Bursa'da çöp evde bulunan Muhammet'in annesi koruma kararına tepki gösterdi: "Ortalığı yakarım"
21 Temmuz Perşembe günü, Nilüfer ilçesi Görükle Sakarya Mahallesi'nde kirayı ödemediği için ev sahibi tarafından mahkeme kararıyla Kamuran Pınar A.'nın (44) oturduğu evi boşaltmaya gelen ekipler çilingirle içeri girdi. Kapısı kilitli bir odada 9 yaşındaki Cem Muhammet A., çöplerin arasında yatakta yatarken bulundu. Bakımsızlıktan kilo veren, saçları ve tırnakları uzayan, vücudunda yaralar bulunan çocuk, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
ÇOCUK KORUMA ALTINDA, TEYZESİ TUTUKLANDI
İlk tedavinin ardından annesine teslim edilen çocuk, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ekiplerince koruma altına alındı. Ardından çocuğun tedavisi için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne yatışı gerçekleştirildi. Muhammet'i 1 yıl boyunca alıkoyan teyzesi Kamuran Pınar A. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"ÇOCUĞUMUN YURDA VERİLMESİNİ İSTEMEDİM"
Çocuğuna kavuştuğu ilk günü anlatan Yasemin A., "Gece işten geldim, karakoldan aradılar. Polis memuru çocuğumun bulunduğunu söyledi. Bursa'ya gelmemi istediler. 21.00'e otobüs bileti bulabildim. Apar topar gittim. Teker üstünde gittim, yer bulamadım. Çocuğumun yurda verilmesini istemedim. Polisler beni otogarda karşıladı. Aile ve Sosyal Hizmetler çalışanları ile görüştüm, çocuğumun yanına gidip refakatçi olabileceğimi söylediler. Hastaneye gittim. Çocuğumun bir yıldır çöp evde olduğunu öğrendim, beynimden aşağı kaynar sular döküldü. Bunu çocuğuma belli etmedim. Kardeşim çocuğu çöpün yanına attı diye düşündüm. Aynı gün gece yarısına otobüs bileti aldım ve Antalya'ya döndüm. Cam kenarına oturduk, 9 saat yolculuk yaptık. Oğlum her şeyi yemek istedi, ikramlıklardan alıp verdim. Görevlilerin bana söylediği beslenme şekline uymaya çalıştım. Bir öğretmen arkadaşımı aradım ve bizi otogardan aldı ve evimize getirdi" diye konuştu.
"ÇOCUĞUMU HASTANEYE, BENİ POLİS MERKEZİNE GÖTÜRDÜLER"
Oğlunun bir gece yanında kaldığını ve çok mutlu olduğunu ifade eden anne Yasemin A., "Oğlum güçsüzdü, zor yürüyordu. Düşük proteinli beslenme şekillerini araştırdım. Marketten badem, fındık, fıstık aldım. Kutlama pastası aldık. Ne istediyse aldım ama hepsini birden vermedim. Bir günü birlikte geçirdik, sütünü değiştirdim, kahvaltı yaptık. Akşam çizgi film izledik. Oğlumla tam uyudum, saat 23.00 gibi kapı çaldı. Kimlik gösterdiler, polislermiş. Semt polikliniğine gittik hep birlikte. Hastaneye gidecektik zaten biz, psikolog da istemiştim. Gece çocuğumu hastaneye, beni polis merkezine götürdüler" ifadelerini kullandı.
"O BENİM ÇOCUĞUM VE YANIMDA OLMASI GEREKİYOR"
Oğlunun hastanedeki tedavisi sonrası kendisine verilmesini isteyen ve konuşurken gözleri dolan Yasemin A., "Onun annesi benim. Ben anneyim, çocuğumun devlette kalması imkansız. Ben böyle bir şeye izin vermiyorum. Bana kimse yardım etmedi, herkes kendi kuyruğunu kurtarmaya çalışıyor. Ben 3 yıldır çocuğumu istiyorum. Yakarım ortalığı, yok öyle bir dünya. Sevgi Evi nedir? Kim beni çocuğumdan ayırabilir. Ben bir anneyim. O benim çocuğum ve yanımda olması gerekiyor. 3 yıldır zaten bir manyak kaçırmış. Devletin bunu telafi etmesi gerekir, böyle bir şey yapamaz. O benim oğlum, ben doğurdum, benim yanımda olması gerekir. Ben eğitimciyim, gerekirse alfabeyi yeniden öğretirim" dedi.
"ELİMDE İMKAN OLSA ONU YAŞATMAM"
Kardeşinin tutuklanmasını da değerlendiren Yasemin A., "Olması gereken oldu. Bir manyak bunu yapıyorsa bir bedeli var. Ya benim çocuğum ölseydi ya da kapı bir gün geç açılsaydı hesabını kim verecekti. Şu an elimde imkan olsa onu ben yaşatmam. Bunu söylemem doğru değil ama ben devletime güveniyorum. Devletin vereceği cezaya güveniyorum. Bundan sonra bu travmaları silmem gerekiyor" diye konuştu.