirli. Yetkin, bazı kategorilerde bu limitlerin dünya standartlarının üzerinde olduğu bilgisini paylaşırken, bu limitleri düşürücü adım atılabileceğini vurguluyor.
25’TEN FAZLA ÇEŞİT VAR
Gıda katkı maddelerinde 25’ten fazla çeşit bulunuyor. Söz konusu et ürünlerinde bahsi geçen katkı maddesi ise nitrit ve nitratlar olarak biliniyor. Nitrit ve nitratlar sucuk, salam, sosis gibi şarküteri tipi et ürünlerine uzun süreli parlaklık, kırmızılık vermek, özgün aroma kazandırmak için kullanılıyor. Öte yandan, bu tartışmalar Türk tüketicisine pek yansımış gibi durmuyor. Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, henüz piyasada bir düşüş ya da tedirginlik belirtisi görülmediğini söylüyor. Sosis, sucuk gibi ürünlerin günlük alınan ürünler olmadığını dile getiren Altunbilek, bir etki görülecekse de 15-20 gün kadar beklemek gerektiğini, gerçek durumun ancak o zaman ortaya çıkabileceğini kaydediyor. Bu yoruma karşılık bazı markalar tedbirini aldı bile. Zincir mağazaların ilgili reyonlarında ya da sanal marketlerde işlenmiş et ürünleri için bir alana bir bedava kampanyaları, yüzde 40’a varan indirimler ya da fırsat ürünleri 2010 2011 2012 2013 2014 görmek mümkün.
"YILLARCA AT, EŞEK YEDIK BIR ŞEY OLMADI"
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, DSÖ’nün raporundaki bulgulara tepki gösterirken, “Federasyon Başkanı olarak söylüyorum, evde çoluk çocuğumuzla pastırma da sucuk da yiyoruz. Haberden sonra iştah kaçmadı, yemeyesim gelmedi. Yani DSÖ bunlarla uğraşacağına insan sağlığına gerçekten zararlı şeylerle uğraşsın. Vatandaşın pastırmasıyla uğraşmasın. Bize et diye senelerde at eşek, kimbilir içinde neler olan şeyler yedirdiler. O zaman bile bir şey olmadı, bundan mı olacak?” ifadesini kullandı. Kopuz, katkı maddelerine ilişkin tüketicilerde olumsuz bir algı olduğuna dikkat çekerken, bu raporun ise tüketime kısıtlı bir süre yansıyacağına inandığını anlattı. Kopuz’a göre, bu haberler sonrasında tüketici sucuktan “en fazla 1 ya da 2 ay” uzak durur, sonrasında ise tüketim rakamları normal seyrine geri döner.
"ZATEN YASAL SINIR KADAR NİTRİT KULLANILIYOR"
Kayserili Şahinbey Sucukları Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Fazlıoğlu, “2013 yılında değişen Gıda Kodeksi’ne göre et ürünlerinde bakanlıkça belirlenen miktarda, hatta daha altında nitrit kullanılmaktadır. Bu konuda paniğe gerek yok. Bunun gündeme gelmesi bile yanlış. Et ürünlerinin ambalajında veya etiketinde ne katkı kullanıldıysa, zaten yazılı’’ diye konuştu. Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Şaban Ünlü de Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna tepki göstererek, “Biz atadan, babadan sucuk ve pastırma üreticisiyiz. Ne ailemizden ne de çevremizden pastırma ve sucuktan dolayı kanser olanı ne duyduk, ne gördük” dedi.