Bursalı babanın adalet isyanı! ‘Oğlum cinayete kurban gitti'
Almanya'da master yaparken Nürnberg Erlangen şehrinin tren istasyonunun yaya trafiğine kapalı bölümünde 5 Ekim 2019 tarihinde cansız bedeni bulunan ve işkence sonucu öldüğü söylenen 24 yaşındaki Orhangazili ODTÖ mezunu Mert Çokluk'un davasında Bayvera Eyalet Meclisi skandal bir karara imza attı. Çokluk ailesinin avukatının alınmadığı son duruşma sonrasında raporları da yayınlamadan Mert Çokluk'un intihar sonucu öldüğüne karar veren Bavyera Eyalet Meclisinin bu kararı, Orhangazi'de yaşayan ailesini bir kez daha yaraladı.
Almanya'nın Nürnberg Erlangen şehrinde master yaparken yaya trafiğine kapalı bir tren istasyonunda ölü olarak bulunan Mert Çokluk davasına Almanya'nın Berlin şehrinde avukatlık yapan Prof. Dr. Abdurrahim Vural el atmıştı. Dava ile ilgili ise 10 Eylül 2020 tarihinde Bavyera Eyalet Meclisi'ne, cinayetle ilgili meclis araştırması yapılması için başvuruda bulunmuştu. Hukukçu Prof. Dr. Abdurrahim Vural'ın konuyla ilgili meclis araştırma başvurusunu dikkate alan Bavyera Eyalet Meclisi, Mert Çokluk cinayetini görüşmek için 11 şubat 2021 günü kapalı oturumda bir araya gelerek konuyu görüştü ve Mert Çokluk'un intihar ettiğine dair karara vardıklarını belirterek, bir skandala imza attı! Bavyera Eyalet Meclisi'nin konuyla ilgili skandal kararından sonra, Almanya'da ki Türk toplumunda, ''Bavyara Eyalet Meclisi'de mi olayı örtbas etmek istiyor, olayın aydınlatılmasını istemiyor mu ve olaya intihar süsümü vermek istiyor'' soruları sorulmaya başlandı.
Konuyla ilgili hukukçu Prof. Dr. Abdurrahim Vural, ''Bavyera Eyalet Meclisi Mert Çokluk cinayetinin üzerine gidememiştir. Zaten bu durumun böyle olacağı baştan belliydi, konuyu görüşmek için kapalı oturum yapmalarından anlaşılıyordu ve bu düpedüz bir skandaldır. Normalinde Bavyera Eyalet Meclisi gönderdiğimiz önergelerle ilgili kararlarında bu zamana kadar bize İçişleri Bakanlığı'nın savunmasını ve meclis tutanaklarını hep gönderirdi. Ne hikmetse, Mert Çokluk olayı görüşmesi kararında göndermedi ve bu bir şüpheli, skandal olaydır! Bu olaya intihar süsü veriyorlar ve bu olayın açıklığa kavuşmasını istemiyorlar. Bavyera Eyalet Meclisi, Mert Çokluk cinayetini intihar diyerek kapatmak istiyor, bunu da İçişleri Bakanlığı'nın savunmasını ve meclis tutanaklarını gizleyerek yapıyor. Bavyera Eyalet Meclisi'ne İçişleri Bakanlığı'nın savunmasını ve meclis tutanaklarını göndermesi için ihtarda bulunduk ve bir hafta süre verdik. Verdiğimiz süre içinde İçişleri Bakanlığı'nın savunması ve meclis tutanakları gönderilmediği takdirde, hızlı bir şekilde dava açarak, İçişleri Bakanlığı'nın savunmasını ve meclis tutanaklarını alacağız. Ayrıca Bavyera Eyalet Meclis, oturumu gizli yaparak kamuoyunu bilgilendirmek istemiyor, olaya intihar süsü vermek istiyor ve olayın araştırılmasını istemiyor'' dedi.
Karar aileyi bir kez daha yaraladı
17 ay önce Almanya'da master yaparken ölüsü bulunan Mert Çokluk ile ilgili Bavyera eyalet meclisinin aldığı karar Bursa'nın Orhangazi ilçesinde yaşayan ailesini bir kez daha yaraladı. Orhangazi'de çiftçilik yapan ve oğlunun Almanya'da cinayete kurban gittiğini ifade eden Mert Çokluk'un babası Bekir Çokluk Bavyera Eyalet Meclisi'nin verdiği karara tepki göstererek, oğlum 5 ekim 2019'da masterını bitirmek üzereyken, tren istasyonunda cansız bedeni bulundu. Trenin önüne geçip intihar ettiğini söylediler bize. Oysa cenazemizi otopsi yaptırmadan gönderdiler bize. Otopsiyi İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yaptırdık. Otopsi raporu, ölüm şekli anlaşılamamıştır diye çıktı. Oğlumun cenazesi üzerinde çok insanlık dışı işkence izleri vardı. Örneğin ayak tırnaklarının biri sökülmüş. Omuzlarının üzerinden şiş batırılmış. Darbeli matkapla işkence yapmışlar. Kesinlikle intihar edecek bir çocuk değildi. Çok başarılı bir çocuktu. Orada masterını tamamlayıp Hollanda'ya doktorasını yapmak için geçecekti. Hazmedemediler. Bırakmak istemediler. Zaten bize sabah 07:30'da trenin önüne atladı dediler. Oysa ön otopsi raporunda ölüm saati 03.30 olarak görünüyor dedi. İstanbul'dan çok iyi bir avukat tuttuklarını belirten Bekir Çokluk, avukatımız Alman Emniyetinden dosyayı talep etti. Boş dosya verdiler. Görgü tanığı var dediler. Ne görgü tanığı, ne ismi ne de ifadesi yok. Hepsi uydurmaca. Hiçbir sonuca ulaşamadık. Dış işleri bakanlığımız Alman içişleri bakanlığından olayın aydınlatılması için aydınlatıcı raporlar istedi, hiçbir rapor vermediler dedi. Almanya'daki bir tanıdığımız vasıtası ile olayın ancak Meclis tahkikat komisyonu ile aydınlatılabileceğini öğrendiklerini belirten baba Bekir Çokluk, Bayvera Eyalet meclisinde bir komisyon kuruldu. Günleri sürekli uzattılar. En sonunda Bavyera Eyalet Meclisi duruşmaya bizim avukatı bile almadan karar oturumu yaptı. Size 1 hafta içinde raporları vereceğiz dediler, raporları da vermediler. Alman içişleri bakanlığı savunma ve oturum ile ilgili hiçbir şey vermeyin demiş. Herşey gizleniyor. Çocuğum kim tarafından öldürüldü bilmiyoruz. Alman içişleri bakanlığı insanlık suçu işliyor. Neden gizleniyor dedi. Gece yarıları hala uyandığını ve bir daha uyuyamadığını ifade eden Bekir Çokluk devletimizden rica ediyorum, Alman hükümetinden bu raporları istesinler. 17 ay oldu bu süreç böyle geçiyor. Devlet büyüklerimden rica ediyorum bize yardımcı olsunlar. Biz daha ileri gidemiyoruz. Bu kadar yapabiliyoruz dedi. Bavyera Eyalet Meclisi dosyayı bize vermiyor, dosyayı kapatmaya çalışıyorlar. İntihar diyorlar diye devam eden Bekir Çokluk, benim çocuğumun ölümünden 3 ay önce de Yozgatlı bir ailenin çocuğu da balkondan düşüp öldü diyerek öldürülmüş. Onu da aynı gerekçelerle olayı kapatmışlar dedi. Almanya'da 17 aydır başka Türk çocuk öldürülmedi. Devletimiz bu olayları çok araştırması gerekiyor. Bunlar tıpkı Suudi Arabistanlılar'ın yaptığı gibi özel timleri ile öğrencilerimizi, çocuklarımızı yok etmeye devam ederler" dedi.