Kol ve bacaklarını kaybetti "Bundan sonrası iyi olsun" dedi
Yayınlanma:
İstanbul'da 19 yaşındaki Büşra Akbaş romatizma hastalığı teşhisiyle tedavisinde 20 gün içinde kol ve bacaklarını kaybetti.
Büşra’nın son sözleri “Bundan sonrası iyi olsun” oldu
Büşra Akbaş, Mart 2011’de basit eklem ağrıları şikâyetiyle önce Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu.
Tedavisi yoğun bakımda yer olmadığı için özel bir hastanede devam eden genç kadının el ve ayaklarında başlayan kararma hayatının tamamen değişmesine neden oldu. 20 gün süren tedavi sürecinde durumu kötüleşen genç kadın, hayatını kaybetme riskiyle sevk edildiği GATA Ankara Hastanesi’nde ikna edilerek el ve ayaklarının kesilmesine izin verdi.
Hastane kusurlu değil kararı
Nisan 2011’de Büşra’nın bir kolu dirsek altından, diğer kolu bilekten, 2 bacağı ise diz altlarından kesildi. Büyüdüğünde hemşire olmayı isteyen Büşra hayatı tamamen değişirken psikolojik tedavi görmeye başladı. Ailesi ise Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile özel hastanenin üç doktoru ve sağlık Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı.
Adli Tıp Kurumu mahkemeye doktorların ve hastanelerin olayda hizmet kusuru olmadığı, hastaya standartların dışında bir tedavi ve tetkik uygulanmadığını belirten rapor verilince Büşra bir kez daha yıkıldı. Ailesinin yeniden rapor talebi reddedilince Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi kimseye ceza vermedi.
Robin Hood yasasından yararlandı ama!
Annesinden ayrılan babasının babası olan dedesi Sırrı Akbaş’a açtığı nafaka davası, “Robin Hood Yasası” olarak bilinen “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka ödemek zorundadır” maddesiyle lehine sonuçlandı. 12 yıldır babasından nafaka almayan genç kadına dedesi Sırrı Akbaş, “Bende verilecek para yok” diyerek de yardım etmedi.
Yaşama sevincini yitirdi
El ve ayakları olmadığı için yaşama küsen Büşra, nafaka ile spor yapmayı planlıyordu. Hayata bağlanmak için engelli milli yüzücü olmayı isteyen ama destek göremeyen genç kız eve kapandı. Yaşama sevincini yitiren Büira evine gelen arkadaşları moral vermeye çalışırken, 2 ay önce durumu ağırlaştı. Kartal’dan tedavi gördüğü GATA Ankara Hastanesi’ne sevk edilen genç kadın için doktorlar, anne Füsun Gedik’e kötü habere hazırlıklı olmasını söyledi. Hayallerini ve umutlarını yitiren genç kadın geçtiğimiz hafta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Annesi Füsun Gedik, “Hayat hiç Büşra’nın yanında olmadı. Bir doğum gününde hastaneye yattı ve elleriyle ayaklarını kaybetti. Sapasağlam girdiği hastaneden engelli olarak çıktı. Sporcu olmak istedi, destek göremedi. Dedesi ve babasından yardım istedi, reddedildi. Gencecik bedeni bu kadar yenilgiyi kaldıramadı. Annesi olarak ağlayamıyorum. Davayı AHİM’e götürecek enerjiyi bile bulamadık. Oysa onun tek isteği yaşama tutunmak için bir umut ışığıydı” dedi.
Büşra’nın son sözleri “Bundan sonrası iyi olsun” oldu
Büşra Akbaş, Mart 2011’de basit eklem ağrıları şikâyetiyle önce Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu.
Tedavisi yoğun bakımda yer olmadığı için özel bir hastanede devam eden genç kadının el ve ayaklarında başlayan kararma hayatının tamamen değişmesine neden oldu. 20 gün süren tedavi sürecinde durumu kötüleşen genç kadın, hayatını kaybetme riskiyle sevk edildiği GATA Ankara Hastanesi’nde ikna edilerek el ve ayaklarının kesilmesine izin verdi.
Hastane kusurlu değil kararı
Nisan 2011’de Büşra’nın bir kolu dirsek altından, diğer kolu bilekten, 2 bacağı ise diz altlarından kesildi. Büyüdüğünde hemşire olmayı isteyen Büşra hayatı tamamen değişirken psikolojik tedavi görmeye başladı. Ailesi ise Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile özel hastanenin üç doktoru ve sağlık Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı.
Adli Tıp Kurumu mahkemeye doktorların ve hastanelerin olayda hizmet kusuru olmadığı, hastaya standartların dışında bir tedavi ve tetkik uygulanmadığını belirten rapor verilince Büşra bir kez daha yıkıldı. Ailesinin yeniden rapor talebi reddedilince Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi kimseye ceza vermedi.
Robin Hood yasasından yararlandı ama!
Annesinden ayrılan babasının babası olan dedesi Sırrı Akbaş’a açtığı nafaka davası, “Robin Hood Yasası” olarak bilinen “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka ödemek zorundadır” maddesiyle lehine sonuçlandı. 12 yıldır babasından nafaka almayan genç kadına dedesi Sırrı Akbaş, “Bende verilecek para yok” diyerek de yardım etmedi.
Yaşama sevincini yitirdi
El ve ayakları olmadığı için yaşama küsen Büşra, nafaka ile spor yapmayı planlıyordu. Hayata bağlanmak için engelli milli yüzücü olmayı isteyen ama destek göremeyen genç kız eve kapandı. Yaşama sevincini yitiren Büira evine gelen arkadaşları moral vermeye çalışırken, 2 ay önce durumu ağırlaştı. Kartal’dan tedavi gördüğü GATA Ankara Hastanesi’ne sevk edilen genç kadın için doktorlar, anne Füsun Gedik’e kötü habere hazırlıklı olmasını söyledi. Hayallerini ve umutlarını yitiren genç kadın geçtiğimiz hafta geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Annesi Füsun Gedik, “Hayat hiç Büşra’nın yanında olmadı. Bir doğum gününde hastaneye yattı ve elleriyle ayaklarını kaybetti. Sapasağlam girdiği hastaneden engelli olarak çıktı. Sporcu olmak istedi, destek göremedi. Dedesi ve babasından yardım istedi, reddedildi. Gencecik bedeni bu kadar yenilgiyi kaldıramadı. Annesi olarak ağlayamıyorum. Davayı AHİM’e götürecek enerjiyi bile bulamadık. Oysa onun tek isteği yaşama tutunmak için bir umut ışığıydı” dedi.
Diğer