Bursa'da mutfak malzemeleri sanata dönüştürüyor
Bursa'da yaşayan Yılmaz Emen, yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle ilkokul birinci sınıftan sonra okula devam edemedi. Şoförlük yapan babasının yanına gittiği sıralarda bıçak ustalarının çalışmalarını takip eden Emen, 8 yaşında bir bıçakçının yanında çırak olarak çalışmaya başladı. Henüz 19 yaşındayken, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından o yıllara kadar Almanya'dan satın alınan kılıçları imal etmesi için İstanbul'a davet edilen Emen, Okmeydanı Darrücaleze'de bulunan Demirhane'de, kılıçlar yaptı. Daha sonra askere giden Yılmaz Emen, ilkokul diplomasını da vatani görevini yaparken aldı.
DEVLET BAŞKANLARINA KILIÇLAR HEDİYE ETTİ
Askerlik sonrası kurduğu iş yerinde kendisini geliştiren Yılmaz Emen'in yaptığı kılıçlar, Bursa Valiliği tarafından kente gelen veya ziyaretine gidilen İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth, ABD eski başkanlarından Richard Nixon, Fransa eski Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle, Tunus eski Cumhurbaşkanı Habib Burgiba, Libya Kralı İdris Sunusi, Ürdün Kralı Hüseyin ve Şah Rıza Pehlevi'ye hediye edildi.
EVİNİN BİR ODASINI ATOLYEYE DÖNÜŞTÜRDÜ
Yaptığı kılıçlar, dönemin Cumhurbaşkanları Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Abdullah Gül'e de hediye edilen Yılmaz Emen, 2000 yılında sağ gözünü yitirip, sol gözünde de görme kaybı yaşayınca, ağır metal işlerinden uzak kaldı. Sanat ile ilişkisini sürdüren Emen bu kez, evinin bir odasına taşıdığı atölyesinde, çatal ve kaşıklarla yel değirmeni, Eros ve filüt çalan insan figürleri yapmaya başladı. Bu figürler de büyük ilgi gördü. Sadece bu malzemeleri kullanarak yaptığı 15 parçadan oluşan Don Kişot ile romanın ana karakterlerinden biri olan Sancho Panza ve Yel Değirmeni figürleri, kitabının yayımlanmasının 400'üncü yıl dönümünde İspanya'da sergilendi.
Uzun yıllar bıçak, kılıç gibi metal malzemeler üreten Emen, bu alanda 2005'te devlet sanatçısı unvanı aldı.
'BABAMA, BEN SANATKAR OLMAK İSTİYORUM DEDİM'
1974 ve 1975 yıllarında ülke üstün hizmet beratı, 2005'te ise Devlet Sanatçısı Unvanı ile ödüllendirilen Yılmaz Emen, ilerleyen yaşı ve gözündeki rahatsızlıklara rağmen işini severek yaptığın söyledi. "Bu halimle, içimden geldiği için hala çalışıyorum" diyen Emen, "Ekonomik durumumuz müsait olmadığı için ilkokul 1'inci sınıfı okudum. Babamın yanına gidip geldiğim sıralarda bıçakçıları görmüştüm. Babama, 'Ben sanatkar olmak istiyorum' dedim. Babam da müsaade etti. Kılıç yapan birinin yanına çırak olarak girdim. 1950 yılında ilkokuldan ayrıldım. O günden beri, 68 yıldır sanatla iç içe yaşıyorum. Bursa'nın sanatla ismini duyurmak için elimden geleni yaptım. İspanya'da, Cervantes'in 400'üncü yıl kutlamalarındaki sergide eserlerim vardı" dedi. Emen, devlet başkanlarına gönderdiği eserlerin birçoğunun ülkelerinde sergilendiğini de dile getirdi.
'AĞIR METAL YAPAMAYINCA MUTFAK EŞYALARINA YÖNELDİM'
Bu yaşına gelmesine rağmen işini severek yaptığını belirten Emen, "Yaptığım eserlerin anatomik yapısını elektrik kaynağı yığmalarıyla yapıyordum. Ağrı sızı hissetmedim. 2-3 gün içerisinde gözümün birini kaybettim. Göz tansiyonu olmuşum. Haberim de yok. Bu halimle, içimden geldiği için hala çalışıyorum. Boş kaldıkça yine eserlerimi yapmaya devam ediyorum. Ağır metali yapamayınca, mutfaktaki eşyalara yöneldim. Mutfak eşyalarını yemek yapmak dışında nasıl kullanabilirim diye düşündüm. Daha sonra böyle bir şey aklıma geldi. Çatal bıçaktan süs eşyaları yapmaya başladım. 25-30 figürle bu işi yapmaya devam ediyorum. Bütün malzemelerim mutfak malzemelerinden oluşuyor. Çatal, kaşık, bıçak, çay kaşığı, çaydanlık gibi malzemeleri kullanıyorum. Bir anda bir figür aklıma geliyor. Hemen mutfak gereçlerini alıp yapmaya başlıyorum" diye konuştu.