Bakan Fakıbaba’dan tohum açıklaması
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Girişimci Kadın Çiftçiler Ödül Töreni’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze’nin katılımıyla gerçekleşti.
Törende yaptığı konuşmada Bakan Fakıbaba, çiftçi kadınların toplumun sigortası olduğunu belirterek, “Biz sizlerin kıymetini bilmek zorundayız. Sizler üretecek Anadolu büyüyecek ve Türkiye daha da gelişecek ve güzelleşecektir. Çünkü kadın elinin dokunmadığı bir medeniyetin geleceği yoktur” diye konuştu.
"KADIN ÇİFTÇİLERİMİZİN FİKİRLERİNİ, PROJELERİ ÖNEMSİYORUZ VE DESTEKLİYORUZ"
İsraf konusuyla ilgili Fakıbaba, "Biz ’yarım porsiyon yemekle başlayın, doymazsanız bir yarım porsiyon daha yiyiniz’ derken nimetin zayi ve israf olmamasını kastediyoruz. Asıl israf, bir toplumun zenginliğinin farkına varamayarak, üretim potansiyelini atıl bırakması, gerektiği gibi harekete geçirememesidir. Zengin kaynakların fakir bekçileri olmamak için kadınlarımızın bereketli elleriyle topraklarımızı yoğurmalı ve bu zenginliği bütün topluma yaymalıyız. Tarıma ilgi duymayan tek bir kadın bulamazsınız. Şehirdeki kadınlarımızda saksılarında domates biber ve çeşit çeşit çiçek yetiştirerek tarımla olan bağlarını hiçbir zaman koparmamışlardır. Toprağı, babaların şehit kanıyla, anaların gözyaşıyla karış karış sulanan Anadolu’nun evlatlarına tek bir görev düşer; o da bu toprakları alın teriyle sulayıp, el emeğiyle yoğurmaktır. Bu yüzden çok çalışacağız. Eskilerin çok güzel bir sözü var; ‘tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz’ diye " açıklamasında bulundu.
“Türkiye’nin gelecek planlamalarında tarımın çok büyük bir yeri vardır ve olmaya devam edecektir” ifadesini kullanan Fakıbaba, “Kadın çiftçilerimizin fikirlerini, projeleri önemsiyoruz ve destekliyoruz. Gönül kapılarımızda bakanlık kapılarımızda sonuna kadar bacılarımıza açıktır” dedi.
"2 MİLYONDAN FAZLA KADIN ÇİFTÇİYE EĞİTİM VERDİK"
2 milyondan fazla kadın çiftçiye eğitim verdiklerini ifade eden Bakan Fakıbaba, "Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi Programı" kapsamında 881 kadın çiftçinin eğitim alarak proje hazırladığını ve girişimci kadın çiftçiler ödül töreniyle de başarılı projelerin ödüllendirildiğini ifade etti.
Fakıbaba, bu projenin 2016 yılı "Avrupa Girişimciliği Teşvik Ödülleri"nde Türkiye’yi Avrupa’da temsil eden iki ulusal projeden biri olduğunu bildirdi.
Kadın çiftçilerin örgütlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Fakıbaba, kırsal kalkınma desteklerinde kadınlara öncelik verdiklerini kaydetti.
Fakıbaba, şöyle konuştu:
"Yüzde 50 hibeli kırsal kalkınma projelerimizde proje sahibinin kadın çiftçi olması veya tarımsal amaçlı kooperatif ve birlik üyesi olması durumunda ’ilave puan’ vermekteyiz. Böylece kadın çiftçilerimiz proje seçiminde ön sıralara çıkmaktadır. Genç Çiftçi Programı kapsamında 30 bin lira hibeyle genç girişimci kadınlara öncelik verilmiştir. 2016 yılında başvurusu onaylanan ve hibe almaya hak kazanan 15 bin çiftçinin yüzde 75’ini 11 bin 200’ünü kadın çiftçilerimiz oluşturmuştur. Kadınlarımız sadece tarımda değil, hayatın her alanındaki başarının gizli mimarları ve isimsiz kahramanlarıdır. Pozitif ayrımcılık değil bu bir hak verme olayıdır. Gerçekten kadınlarımıza haklarını vermek en büyük görevlerimizden birisi. Ülkemizin, Anadolu’nun kalkınmasını istiyorsak mutlaka ve mutlaka kadınlara önem vermemiz lazım."
“GERÇEKTEN BİZ YERLİ TOHUM ÜRETİYORUZ VE İSRAİL’E DE DOMATES TOHUMU SATIYORUZ”
Bakan Fakıbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın yerli ve organik tohum üretim konularında hassasiyeti olduğunu belirterek, "İsrail’e tohum satıyoruz" dedim. İnsanlar inanmadı. Ama öyle bir algı oluşturulmuş ki sanki Türkiye tohum üretmiyor. Gerçekten biz yerli tohum üretiyoruz ve İsrail’e de domates tohumu satıyoruz. Çok az satıyoruz, doğrudur. Biz yılda 200 milyon dolarlık tohum alıyoruz ama 150 bin dolarlık tohum da ihraç ediyoruz. İnşallah Allah’ın izniyle bunu en kısa zamanda eşitleyip, geçeceğiz. Türk insanının gerçekten çalıştığı ve inandığı zaman yapamayacağı hiçbir şey yok. şayet biz toprağı suyla çiftçiyi bilgiyle donattığımız takdirde Türkiye sadece bu bölgede değil dünyada gerçekten kendini en iyi şekilde ülkelerin başında oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
Yozgat’ın Kabalı köyündeki kadınların tarımdaki başarısına değinen Bakan Fakıbaba, elma üreten köyün nüfusunda, arazi değeri ve köydeki istihdamdaki artış olduğunu anlattı.
Muğla Kadın Çiftçiler Tiyatro Grubu da ödül töreninde bir gösteri sundu.
“KADINLARIN GÜÇLÜ OLDUKLARINA İNANIYORUM”
Konuşmaların ardından jüri özel ödülü "Dağların Ekmeği Ballandı" projesiyle Aydın’dan Hafize Altınay’a, birincilik ödülü "Gelenekten Geleceğe Sumak Ekşisi" projesiyle Kahramanmaraş’tan Sultan Kaçamaz’a, ikincilik ödülü "Çıtır Çileğim" projesiyle Batman’dan Lale Basut’a ve üçüncülük ödülü ise "Ayşe Hanım’ın Çiftliği" projesiyle Samsun’dan Ayşe Akkuş’a takdim edildi.
İzmir Menemen’den geldiklerini söyleyen Hatice Halaç, organik üretici olduklarını kadın üretici organik kompostta Ege Bölgesi 1.si olduklarını ve ödüle layık görüldüklerini anlattı. Halaç, “Toprağın gelişmesi gübrelenmesi için kompost lazım. Herkes organik üretsin” dedi.
Samsun Çarşamba’da oturan Ayşe Akkuş, “Çiftçilikle uğraşmaktayım. 2016 yılında genç çiftçi projesinden yararlanarak bir sera kurdurduk. Çiftçi olmaktan çok mutluyum. Hayvanlarla da uğraşıyorum. Mandalarım var. 2017 yılında kırsalda kadınlar güçleniyor projesine katıldım. Samsun 1’incisi oldum. Kadınların güçlü olduklarına inanıyorum ve Türkiye’ye kadın çiftçi modeli olmaya çalışıyorum ve başardım. Çok mutluyum. "Ayşe Hanım’ın Çiftliği" projemle sadece yetiştirdiğim seradaki ürünlerimle, kaz, ördek yetiştiriciliği, tavuk, mandalarımla Çarşamba ilçesine o çiftliği kurmayı hedefliyorum. Kadınların güçlü olduklarına, her işte başarılı olacaklarına inanıyorum. Korkmasınlar çekingen olmasınlar. Her işe girsinler istiyorum” ifadelerini kullandı.
Muğla’dan geldiğini tiyatro grubunda ödül aldığını belirten Fatma Aydoğdu, şunları kaydetti:
“Ümmiye Koçak Muğla’ya gelmişti. Bir film izletti. Belediye de bir araç vermişti bana o araçla dedi köylü şehirli bu oyunu oynatabilir dedi. 4 ay 60 yaş arasıyla 2 yaş arasına kadar oyun oynadık. Ondan sonra da tarımdan bir oyun düzenleyelim dedik. Başardık buraya geldik oynadık. Projeye tarım il müdürlüğü tarafından dahil olduk. 1 ay kurs gördük. Bahçemizde börülce, sebze var. Hayvanlarımızda var. Hem tiyatro hem bahçemizde hem evimizde uğraşıyoruz. Kadınların çalışmalarını isterim, eve kapanmasınlar çalışsınlar bütün bayanlar. Çalışan her yere varmıştır başarmıştır.”