Bursa Barosu'ndan 10 Aralık Mesajı

Bursa Barosu'ndan 10 Aralık Mesajı

Bursa Barosu Başkanlığı 10 Aralık İnsan Hakları Günü'ne ilişkin açıklama yaptı.

Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Kemal Özgür Yetkin açıklamada şunları söyledi:

Bilindiği üzere; Yarın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. 1948 yılında Birleşmiş milletler Genel Kurulunda İnsan Hakları evrensel Bildirisi kabul edilmiştir.
Dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi düşünce gözetilmeden her bir insanın salt insan olmak ile kazanacağı bir takım evrensel haklarının bulunduğu konusunda hemfikir olan 50 ülkenin imzacısı olduğu Beyannameyi; Ülkemiz de 1949 yılında kabul etmiştir.
Bildirgede yer alan temel hak ve özgürlüklerin çoğu halen yaşama geçirilmiş değildir. Esasen insanın insan olmaktan kaynaklanan Evrensel Hakları her gün ihlal edilmektedir. Dünyada ve ülkemizin de bulunduğu bölgemizde emperyalist yıkım politikaları sonucunda savaşlar, insanlık onuruna aykırı uygulamalar da halen devam etmektedir.

Ülkemiz de maalesef Demokrasi, Temel Hak ve Özgürlükler anlamında gün be gün geriye gitmektedir. Yargı Bağımsızlığı, Adil yargılanma hakkı, yargıç güvencesi kağıt üzerinde kalmış, hukuk güvenliği ortadan kaldırılmıştır. Bugün AİHM kararlarının dahi tanınmadığı ve uygulanmadığı bir yargı pratiği ile karşı karşıyayız. Yine Türkiye son yılların verilerine göre, insan hakları ihlalleri konusunda AİHM'ne en çok başvuru alan ülkelerden biridir. 
Yakın tarihte, yaklaşık 10 yıl süren sözde yargılamadan sonra karara çıkan ÇHD davasında somutlaştığı üzere yargı iktidarın adeta sopası işlevini devam ettirmektedir. Yine sürüncemede bırakılan bu davada yargılanan Avukat Ebru Timtik, adil yargılanma hakkı ve adalet talebiyle yapmış olduğu açlık grevinde hayatını kaybetmiştir. Halen bir çok meslektaşımız da mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılanmaktadır. 

Diyarbakır'da gündüz vakti katledilen Diyarbakır Baro başkanı Av. Tahir Elçi davası da hala sonuçlanmamış, katilleri cezalandırılmamıştır.
Yine Demokratik Kitle örgütleri ve sivil toplum üzerindeki baskı ve tahakküm de artarak devam etmektedir. Demokratik ve sosyal Hukuk Devletinin ve İnsan haklarının güvencesi Barolarımız da hedef haline getirilmiş ,en son çoklu Baro düzenlemesi ile Meslek örgütümüzün bölünerek etkisiz hale getirilmesi amaçlanmıştır.

TMMOB ve TTB de bu süreçte hedef alınmış.TTB Başkanı ise keyfi olarak tutuklanmış , TTB'ne kayyum atanması dahi gündeme getirilmiştir. 

ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARINDA ÜST SIRADAYIZ

Siyasal iktidara karşı tamamen meşru ve demokratik bir halk tepkisi olan gezi eylemeleri nedeniyle, Başta Mücella Yapıcı ve Av.Can Atalay olmak üzere birçok insan hakları savunucusu hukuksuz bir yargılama sonucunda tutuklanmışlardır. 
Çalışanların sendikalı olma hakkı ile dilediği sendikayı seçme özgürlüğü büyük oranda ihlal edilmiş; resmi kayıtlardan da anlaşılacağı üzere toplam çalışan sayısına göre, sendikalı çalışan oranı çok düşük kalmıştır. Yine sendikalar, toplu sözleşme ve grev hakkını kullanamaz hale getirilmiştir. Ülkemiz maalesef bu yıl da ölümlü iş kazalarında üst sıralarda yer almıştır. 

TACİZ VAKALARI SIRADANLAŞTI

Muhalif görüşler açısından ifade ve düşünce özgürlüğü kullanılamaz hale getirilirken toplumun farklı kesimlerine yönelen nefret suçlarının ise etkili soruşturulmaması ve çoğunlukla cezasız bırakılması yeni nefret suçlarına neden olmaktadır. Bursa'da bir öğretmenin Alevilere yönelik nefret söylemi ile ayrımcı ve laiklik karşıtı ifadeleri nedeniyle; görevden alınmayıp halen başka bir okulda öğretmenlik yapmasına izin verilmesi de bu açıdan ibret vericidir. Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak hukuki sürecin takipçisi olduğumuzu, bu ve benzer ayrımcı nefret söylemlerine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. 

Laik, bilimsel, parasız eğitim hakkı ise tarikat, vakıf, derneklere ve özel sektöre devredilmiştir. Denetimden yoksun bu sözde eğitim kurumlarında, yurtlarında yaşanan istismar ve taciz vakıaları sıradanlaşmıştır. 
İnsanlık tarihinin, binlerce yıllık hak mücadelesi ile elde ettiği kazanımlarını hiçe sayan, eşitlik ,özgürlük, kadın hakları,çocuk hakları, temel insan haklarına aykırı faaliyet yürüten, toplumsal birlikteliğimize ve bir arada yaşama kültürümüze tehdit oluşturan ,nefret söylemini varlık nedeni gören tüm gerici , yasa dısı, denetlenemeyen (vakıf,cemaat,tarikat) kurumlar kapatılmalıdır.
Son olarak komşumuz İran'da dinci molla rejimine karşı özgürlük mücadelesi veren başta İranlı kadınlar olmak üzere İran halkının özgürlük mücadelesini selamlıyoruz.
Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak, insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için mücadele kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyor, tüm dünya insanları için Temel Hak ve Özgürlüklerinin egemen olduğu bir gelecek temenni ediyoruz.