SEVİMSİZ LEKELER ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL!
Dermatoloji Uzmanı Dr.Elif Ebru Güner, bir çok faktöre bağlı olarak oluşabilen lekelerin psikolojik olarak da kişileri rahatsız edici boyuta getirebildiğini belirtti.
Clinimed Dermatoloji Kliniği Uzman Dr.Elif Ebru Güner, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Lekelenme; Melanosit adını alan renk hücrelerinin, deriye rengini veren melanin adlı pigmenti normalden fazla üretimine bağlıdır. En fazla görülen lekelenme tipi melasma olarak bilinir. Özellikle güneş uyarısıyla gelişen bu durum, hormonal sebepler, ışığa duyarlandırıcı ilaçların kullanımı, bazı hastalıklar, genetik yatkınlık ve deri üzerine uygulanan kozmetikler gibi nedenlere bağlı olarak meydana gelebilir. Hatta bilgisayar ve yoğun ışıma yaratan floresans kaynakları bile lekelenmenin sebepleri arasındadır. Gebelik döneminde oluşan lekelenme ise kloasma olarak bilinir ve çoğu zaman doğumla birlikte geriler, ancak gerilemeyebilir de.” dedi.
Dr.Elif Ebru Güner, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Ayrıca solar lentigo olarak bilinen durum, yoğun güneş teması olan el, yüz, vücut gibi alanlarda gelişen derinin güneş hasarına bağlı olarak kalınlaşması ve renk artışıyla karakterize bir başka sorundur. Yaşlanma ile de artış gösterir. Geçirilmiş bir hasara ya da deri üzerinde uygulanan herhangi bir işlem veya hastalık sonrası gelişen durum ise postinflamatuar pigmentasyonu tarif eder.Sevimli bir görüntü sergileyen çiller ise aslında genetik olarak çocukluğumuzdan itibaren var olan yazın belirginleşip kışın kaybolan yüzeysel pigmentasyonlardır. Çillerin tedavi gerektiren bir durumu yoktur.
Bilinmelidir ki lekeyi tedavi etmek duyarlılığı ortadan kaldırmaz ve bunu ortadan kaldırabilmek için uyaranları azaltmak gereklidir. Leke tedavisinde temel mekanizma renk pigmenti üretimini engellemek, pigment taşıyan keratin hücrelerinin atılımını sağlamak ve duyarlanmayı uzun süre azaltmaktır. En az 1,5-2 yıl gibi süren dönemlerde duyarlanmayı azaltmak için lokal tedaviler kullanılmaya devam edilebilir. İlk olarak dermatoloji hekiminin yazdığı ve lokal olarak kullanılan kremlerin yanı sıra fiziksel filtre içeren güneş koruyucuları ile tedaviye başlanmalıdır. En az 4-6 ay süre ile uygulanan bu tedaviler ile başarılı sonuçlar alınamıyorsa ya da mevcut tedavi süresini kısaltmak isteniyorsa pigment hücrelerinin atılımını kolaylaştıran kimyasal peelingler uygulanmalıdır. Çok çeşitli kimyasal peelingler uygulanabilir ve bunların birçoğu meyve asitleri olarak bilinen peelinglerdir. Aslında daha çok resurfacer olarak kullanılan bu kimyasallar, derinin epidermal dediğimiz katmanında etkilidir. 2 haftada bir uygulanabilen resurfacerlar ortalama 6-8 kere uygulanmaktadır. Leke tedavisinde çoğu zaman daha alt katmanlara inebilen orta derece ve derin peelingler tercih edilmektedir. Bu tür hastalarda Dermaplus MD kombinasyon peeling protokollerinin uygulanması tercih edilir. Etkin ve güvenilir bir tedavi protokolü olmasının yanı sıra konforlu bir uygulama sağlayan tedavi, leke sorununa çözüm getirirken çok güçlü antiaging faydalar da sağlıyor. İnce çizgi ve kırışıklıkları dolduruyor, cildi toparlayıp sıkılaştırarak hastayı mutlu eden sonuçlar yaratıyor. (Dermaplus MD Skin Brite Peel, Dermaplus MD TCA (7/2) Peel, Dermaplus Md Super Pigment solution, Dermaplus MD traditional Jessner solution kullanılan uygulamalardan bazıları…) Peeling ajanları komplikasyona neden olmadan, cilde üst üste tatbik ediliyor ve ayda bir olmak üzere 3-6 seans uygulanıyor.
Tedavi basamaklarında peelingler ile birlikte, 2-3 hafta arayla Roller tedavileri, PRP tedavileri, mezoterapi ve dermabrazyon da uygulanabiliyor. Bu tedavilerin başarısı ise kişiden kişiye değişiyor. Bu noktada önemli olan hasta için en uygun kombinasyonu belirleyip uygulamak.Leke tedavisinde lazer uygulamaları da son yıllarda tercih edilmektedir. Lazerle daha kısa sürede başarı sağlamakla birlikte pigment oluşumunu baskılayan diğer tedavilere de devam etmek ve kombine uygulamak gerekiyor. Leke tedavisinde kullanılan lazerler ise Q Switched Nd Yag ve CO2 lazerler Q Switched Ndyag Laser; dermal ve epidermal kökenli melasmalarda ve dövme silmek için uygulanır. Leke tedavisinde uygulama sonrası hafif bir kızarıklık dışında bir problem oluşturmaz, kişi günlük aktivitesine devam edebilir.Ayrıca Fraksiyonel CO2 lazerler de; güneş lekeleri tedavisinde başarıyla çözüm sağlar. Derin soymaya ve kollajen dokuda yenilemeye sebep olduklarından aynı anda cilt gençleştirme de sağlarlar. Ancak güçlü etkileri sebebi ile kızarıklık uzun dönem sürebilmektedir.Bir başka yöntem krioterapi ise lekenin dondurularak ortadan kaldırılmasıdır, uygulaması kolay ve pratiktir. Uygulamada sıvı azot veya karbondioksit kullanılır, sonrasında kızarıklık veya su toplamalar, onu takiben de koyu renkte kabuklanmalar olabilir. Ortalama 2 hafta içinde kabuklar dökülür ve daha canlı renkte canlı bir deri ortaya çıkar.”