Sözleşmeye imza atmayı unutan emlakçı 24 bin liradan oldu
Emlakçıyı arayan bir vatandaş, arsasını satmasını talep etti. Arsa sahibine 'komisyon sözleşmesi' imzalatan emlakçı, alıcılarla arsa sahibini buluşturdu. Yapılan pazarlık sonrası evinin yolunu tutan emlakçı, ertesi gün sahibinin arsayı alıcılara kendisine haber vermeden sattığını öğrenince büyük şok yaşadı. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kapısını çalan emlakçı, 24 bin liralık tellallık ücretinin ödenmediğini öne sürdü. Emlakçı, davalının imzaladığı sözleşme ile taşınmazın satışı için kendisini yetkili kıldığını ve komisyon bedelini ödemeyi kabul ettiklerini kaydetti. Davalının kendisinin alacağı komisyon bedelini ödememek için arsayı sessiz sedasız sattığını belirten davacı emlakçı, 24 bin liralık komisyon ücretinin ödenmesini talep etti. Davalı arsa sahibi ise taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığını savunarak, davanın reddini diledi. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı temyiz edince devreye Yargıtay 13. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay kararında, tellallık sözleşmesini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesindeki 'Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı açıkça hükme bağlanmıştır' ifadeleri hatırlatıldı. Kararda, "Sadece bir tarafça imzalanmış bulunan bir belge hukuken tek taraflı bir irade açıklanması niteliğini taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcılığı kabul edilemez. Bu nitelikte bir belgeye dayanan tarafın iyi niyetli olması dahi az yukarıda açıklanan yazılı biçime ilişkin hukuki esasları etkilemez. O nedenle tellallık akdinde her iki tarafın imzalarının bulunması şarttır. Davacının dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği 23.09.2013 tarihli sözleşmenin incelenmesinde sözleşmede tellal olan davacının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında geçerli bir sözleşmenin kurulduğundan bahsedilemez. Dava açıldıktan sonra imza noksanlığının tamamlanması sonuca etkili değildir. Bu nedenle de davacı geçerli olmayan bu sözleşmeye dayanarak herhangi bir hak iddiasında bulunamaz. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir" denildi.