24 saat boyunca canlı heykel olup asker selamı verecek

 24 saat boyunca canlı heykel olup asker selamı verecek

 İzmirli performans ve mim sanatçısı Yunus İşçi, Barış Pınar Harekatı’nda şehit düşen askerler için 28 Ekim’den 29 Ekim’e kadar 24 saat boyunca canlı heykel performansı sergileyerek asker selamı verecek. Bu alanda dünya rekoru kırmayı hedefleyen genç sanatçı, İzmirlileri Gündoğdu Meydanı’na davet etti.
Minimus Performans Sanatları’nın kurucu üyesi 26 yaşındaki Yunus İşçi, Barış Pınar Harekatı’nda şehit düşen askerler için canlı heykel performansı sergileyerek dünya rekoru kırmaya hazırlanıyor. Gündoğdu Meydanı’nda 28 Ekim Pazartesi saat 19.00’dan 29 Ekim Salı saat 19.00’a kadar belli aralıklarla asker selamı verip Türk bayrağı açacak olan İşçi, bu süre zarfında bulunduğu yerden hiç ayrılmayacak. Canlı heykel performansında bir askeri canlandıracağını ifade eden İşçi, “Olduğum yerden kımıldamayarak canlı heykel performansını dünyada en uzun süre yapan kişi olmayı hedefliyorum” dedi.

“Daha önce 18,5 saati tamamlamıştım”
Sokaklarda birçok sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdiklerini belirten İşçi, “Şimdi de bizim için çok kıymetli bir iş yapmak istiyoruz. Barış Pınarı Harekatı’nda şehit düşen askerlerimiz için gerek olimpiyatlarda, gerek maçlarda verilen selam gibi biz de 24 saat boyunca asker selamı yollamayı düşünüyoruz. Performans, 28 Ekim 19.00’da başlayacak ve 29 Ekim 19.00’da son bulacak. Bu bir rekor denemesi olacak. Sonrasında bu performansı Guinnes’e gönderebiliriz. İzmirlilerin bu performansta desteğini bekliyorum. Bu aslında 24 saatlik bir meditasyon. Bu meditasyonumu insanlardan ve güzellikten, içinde ‘barış’ kelimesi geçen harekattan sağlıyorum. Bu yüzden benim için çok kıymetli. 24 saat performans sergilemeyle ilgili bir çekincem yok. Çünkü daha önce 18,5 saati tamamlamıştım. 24 saati tamamlayacağıma gönülden inanıyorum” diye konuştu.

“Sarsmadan bana dokunabilirler”
Sokak sanatı yaparken insanların gösterdikleri tepkilere alıştıklarını söyleyen sanatçı, “Tepkiler genelde güzel oluyor. İzmir halkı da genelde bize sahip çıkıyor. Benim performansımı bozmak isteyen biri olduğu zaman izleyen kişiler buna engel oluyor. Kişilerin beni sarsmaması için bazı güvenlik önlemleri alıyoruz. Onun haricinde insanlar sarsmadan bana dokunabilirler. İnsanların enerjisini hissetmeyi seviyorum. Bir gün efe performansı sergilerken bir abla yanıma gelip ‘İyi ki varsınız’ demiş ve bana sarılmıştı. Bu benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Biz bu sanatı duygulara seslenmek için yapıyoruz. Bu bizim için güzel ve değerli bir durum. Daha önce kadına karşı şiddeti işledik, doğa için çeşitli performanslar sergiledik. Genel problemleri kalp kırmadan yapmaya devam ediyoruz” dedi.



Uzun molalar verilmeyecek
24 saat boyunca uzun bir mola vermeyi düşünmediğini kaydeden İşçi, şunları söyledi:
“Bir meditasyon halindeyken bir şeylere çok fazla ihtiyaç duymuyorsunuz. Bir gün önceden yeterli kaloriyi alacağım. Belli periyotlarda kısa süreliğine su ihtiyacımı gidereceğim. Mola vermeden olduğum yerde bir paravan kapanacak ve 2 dakikalık ihtiyacımı gidereceğim. Belki bir süt, soda içebilirim. Belki 12 saatin sonunda çerez türü bir yiyecek yiyebilirim ama bunlar çok kısa süre içinde olacak. Daha önce Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren kişi üç-dört kez mola vermiş diye biliyorum. Ben bu molaları vermeyi düşünmüyorum. Çünkü molalarla meditasyonum ciddi zarar görüyor. O durumda ne kadar insanların içinde olsam da aslında kendi içimdeyim. Bazen kızgın olduğum şeyleri canlı heykel performansı yaparken affediyorum. Bu bana çok büyük bir enerji katıyor. Kötü şeyleri affedip tepkini durarak göstermek bana enerji katıyor.”

“Artık izinli sokak sanatçısıyız”
İşçi, İzmir Büyükşehir Belediyesine de teşekkür ederek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi de bizim için gerekli izinleri çıkarttı. Artık izinli sokak sanatçısıyız. Bundan gurur duyuyoruz. Artık sokakta sanatımızı özgürce icra edeceğimiz bir yerimiz var. Bu performans benim için çok önemli. İzmirlilerin enerjisine çok ihtiyacım var. Kaybedilen şehitleri unutamayız, doğaya zarar veremezsiniz, kadına şiddet uygulayamazsınız. Bu gibi durumları irdelemenin sanatçının en büyük görevi olduğunu düşünüyorum” dedi.