Dolar durdurulamıyor! 4.50'yi geçti
Tahvil getirilerindeki yükseliş ise ABD’de faiz artırımlarının hızlanarak küresel talebin sınırlanacağı endişelerini beraberinde getirirken içeride Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon dinamiklerindeki yeni bozulmaları engellemek adına atabileceği adımlar izleniyor.
Yatırımcılar zaten ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi ve küresel ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğinden endişe ederken, Kuzey Kore’nin Güney Kore ile yapılacak üst düzey görüşmeleri aniden iptal etti. Bu gelişmenin ardından Kuzey Kore ile ABD arasında 12 Haziran’da yapılacak olan görüşmenin iptal edilmesi halinde Kore yarımadasında gerilim tekrar artırarak piyasalarda ek bir baskı unsuru yaratabilir.
ABD’de dün açıklanan güçlü perakende satışlar ve imalat sanayi verileri 10 yıl vadeli ABD Hazine tahvil getirilerinin yüzde 3.095’e kadar yükselerek Temmuz 2011’den bu yana en yüksek seviyeye çıkmasına yol açtı.
ABD faizlerindeki yükselişin de etkisiyle dün Türkiye’nin 10 yıllık gösterge tahvil getirisinde de 84 baz puanlık yükseliş yaşanmıştı.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Küresel piyasalardaki gelişmekte olan ülkelere yönelik endişeler ve fon çıkışları son dönemde hiç olmadığı kadar kuvvetli. Benzer ülkelere baktığımızda emtia gelirleri sayesinde dış finansmana Türkiye kadar bağımlı bir ülke de yok diyebiliriz. Bu gelişmeler Türk piyasalarını satışlara açık bırakıyor. Siyasilerin düşük faiz söylemleri de bu baskıyı artırıyor” dedi ve ekledi:
Bunu engellemek adına ise piyasalar TCMB’nin ne zaman ve ne yapacağına odaklanmış durumda. Görünüşe göre 7 Haziran’ı beklemeden bir faiz artışına doğru gidiyoruz. Öncesinde belki TCMB reeskontların ödemelerine ilişkin kolaylıklar gibi birkaç likidite adımı daha deneyebilir.”
Bankacılar TCMB’nin de yakından izlediği bir aylık zımmi oynaklığın 20 olan değerinin de üzerine çıkarak geçen yılın Ocak ayından sonraki en yüksek seviyesine seyretmesi sonrası TCMB’nin yeni bir adıma gittikçe yaklaştığını öngörüyorlar.
TCMB’nin olası adımlarının yanısıra bugün piyasalarda Mart ayına ilişkin sanayi üretimi ABD verileri ve Halkbank yetkilisi Hakan Atilla’nın ABD’de bugün gerçekleşecek dava süreci izleniyor.
TL bu yıl dolar karşısında yüzde 15’e yakın değer kaybederek gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok değer kaybedenlerden biri durumunda.
TL son dönemde S&P’nin kredi notu düşüşü ve enflasyon endişeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışıyor. Bankacılar TL’deki değer kaybına dolardaki küresel değer kazancı, S&P’nin not indirimi, ABD faizlerinin yüzde 3’ün de üzerine yükselmesi, petrol fiyatlarındaki sert yükseliş, yaklaşan seçimler öncesi genişlemeci politikalar, son PMI verisinin ekonomideki beklenen bir ivme kaybının başlangıcına işaret etmesini, yüksek enflasyon ve yüksek cari açığı gösteriyorlar.