Ali Babacan "Vatandaşın borcu azaldı"
Milliyet gazetesine röportaj veren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, taksit sayısına sınır getiren karardan sonra vatandaşın borcunun azaldığını söyledi.
Taksit sınırı getirmelerinden dolayı uzun vadeli borçlanamadığı için vatandaşın bakiyesinin düştüğünü dile getiren Babacan, “Bunların hepsi sıhhatli şeyler, ama tabi kolay işler değil. Çünkü siyasi motivasyon da tam bunun tersine işliyor, vatandaş bol para harcasın, çok şey satın alsın, mutlu olsun. Ama biz ihtiyatlı olmayı tercih edelim. Bazen de çok ihtiyatlı olduğumuz için de bazen işte eleştiriliyoruz, ama çok önemli değil. Türkiye için doğrusu neyse onu yaptık işte, inşallah daha da iyi olur” dedi.
Üç dönem kuralı nedeniyle genel seçimde milletvekili adayı gösterilmeyen, Ak Parti’nin 2002’den sonra kurulan bütün hükümetlerinde bakan olarak görev yapan Babacan, görevinin son günlerinde şu açıklamalarda bulundu:
İHTİYATLI OLMAYI TERCİH EDELİM
Kredi hacmi 2013’te yüzde 35 artmıştı, 2014’te sadece yüzde 16 arttı, tedbir aldık, düşürdük, yani baskı uyguladık. Kredi kartlarıyla ilgili tedbirler, konut kredisiyle ilgili çok şey yapmadık, ama taşıt kredisiyle ilgili tedbirler yaptık, taksit sayılarını sınırladık, bunların hepsi işe yaradı.
Ticari krediler yüzde 20, KOBİ kredileri yüzde 25 arttı. Ama tüketici kredileri sadece yüzde 8 arttı. Vatandaşlarımızın kredi kartı borcu Türk Lirası olarak düştü. Biz 9 taksit sınırı getirince, daha uzun vadeli borçlanamayınca, eski taksitleri ödüyor, ama yeni uzun vadeli, uzun taksitli borçlanamadığı için vatandaşın bakiyesi düşüyor.
CARİ AÇIK BİR KIRILGANLIK ALANI
Türkiye’nin ekonomisinin önemli özelliği, cari açığının oluşu. Türkiye’nin cari açığı bir problem ve bir kırılganlık alanı. Ve bu cari açığın yurtdışından borçlanmayla ya da doğrudan sermaye girişiyle karşılanması gerekiyor, aksi halde dövizi nereden, nasıl bulacak memleket? Finansmanın sağlanması istikrarla alakalı, istikrar olmazsa yurtdışından bunun finansmanı da çok çok zora girebilir. Refah seviyemizi kendi birikimlerimiz az olduğu için yurtdışından finansman getirerek bu noktalara çıkarabildik.
Yoksa her 100 lira mevduatın 121 lirası kadar kredi kullandırmış bankalarımız. Bankalar kendi kaynaklarını tamamen kullandırmış kredi olarak, bir de yurtdışından borçlanmış. Bu kredilerle evler, arabalar alınıyor, yatırımlar yapılıyor. Yani mevcut bizim bu refah seviyemiz dışarıdan finansmanla mümkün. Güven ortamı sarsıldığı anda ciddi bir refah kaybı olur.
MUHALEFETİN ASGARİ ÜCRET VAADİ
Maaşın ne kadar olduğundan öte, bir de o piyasadaki fiyatlar, enflasyon ve onun satın alma gücü çok önemli. Biz çok şükür hiç aldatan olmadık, hep gerçekçi olduk ve sabit gelirli vatandaşlarımızın da net anlamda satın alma gücünün yükseldiği bir dönemi yaşamış olduk.
ANTALYA’DA GÜNDEM YOĞUN
G-20’de uluslararası vergilendirme konularından tutun da büyümenin finansmanına kadar, bankaların regülasyonundan, düzenlenmesinden tutun istihdam piyasasına kadar üzerinde çalıştığımız çok geniş bir gündem var. 15-16 Kasım’da Antalya’daki zirveye yaklaşık 15 bin kadar misafir bekliyoruz.
G-20’DE KADIN GİRİŞİMCİ HEDEFİ
Bu G-20 içerisinde ayrıca bir W-20 girişimi başlattık, yani Kadın-20 girişimi, bu da kadınların iş hayatındaki etkinliğinin ve rolünün güçlendirilmesini hedefleyen bir girişim oldu. Bu girişim de eylül ayında bizim W-20 ekibimiz başkanlığında toplanacak ve kasımdaki Liderler Zirvesi’ne bu grup öneriler hazırlayacak. Kadın girişimciler için G-20 neler yapmalı, kadınların işgücü piyasasındaki etkinliğini artırmak için neler yapmalı? Zaten G-20’de her ülke kadınların iş gücüne katılım oranıyla erkeklerin iş gücüne katılım arasındaki farkı 2025’e kadar yüzde 25 oranında azaltsın dedik.
FİNANSIN PATRONLARI ANKARA’DA BULUŞACAK
G-20 bu yıl dört defa finanstan sorumlu bakanlar ve merkez bankası başkanları biraraya gelecek, hatta bunlardan 3’üncüsünü de 4-5 Eylül’de Ankara’da gerçekleştireceğiz. Yani bu bütün bu dünyanın 20 büyük ekonomisinin finanstan sorumlu bakanlarıyla merkez bankası başkanları Ankara’da buluşacak ve Liderler Zirvesi’nin son hazırlığı burada yapılacak. Zirve öncesi son kararları, Ankara’dan vermiş olacağız.
PİYASALARIN FİYATLANDIRMASI
Finansal piyasalara Türkiye’yle ilgili rapor yapan uluslararası kuruluşlar, piyasa analistlerinin en iyi senaryosu siyasi istikrar zemininin korunması ve yine tek parti hükümetinin iş başında oluşu. Bunun haricindeki senaryolar piyasalarda hep olumsuz fiyatlandırılıyor.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’NIN MAKAM ARACI
Eğer gerekliyse, yani hizmetin gereğiyse de bunu makul görmek lazım. Bir de temsilin gereği olan konular olabiliyor ki ben 2 yıl da Dışişleri Bakanlığı yaptım biliyorsunuz. O dönem içerisinde 2 yılda 132 yurtdışı programımız oldu, 202 tane dışişleri bakanı geldi beni ziyaret etti, dolayısıyla uluslar arası perspektifi de eklediğinizde devletin de bir temsil gereği de var, bu da işin bir gerçeği. Bir yandan ekonominin gerçek yüzü, ekonomimizin ulaştığı boyut, ama gerçek boyut ile bir yandan da bu temsil gereğini işte dengeli götürmek gerekiyor. Onun haricinde çok fazla o tartışmalara ben bugün için girmek istemem doğrusu.
KEMAL DERVİŞ’İN SÖZLERİ
Kemal Bey’in şahsi değerlendirmesi seçim ortamında ifade edilince herkes biraz da garipsedi galiba, nasıl olur da bir muhalefet partisinden iktidar partisine böyle sözler sarf edilebiliyor diye. Ama şu güzel bir gelenek olarak da oturmalı, yani doğruya doğru, eğriye eğri demek de güzel bir gelenek, bu da oturmalı.
KARARSIZLARIN SAYISI YÜKSEK
Bu seçimler enteresan olacak çünkü bir partinin yüzde 10 barajının altında kalması ya da üstünde olması Meclis aritmetiğinde çok fark edecek. İkincisi, kararsız seçmen sayısının biraz yüksek olduğunu görüyoruz. Anket firmaları bu kararsızları bazı istatiksel metotlara göre dağıtıyor. Kararsızların çok detaylı analizini yapan fazla firma yok. Ölçümlerde hata payı yüksek olabilir bu seçimde. Dolayısıyla bütün ekiplerimize şunu söylüyoruz: Birinci partiyiz, zaten iktidarız hani o rahatlık, o rehavet bazen olabiliyor dolayısıyla her seçimin ciddi alınması, dikkatli olunması lazım.