Aşık Veysel 125 yaşında: Veysel Şatıroğlu hakkında az bilinenler

Aşık Veysel 125 yaşında: Veysel Şatıroğlu hakkında az bilinenler

Aşık Veysel 25 Ekim 1894 tarihinde Sivas'a bağlı Sarkışla ilçesindeki Sivrialan köyünde doğdu. Babası 'Karaca Ahmet', çiftçiydi.

Veysel'in iki kız kardeşi, bölgede yaygın görülen çiçek hastalığı nedeniyle hayatlarını kaybetmişti. Veysel 7 yaşındayken aynı hastalığa yakalandı. Hastalık onu öldürmedi ama görme yetisini aldı. Her iki gözü de görmeyen Aşık Veysel, bu hastalığından ileride şöyle bahsedecekti: "O gün çamurlu bir gündü. Eve dönerken ayağım kaydı, düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğeyakalanmıştım. Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Solun zorundan olacak, sağ gözüme de perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan"

Gözleri görmeyen Veysel, babasının 'oyalansın diye' aldığı saza tüm dertlerini döktü. Yıllarca başka aşıkların, başka ozanların eserlerini çaldı. Çalarken kendini keşfetti. 1930 yılında bir şairler gecesinde Ahmet Kutsi Tecer'le tanışınca hayatı değişti.

Kutsi Bey tarafından cesaretlendirilerek ilk defa 1933 yılında kendi yazdıklarını söylemeye başladı ve il il dolaştı.

Tecer tarafından desteklenen Veysel, birçok şehirde köy enstitülerinde dersler verdi. Enstitülere gelen edebiyat üstadları sayesinde zaten var olan şiir yeteneğini daha da geliştirdi.

Gözleri görmediği için duyma yetisi daha da gelişen Aşık Veysel, insanları ayak seslerinden tanırmış. Bu kulağı, onun sanat hayatını da ileriye taşıdı.

25 yaşında kendi köyündeki Esma ile evlendi. Esma'dan 1 çocuğu oldu fakat annesinden süt emerken boğulan çocuk, fazla yaşamadı.

Esma, Veysel'i terk ederek başka biriyle kaçtı. Ve Aşık Veysel hakkında en çok bilinen o olay yaşandı. Kızı Hayriye, olayı şöyle anlatıyor: Esma Hanım babamı bir başına bırakıp evden kaçmış. Kaçtıktan sonra sevgilisiyle Bafra'da çeşme başında serinlemeye oturmuşlar. O sırada Esma Hanım, çorabının içinde para bulmuş. Hemen anlamış babamın koyduğunu. Babam, o kaçarsa sırf sefil olmasın diye çorabına para gizlemiş.

Kibirden uzak bir insan olarak anlatılırdı. Gözlerinin görmemesiyle ilgili sürekli şakalar yapardı. "Yalanım varsa iki gözüm kör olsun" deyip hafifçe gülümsediği hep anlatılır.

En çok bilinen eserlerinden "Uzun ince bir yoldayım"ı 49 yaşında söyledi. Bir gün arkadaşlarından birine "Doğdumdan beri 49 sene geçmiş. Hayat pek kısa. Gece oluyor, gündüz oluyor. Güneşi görüyorum ama yıldızları merak ediyorum" dedi. Bu sözlerin üzerinden çok geçmeden de o meşhur şiirini ilk kez okudu.

1965 yılında özel kanunla maaşa bağlandı. 1970'li yıllarda Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı.

Sarkışla'da her yıl 'Aşık Veysel Kültür ve Sanat Festivali' düzenlenir

En çok kuru fasulyeyi severdi. En hasta dönemlerinde bile hastanede ona özel kuru fasulye yapılırdı.

Aşık Veysel 21 Mart 1973 tarihinde akciğer kanseri nedeniyle Sivas'ın Sivrialan köyünde hayatını kaybetti.