9 yıldır güneşe hasret
İpekyolu ilçesinin Hacıbekir mahallesinde ikamet eden 6 nüfuslu Mehmet Yaşar (62), dokuz yıldır yatağa mahkum yaşıyor. Evde kurduğu oksijen tüpleriyle yaşam mücadelesi veren Yaşar, yetkililerden kendisine yardımcı olmasını istedi. Devletin kendisine sağladığı yaşlılık ve özürlü maaşıyla geçinmeye çalıştığını ifade eden Yaşar, bu paranın sürekli bağlı yaşadığı tüplere ve ilaçlara zor yettiğini söyledi. Eski Vali Münir Karaloğlu’nun kendisine her anlamda yardımcı olduğunu fakat ondan sonra bu yardımların kesildiğini belirten Yaşar, “Benim akciğer yetmezliği başta olmak üzere beş rahatsızlığım var. Bu nedenle tüplere bağlı bir yaşam sürdürüyorum. Eski Vali Münir Karaloğlu, tüpleri değiştiriyordu. Ancak ondan sonra kimse bu konuda bana yardımcı olmuyor. Devletten aldığım yaşlılık ve özürlü maaşı var. O da sadece benim kullandığım tüp ve ilaçlara gidiyor. Altı nüfusum var. Hem ailenin geçimi hem de bu sağlık sorunları yüzünden sıkıntılı bir yaşam sürüyoruz. Yetkililerin bize yardımcı olmalarını istiyorum” dedi.
Güneşe hasret kaldığını ifade eden Yaşar, “9 yıldır yataktayım, dışarı çıkamıyorum. Bazen sadece pencereden dışarıya bakabiliyorum. Mahallede ne yapılmış ne yapılmamış bilmiyorum. Şimdi dışarıya çıksam, evin yolunu bile bulamam. Yetkililerden bir akülü araba istiyorum. Hiç olmazsa kimseye muhtaç kalmadan arada bir dışarıya çıkar güneşi ve insanları görürüm. Bende bir canım. Benimde yaşamaya hakkım var” ifadelerini kullandı.
BORÇLARI ÖDEYEMİYORUM
Yatalak eşine ve 6 nüfusa bakan Mehmet Yaşar’ın eşi Leyla Yaşar (52) da, yetkililerden yardım beklediklerini söyledi. Tek isteğinin eşinin sağlığına kavuşması olduğunu vurgulayan Leyla Yaşar, şunları söyledi: “5 defa dilekçe vermeme rağmen ‘yaşlılık maaşı alınıyor’ diye iptal edildi. Yaşlılık maaşı ile zar zor ilacını alabiliyorum. Devlet üç ayda bir ilaçları karşılıyor. Halbuki ben ayda yaklaşık bin 300 TL tüp ve ilaçlara veriyorum. Önceleri borç alarak bunları karşılıyordum. Şimdi borçlar birikti. Bakkallarda borcum biriktiği için ödeyemiyorum. Bu nedenle artık onlarda borçlarını istiyor ve bana eşya vermiyorlar.”
Yetkililer ve hayırsever vatandaşlardan yardım beklediğini dile getiren Leyla Yaşar, sözlerini şöyle tamamladı: “Yetkililer bana ‘eşini huzur evine bırak biz bakarız’ diyor. Ben nasıl eşimi götürürüm oraya. O benim eşim. Ayrıca çocuklarım ‘babamız nerede’ derse onlara ne cevap vereceğim. Madem öyle orada yapılan masrafı bana versinler ben burada bakarım eşime. Şükürler olsun Allah’ıma, bu da bir sınavdır. Hepimiz öleceğiz ama gözümüzün önünde umutsuzca beklemek çok zor. İyi bir doktora götürülüp tedavisinin yapılmasını istiyorum. Eşimin de yaşamaya hakkı var. Bir akülü araba olsa arada bir o da dışarıya çıkabilse, insanları görebilse. Bu nedenle tüm yetkililer ve hayırseverlerden yardım istiyorum.”