Bursa'da Kıbrıs gazisine 120 bin liralık şok!
Olay, Kıbrıs barış harekatı gazisi Ali Osman Ulusoy'un 120 bin lira dolandırıldığını fark etmesi üzerine ortaya çıktı.
Ulusoy, iddiaya göre, bir tanıdıkları vasıtasıyla soğuk hava depolama ve taşıma işi yapan kişilerle tanıştı. Tanışma üzerine kısa sürede aralarında samimiyet sağlandı. Şahıslar, Ulusoy'a, kısa sürede verdiği paranın üç katı para kazanacağı, ağır vasıtaların ağırlıklarının ölçülmesi için kullanılan kantar işi için ortaklık teklifinde bulundu. Bu teklife sıcak bakan Ali Osman Ulusoy, bankaya giderek kantarın alınması ve kurulabilmesi için 60 bin lira kredi çekti. Ulusoy, çektiği 60 bin lirayı direk karşı tarafın hesabına gönderdi. Bunun üzerine karşı tarafla buluşup, kantarın satın alındığını ve 3 gün içinde kurularak faaliyete geçeceğinin belirtildiği sözleşmeyi imzaladı. Aradan 45 gün geçmesine rağmen halen bir haber gelmemesi üzerine sözleşmeyi imzalatanların yanına giden Ulusoy, kantarın hala kurulmadığını gördü. Şahıslar, kantarın kurulabilmesi için biraz daha zamana ihtiyaçlarını olduklarını söyleyerek Ulusoy'u geri gönderdi. Aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen tekrar arayarak durumdan haberdar olmak isteyen Ulusoy'un telefonlarına cevap verilmedi. Ulusoy, bu durum üzerine şüphelenerek, çekmecede duran sözleşmeyi okumak için aldığında ikinci bir şok geçirdi. Sözleşmede 120 bin lira borçlu olduğu görülen Ulusoy, hemen soluğu avukatının yanında aldı. Avukatı ile birlikte irtibata geçtiği şahıslara telefonda şikayetçi olduğunu dile getiren Ulusoy'a, şahıslar tehdit ve hakarette bulunarak telefonlarını kapattı. Ulusoy, bunun üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Dolandırıldıktan sonra bir senedir ödemeye çalıştığı 120 bin liranın kendisini çok zor duruma soktuğunu dile getiren Ulusoy, "Ben, takdir ve başarı belgeleri olan şerefli bir gaziyim. Beni resmen dolandırdılar. Bana bunu yapanlar yarınını düşünmeyen iradesiz ve seviyesiz kişilerdir. Ama İnşallah devletim bana sahip çıkacak, bundan hiç şüphem yok. Bu zatın babası benimle arkadaş oldu. Bana lojistik işi yaparak kamyon kiralıyoruz dedi. Benim param yok dedim. Kamyonu almadım. Aradan 20 gün geçti, kantar kurulacak, ayda 15-20 bin lira kazanacaksın dedi. Başkası yemesin, gel sen ye dedi. Ben de ona inandım ve kabul ettim. Banka beni uyardı, dolandırıcıların çok olduğunu söyledi. Bunlar benim arkadaşım, yanlış olmaz dedim. Bana ruhsat hazır, kantar hazır, üç günde kuracağız, yönetimden de ruhsat aldık dediler. Aradan 43 gün geçince ne olduğunu sordum. Kantar eskiymiş, başka kantar gelecekmiş dediler. Ben mal sahibiyle konuşmak istedim görüştürmediler. Bak burada tırlar ve kamyonlar uzun kuyruklar oluşturuyor, diğer fabrikaların giriş çıkışlarını engelliyor dediler. Sonra sürücülere verdikleri makbuzda 20 lira boşu, 20 lira dolusu yazıyor, toplam kırk lira. Kamyon başına kırk lira alıyor. Ama parayı yazmıyor. Kamyoncu ve TIR'cı diyor ki, bu parayı ben iş yeri sahibinden alacağım, ama burada aracın plakası ve sadece kilosu yazıyor. Bir kere gelen kamyoncu ve TIR'cı bir daha gelmiyor. Çünkü faturadan vergi kaçırıyor. Sonrasında durumdan şüphelenmeye başladım. Eve gittiğimde imzaladığım sözleşmeyi okudum. Ben kantarın kurulması için 60 bin lira verdiğim sözleşmeye imza attığımı sanıyordum, bir baktım 120 bin liralık borç gözüküyor. O zaman dolandırıldığımı anladım. Sonra avukata gittim. Çünkü bana beş kuruş parada ödemediler. Ödeseler zaten bir makbuz ve faturası olur. Sonra benden ödediğim kredilerin makbuzunu aldılar. Zaten iki maaşım var, onları da oraya ipotek ettim. Beni bunlar o kadar zor durumda bıraktılar ki, artık ben devletime sığınıyorum. Devletim bana sahip çıksın. Ben bu devletin şerefli bir gazisiyim'' dedi.
Öte yandan gazeteciler bahsi geçen şirketi aramasına rağmen telefonlara cevap alamadı.