Yüzlerce yıllık tarihin üstü çöplerle örtülü
Ankara'nın en eski Türk - İslam mezarlığı olan Kırklar (Kadılar) Mezarlığı, restore edilmeyi bekliyor. 800 yıllık ecdat yadigarı, yok olma tehlikesi yaşıyor. Kabristanda bulunan mezar taşları, etrafındaki binaların yıkılmasıyla korunaksız hale geldi. Altındağ Kale Mahallesi'nde Yazbaşı Sokak'ta yer alan kabristanda Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sanduka, baş ve ayak taşlarının yer alıyor. Yüzlerce yıllık mezar taşları çöpler arasında kaybolurken, mezarlık çöp yığını haline geldi.
Çok az kişi tarafından bilinen Kırklar Mezarlığı Ankara’nın gezi rehberi yada turizm rehberinde de yer almıyor. Ankara Kalesi'nin eteklerinde yer alan yüzlerce yıllık mezarlık, en son 2008'de Şehir Tarihçisi Abdülkerim Erdoğan tarafından yapılan çalışmaların ardından restorasyona alındı. Uzun bir süredir bakımsız olan mezarlığın hali ise yürek burkuyor.
"Osmanlı belgelerinde 40’lar makamı olarak geçmekte"
Kırklar Mezarlığı ile ilgili yaptığı çalışmalara ilişkin konuşan Şehir Tarihçisi Abdülkerim Erdoğan, "Kadılar Kabristanı denilmesinin sebebi burada bulunan mezarların çoğunluğu kadılardan teşekkül etmekte. Kırklar Kabristanı denilmesinin nedeni ilk yapıldığında 40’a yakın mezarın bulunması. Osmanlı belgelerinde 40’lar makamı olarak geçmekte. Kadı Necmettin ve Kadı Çelebi'nin kabirleri bulunmakta. 'Kendileri de büyük velilerdendir' diye kayıt düşülmüş. Bulunan kabirlerin çoğunluğu Selçuklu dönemi. Biz bağımsız olarak mezar şahide taşını görüyoruz. Bunlar ise Ankara’da yaklaşık olarak 18 kabristan imar uygulamalarında kaldırılmış. Mezarlıklar kaldırılınca mezar taşları buraya nakil edilmiş , yani depo olarak kullanılmış" dedi.
"Üzüldüğüm nokta ise; Ankara’da çok sayıda üniversite var, burası tez konusu bile verilmemiş"
Ahi Elvan Camii’ni yaptıran Ahi Elvan’ın kabir taşının da kabristanda bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Ahi Elvan'ın oğlu ve kızının mezar taşı burada. Çok yakınımızda 7’ler Kabristanı vardı orada şimdi ilkokul var. İlkokulun yerindeki mezarlar da buraya nakil ediliyor.18 kabristanda bulunan mezar taşları buraya nakil ediliyor. Halep Kadısının mezarı burada. Zaman aşımı nedeniyle erime olmuş. Burada uzman bir heyet kurulacak. Bu işe sevdalı bir komisyon marifetiyle bu zar taşları tek tek okunacak. Ankara'nın şehir kimliği ile ilgili çok güzel, kadim bilgiler elimize geçecek. Üzüldüğüm nokta ise; Ankara’da çok sayıda üniversite var, burası tez konusu bile verilmemiş. Bizans Antik çağlara ait bir mermer parçası için tez hazırlıyoruz ama bizim kendi medeniyetimize ecdadımıza ait mezarlarımızın halini görüyorsunuz. Muhafaza envanteri yapıldı mı belli değil. Unutulan şehir Ankara isimli çalışmamda ilk defa ben 2005 yılında gündeme getirdim buraya. O günden bu yana hala bu halde. 15 yıldır bir gelişme yok" diye konuştu.
"Devlet millet işbirliği gerekiyor burada"
Kırklar Kabristanı’nın Ankara gezi rehberi ve turizm rehberinde adının hiç olmadığını kaydeden Erdoğan, “Burası ziyarete açılsa 'hocam nerede' diye soruyorlar. Burayı tarif bile edemiyorum. Turizm levhası olması gerekiyor. İnsanlar geldiği zaman burası daha düzenli hale gelir. Burası Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde. Burayı korumak herkesin görevi. Kadılar Kabristanı çevresinde evlere de bir düzenleme yapılması. Mezarlıkta örneğine az rastlanır mermer lahitlerin yer aldığını ifade eden Erdoğan," Burası için en ideal olan, arzu ettiğim. Melike Hatun Cami yapıldı. Buradaki mezar şahidelerinin oraya nakil edilmesi, düzenli bir şekilde yerleştirilmesi ve mezar taşlarının okunarak, Türkçe’ye çevrilerek gelecek nesillere aktarılması. Çok önemli bilgiler yer alıyor üzerinde. Burada mermer lahitler var Ankara’da örneğini görmemiz mümkün değil, çoğunda ayeti kerime yazılı. Ölümle ilgili çok güzel sözler var. Buranın çöplerin içinde olmasını garip karşılamıyorum artık. Antik çağla ilgili eserleri koruyalım ama birazda kendi ecdadımıza saygı gösterelim, onların mezarlığına bakalım. Başkent‘te Osmanlı ve Selçuklu kabirlerinin hüzünlü halini görüyoruz. Burada büyük bir tarih saklı. Gönüllü arkadaşlar bulduk ama buda sınırlı. Mezar taşlarının bir kopyasının yapılması, ekibin çalışması gerekiyor. Devlet millet işbirliği gerekiyor burada" şeklinde konuştu.
“Bir Göbeklitepe bu kadar rağbet gördü, buraya da aynı ihtimam gösterilebilir"
Kabristanın bir an önce güvenliğinin sağlanmasını istediklerini belirten Mahalle Sakini Sadık Yıldırım ise,"758 yıllık bir geçmişe sahip. Burada olmaktan bir sıkıntımız yok. Sadece şu sıralar yapı oldukça aşağıda dolayısıyla burada oturan insanlar her şeyi paraya dönüştürme çabası içindeler. Taşlar hiçbir şekilde artık geri dönüştürülmesi mümkün değil. Muhafaza edilmezse elden çıkmıştır. Bunlara o gözle bakmak lazım. Buradaki evleri talan ettiler. Biz ilgililere ulaşmaya çalışıyoruz ama nafile. Bu bizim geçmişimiz. Bir Göbeklitepe bu kadar rağbet gördü, buraya da aynı ihtimam gösterilebilir. Tamam kabul oda bizim topraklarımızın geçmişi. Burada ev yıkıldı artık korunaklı da değil. Geçmişe bu kadar duyarsız olmamıza acıyoruz. Evler ateşe veriliyor. Caydırıcı bir yaptırım olmalı. Hak ettikleri değeri saygıyı görsünler istiyoruz. Burada yatanlar bunu hak etmiyor, hak ettikleri saygıyı görsünler istiyoruz” diye konuştu.
Öte yandan 1262 yılından itibaren defin yapılmaya başlandığı öğrenilen Kırklar başka bir adıyla Kadılar Mezarlığı'nda 1900'lü yılların ardından defin işleminin yapılmadığı kaydediliyor. 2008 yılında restore edildiği belirtilen mezarlığın İçinde sanat eseri niteliğinde olan birçok sanduka ve mezar taşının bulunuyor. Kırklar Mezarlığı hakkında araştırma yapan bir başka tarihçi Mübarek Galib mezarlıkla ilgili hazırladığı bir yazısında şu ifadelere yer veriyor:
"Hicri 7, 8 ve 9, 13, 14 ve 15. yüzyıllara ait mezarlar, Kırklar (Kadılar) Mezarlığı’nda toplu bir halde bulunmaktadır. Bu mezarlığın bir özelliği daha vardır ki, o da taşlarının süslemeleri, kazınmış hatlarının güzelliği itibarıyla büyük bir tarih ve sanat değerine sahip olmasıdır."