Bu belirtilere dikkat! Lenfoma...
Lenfoma , diğer bir adıyla lenf kanseri vücudun savunma mekanizmasında görev alan lenfosit adlı hücrelerin kontrolsüz büyüyerek hızla çoğalması ve/veya normal lenfositlere göre daha uzun
yaşamaları sonucu oluşur. Kötü huylu lenfositler de normal lenfositler gibi lenf bezleri, dalak, kemik iliği, kan ve diğer organlarda çoğalabilir. Lenfomanın en sık görüldüğü bölgeler vücudun en
önemli savunma mekanizmalarından biri olan lenf bezleridir. Lenf bezleri enfeksiyon ve birtakım akut- kronik hastalıklara karşı mücadelede çok önemli yere sahip olan bağışıklık sisteminin bir
parçasıdır. Lenf bezleri enfeksiyon ve birtakım hastalıklara cevaben büyür fakat mevcut hastalık sona erdiğinde tekrar eski haline geri dönmektedir. Lenfoma gelişimi halinde ise lenfositlerin
aşırı ve kontrolsüz büyümesi sonucu lenf bezleri fazla miktarda büyümekte ve lenfomanın alttipine uygun tedaviyi gerektirmektedir.Medicana Bursa Hastanesi Hematoloji Uzmanı
Dr.Ömer Önder Savaş konu hakkında bilgi Verdi.
Lenfomalar, Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma adı altında iki alt gruba ayrılır. Her ikisinin de belirtileri benzer olabilir. Tedavi seçenekleri farklı olduğu için lenfomanın hangi tür
olduğunun belirlenmesi gereklidir. Hodgkin lenfoma en sık genç erişkinlerde, 20-40 yaş arası ve erkeklerde daha sık görülmektedir. Hodgkin dışı lenfomalar kaynaklandığı hücre gurubuna göre B
ve T hücreli lenfomalar olarak ikiye ayrılır. Hastalık lenf bezleri, dalak gibi lenfoid dokularda görülebildiği gibi mide, barsak gibi organlardaki lenf dokusundan da kaynaklanabilir. Bu
bölgelerden kötü huylu lenfositler kan ve lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölümlerine de yayılabilir. Hodgkin dışı lenfomalar her yaşta görülebilmekle beraber bazı tiplerinin görülme
sıklığı ilerleyen yaşta artmaktadır.
Lenfomaların pekçok farklı türünde farklı belirtiler ortaya çıkabilmekle beraber, büyüyen lenf bezleri (çoğu zaman ağrısız), halsizlik, enfeksiyon durumu olmadan ateş, kilo kaybı, gece
terlemesi, öksürük, göğüs ağrısı, karında ağrı ve şişkinlik, kaşıntı şikayetleri görülebilmektedir. Lenfoma gelişimi için bazı risk faktörleri mevcuttur. Bunlar arasında bazı viral enfeksiyonlar (EBV,
HIV, HTLV, HHV-8, Hepatit C) , bazı bakteri enfeksiyonları (Helikobakter Pilori), bazı kimyasallar (bazı tarım ilaçları), bazı kemoterapi ilaçları ,bazı genetik hastalıklar, Sjögren sendromu, Çölyak
hastalığı, lupus gibi bazı romatolojik hastalıklar sayılabilir. Bireyin bu risk faktörlerinden herhangi birine sahip olması mutlaka lenfoma olacağı anlamına gelmediği gibi risk faktörü olmayan
bireylerde de lenfoma gelişimi olabilmektedir. Tanı aşamasında fizik muayene, birtakım kan testleri, lenf bezi biyopsisi (lenf nodunun tamamının çıkarılması suretiyle), kemik iliği biyopsisi, BT (bilgisayarlı
tomografi), PET-BT önemli yer tutmaktadır.
Lenfomada tedaviyi etkileyen faktörler arasında lenfomanın alttipi, hastalığın evresi, büyüme hızı, hastanın yaşı ve eşlik eden diğer kronik sağlık problemlerinin varlığı (kalp, böbrek, akciğer sorunları gibi)
bulunmaktadır. Bazı vakalarda birtakım kriterlerin varlığı doğrultusunda takip kararı verilirken bazı vakalarda ise kemoterapi ve /veya radyoterapi gündeme gelmektedir.
Tedaviye dirençli vaka sözkonusu olduğunda ya da tedaviden sonra hastalık nüksü geliştiği durumlarda yüksek doz kemoterapi ve kemik iliği nakli, radyoterapi, tek başına yüksek doz
kemoterapi uygulanmaktadır. Tedavi bitimini takiben nüks ihtimali açısından hastalar ilk 2 yıl daha yakın olmak üzere 5 yıla kadar takip edilmektedirler.