Tunus'ta "Devrim yanlıları ve karşıtlarının" adayları yarışıyor
Zeynel Abidin bin Ali dönemini sona erdiren 14 Ocak 2011'deki devrimden bu yana demokrasi sürecinde sergilediği başarıyı korumaya çalışan Tunus, pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gitti.
Tunus Yüksek Seçim Komisyonu (YSK) tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, 18,4 oy oranıyla bağımsız aday Anayasa Profesörü Kays Said ve yüzde 15,6 oy oranıyla tutuklu medya patronu Tunus'un Kalbi Partisi Genel Başkanı Nebil Karvi ikinci tur için ipi göğüsleyen isimler oldu.
Henüz tarihi netleşmeyen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda siyasi kesimlerin, adaylara yönelik desteğinin iki eksen üzerinde şekilleneceği öngörülüyor.
Devrim yanlılarının, devrimin hedefleri ve geçiş sürecine ilişkin mesajlarıyla öne çıkan bağımsız aday Said'in (61) yanında yer alacağı tahmin edilirken, eski rejimin uzantısı ve 2014 hükümetinde yer alan grupların bir kısmının da zamanında Nida Tunus'un önde gelen isimlerinden Karvi'nin (56) tarafında yer alacağı belirtiliyor.
Seçim sonuçlarının açıklanmasından bu yana; birinci turda yüzde 7,1 oy alan bağımsız aday Safi Said, yüzde 4,3 oy alan Onur Koalisyonu'nun adayı Seyfeddin Mahluf, adayı Muhammed Abu yüzde 3,36 oy alan Tunus'ta Demokratik Toplum Partisi, yüzde 2,9 oy alan eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, Cumhuriyet Halk Birliğinin adayı Lutfi el-Merayhi ve eski Başbakan Hammadi el-Cibali'nin de aralarında yer aldığı isim ve partiler ikinci turda Kays Said'e desteklerini açıkladı.
Devrim yanlısı güçlerin desteği
Siyasi analist El-Habib Buacile, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Anayasa Profesörü Said'in ikinci turda, Nahda Hareketi, Munsif Merzuki liderliğindeki Tunus İrade Hareketi Partisi gibi "yolsuzlukla mücadele, demokratik geçiş ve devrim hedeflerinin gerçekleştirilmesi" söylemlerini sarfeden partiler tarafından destekleneceğini söyledi.
Bununla birlikte Buacile, 6 Ekim'de yapılması planlanan genel seçimler temelinde yapılacak siyasi uzlaşıların ise Cumhurbaşkanlığı adaylarının desteklenmesindeki denklemleri değiştirebileceğine işaret etti.
Nida Tunus içinden gelen ancak daha sonra Yaşasın Tunus Partisiyle ayrı bir yol çizen Yusuf Şahid'in, diğer aday Karvi ile karşı karşıya geldiğini hatırlatan Buacile, iki taraf arasındaki gerginliğin Karvi'nin "kara para aklama, vergi kaçakçılığıyla" suçlanması ve tutuklanmasıyla tırmandığını savundu.
Şahid ve partisi Yaşasın Tunus'un, Karvi'yi değil bağımsız aday Said'i destekleyebileceğini savunan Buacile, Şahid ve partisinin çekimser kalma ihtimalinden de söz etti.
Eski rejimin adaylar konusundaki tutumu
Buacile, ayrıca Cumhurbaşkanlığı yarışında adayları Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa olan ve 2011 devrimi öncesi rejimin uzantılarının yer aldığı bir grup olduğunu da hatırlattı.
Abir Musa'nın, devrim karşıtı ve Bin Ali yönetimi yanlısı tutumunu açıklamaktan çekinmediğine dikkati çeken Buacile, Abir Musa'nın devrim hedeflerinin gerçekleşmesi görüşünü savunan Said'i desteklemeyeceğini belirtti.
Buacile, ayrıca seçim sonuçlarının açıklanmaya başlamasıyla devrim karşıtı medyadaki şahsiyetlerin Said'i "aşırılık yanlısı, selefi" gibi söylemlerle karalamaya çalıştığını kaydetti.
Ulusal uzlaşı koalisyonu safında muhtemel fikir ayrılığı
Buacile, Tunus'ta Nahda Hareketi ve Nida Tunus'un ana omurgasını oluşturduğu ve ulusal uzlaşı koalisyonu çatısı altında bir araya gelen hükümetin de Cumhurbaşkanı adaylarının desteklenmesi konusunda fikir ayrılığı yaşayabileceğine işaret etti.
Gazeteci-yazar Buacile sözlerine şöyle devam etti:
"Ulusal uzlaşı koalisyonu, bunların başında da Nida Tunus, yolsuzlukla mücadeleyi, reform ve demokratik süreci desteklediğini söyleyen grup ile 2014'teki gibi devrim karşıtı söylemleri tekrarlayan diğer kesim arasında ikiye bölünebilir. Aynı şekilde devrimi ve demokratik geçiş sürecini destekleyen tarafta da siyasi çatışmalar yeniden yaşanabilir. Ancak bu çatışmanın şiddeti 2011'dekinden daha düşük olur."
Demokratik geçiş sürecini destekleyenler
Buacile, Tunus İrade Hareketi Partisi, Muhammed Abu liderliğindeki Demokratik Akım Partisi ve Nahda Hareketinden bazı yöneticiler gibi demokratik geçişi savunan kesimin de ikinci turda Said'in yanında yer alacağı görüşünü paylaştı.
Bağımsız aday Said'in ayrıca seçime Hamma el-Hemmami'nin liderliğindeki Halkçı Cepheyle katılan sol kesimin çoğunluğundan destek göreceğini söyleyen Buacile, "İkinci turda şansı yüksek aday Said gibi görünüyor. Çünkü Tunus'ta yeni bir akımı yansıtıyor. Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yolsuzluk, bozuk bir medya ile dış bağlantıları bilinmeyen birine açılması (Karvi) demokrasi süreci için büyük bir felaket olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci turdaki desteklerin parlamento seçimlerine etkisi
Seçim sonuçlarının herkesi şaşırttığını ifade eden gazeteci ve siyasi analist Kemal eş-Şarni de bu sonuçların parlamento seçimlerine de ciddi yansımaları olacağını dile getirdi.
Aralarında Nahda Hareketi'nin de bulunduğu bazı geleneksel partilerin geri planda kaldığına işaret eden Şarni, bu gerilemenin sadece adaylarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki başarısızlığından dolayı değil aynı zamanda geleneksel partilere ve bilinen siyasi kurumlara yönelik karşıt tavrın yayılmasından da kaynaklandığını belirtti.
Şarni, bu değişimin parlamento seçimlerinde önceki seçim dengelerinin çoğunu değiştirebileceğini kaydetti.
Genel seçimlerde öne çıkma ve Said'e yönelik eğilimden faydalanma adına partilerden Anayasa Profesörü'ne yakınlaşma eğiliminin olabileceğini belirten Şarni, devrimin hedeflerini gerçekleştirme vaadi dolayısıyla Said'in devrimci safı temsil eden partiler tarafından desteklenmesinin, buna karşılık eski rejimin uzantıları olarak tabir edilen partilerin Nida Tunus'un eski yöneticilerinden Karvi'yi desteklemesinin mantık çerçevesinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı adaylarının desteklenmesinin, genel seçimler üzerindeki etkisine dair ise Şarni, şunları kaydetti:
"Devrimi destekleyen gruplardan her biri ortaklarıyla pazarlık edebilmek adına mecliste en fazla sandalyeyi almak için çabalayacak. Ayrıca bu gruplar, Said'e yönelik sempati dalgasından faydalanabilir, dürüstlük, devrim değerleri ve yolsuzlukla mücadele gibi sloganlarını da kullanabilir."
Şarni, siyasi partiler ve bağımsız listelerin, "mümkün olduğunca daha fazla sandalye elde ettikten sonra koalisyon kurulması" teorisine dayandığını, bu nedenle genel seçimlerde bireysel faaliyet göstereceklerini savundu.
Eski yönetime yakın partilerin ise koalisyona daha yatkın olduğunu ifade eden Şarni, bunun sebebinin de Cumhurbaşkanlığı yarışında yaşadıkları şaşkınlık ve olası yargılanma korkusu olduğunu vurguladı.