"Telafisi mümkün değil, cezamı çekmeye razıyım"
Serbes, alkollü araç kullandığı yönündeki iddialar için de, “Bana ’sorumsuz, bencil, bir aile senin yüzünden yok oldu’ diyebilirsiniz ama bana ’alkollü ve ilacın kontrolü altındaydı’ diyemezsiniz” dedi.
İzmir-Aydın Otoyolu’nda önünde seyreden otomobile çarparak aynı aileden 3 kişinin ölümüne neden olan ve hakkında 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanık yazar Emrah Serbes’in yargılanmasına devam edildi. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Serbes, müşteki Ahmet Mert Özçelik ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Serbes, SEGBİS’le bağlandığı Menemen Cezaevi’nden savunma yaptı.
“SAMİMİYET VE PİŞMANLIK DUYGUSU GÖRMEK İSTERDİK”
Duruşmada mağdur ailenin avukatı Mustafa Tırtır, bir önceki duruşmada sanık avukatı Ayhan Baytekin’in, "Kazada hayatını kaybeden ailenin o araçları dışında bir araçları daha varmış, kaza yaptıkları araca göre daha yeni. Yeni model araçlarıyla gelselerdi bu kadar ağır şartlar oluşmazdı” ifadesi ve "Bu bira şişesini kim koydu" şeklindeki ifadelerin kendilerini üzdüğünü söyledi. Ayrıca Tırtır karşı taraftan bir pişmanlık ve samimiyet göremediklerini dile getirerek “3 kişinin ölüm durumu var. Samimiyet ve pişmanlık duygusu görmek isterdik. Adalet yanıltıldığı için pişmanlık beklerdik” dedi.
“TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR FELAKETE NEDEN OLDUM”
Ömrü boyunca bu yükü taşıyacağını belirten Serbes, “Geçen duruşmada da ne kadar pişman olduğumu söyledim. Bu olay nedeniyle çok üzgünüm. Her gün bunu düşünüyorum. Telafisi mümkün olmayan bir felakete neden oldum. Bu yükü ömrüm boyunca taşıyacağım" ifadelerini kullandı. Serbes, olay günü hızlı araç sürmediğini, ilaç ve alkol kullanmadığını belirtti.
“CEZAM NEYSE VERİN”
Serbes, hızının 130 kilometreden fazla olmadığını belirterek şöyle devam etti:
“Yağıştan sonra hızımı düşürdüm. Öndeki araca arka sağ tekerlekten çarptım. Ortadan çarpsaydım bu kadar savrulmazdım. Yeşil reçeteli ilaç kullanmadım. Dikkat dağınıklığı problemim olduğu için kırmızı reçete ile aldığım ilaç var. Ben o ilacı sabah 11’de aldım. Kaza ertesi sabah oldu. İlacım araç kullanmaya mani değildir. Aksine dikkat toplayıcıdır, uyuşturmaz. Bu ilacı hiperaktivite sorunu olan çocuklar da kullanıyor. Ailem de kalp hastalığı vardır. Aspirin kullanırım. Kenan’ın ’İlaç kullanırken gördüm’ dediği odur. Olay günü alkol kullanmadım. Kazanın nedeni alkol değildir. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Asli kusurlu olduğumu kabul ediyorum. Bu kaza kesinlikle benim yüzümden olmuştur. Yol kaygan ve eğimliydi. Önümdeki aracı rampanın arkasından gördüm. Cezam neyse çekmeye razıyım. Telafisi mümkün olmayan bir felakete neden oldum. Avukatımın söylediği söz nedeniyle çok üzgünüm. Kesinlikle yanlış anlaşıldı. Ben işçi çocuğuyum. Bu hususta çok üzgünüm. Posta gazetesine yazdığım mektup o psikolojiyle yazılmış bir mektuptu. Basın delilleri yok ettiğimi söylediği için yazılmış bir mektuptu. Teslim olmamın bir oyun olduğu söyleniyordu. Olay günü teslim olsaydım keşke. Özür diliyorum. Bana ’sorumsuz, bencil, bir aile senin yüzünden yok oldu’ diyebilirsiniz ama bana ’alkollü ve ilacın kontrolü altındaydı’ diyemezsiniz. Ne söyleseler yeridir. Onların yüzüne bakmaya yüzüm yok. Cezam neyse verin. Cezamı çekmeye razıyım."
“TRAVMA YAŞADI”
Sanık avukatı Ayhan Baytekin ise, mağdurların kazada ölen ailenin 2. araca binme konusunun sadece bir temenni şeklinde söylediklerini belirterek özür diledi. Bira kutuları konusunda da kimse itham etmediklerini ifade eden Baytekin, davada objektif değerlendirme ile karar verilmesini talep ederken, “Müvekkilim zaten kusurlu olduğunu samimiyetle dile getiriyor. Ama alkol ve ilaç kullandığını kabul etmiyor. Olay günü travma yaşadı. Hala da o travmanın etkisinde. Cezaevine girdikten sonra ilaçlarını almadı. Yani içmek zorunda olduğu bir ilacı yok. Kazayı üstüne almama durumu spontane gerçekleşti. Olay sonrası gittiği hastane kayıtlarında da travmanın etkisinde olduğu mevcut. Travmayı atlattıktan sonra ifade vermiştir. Ömür boyu bu acıyı duyacak ve bu durum çalışma hayatını da etkiledi” dedi. Baytekin, kaza yeri için keşif yapılması ve Serbes’in tutuksuz yargılanması talebinde bulundu.
SÖZLERİ AĞLATTI
Duruşmada konuşan Özçelik ailesinin ferdi Ahmet Mert Özçelik, “Benim ailem öldü, ben tek kaldım. Ben bu kadar acı çekerden onlar mağdur gibi davranıyorlar. 16 yaşındaki kız kardeşimi toprağa verdim, çocuğumu toprağa vermiş gibiyim” dedi. Bu sırada Özçelik’in gözleri dolarken, duruşma salonunda ağlayanlar da oldu.
İDDİA MAKAMI MÜTALAA VERDİ
İddia makamı mütalaasında kaza gerçekleştikten sonra Kenan Doğru’nun suçu üstlendiğini, Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan araştırmalar neticesinde araştırmalar, kriminal incelemeler, tanık beyanları, bira şişesinden elde edilen DNA raporu ve dosya içeriğinden kaza anında sürücünün Emrah Serbes olduğu ve kaza sırasında alkollü olduğu tespit edildiğini ve bilinçli taksir söz konusu olduğunu bildirdi. İddia makamı Serbes’in bilirkişi raporuna göre tam ve asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması ve Doğru’nun ise "gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirme" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile çarptırılması yönünde mütalaa verdi. Emrah Serbes, olay günü sağlık durumları daha iyi olduğu için tedavi olmak istemediklerini belirttiklerini, iç kanama ihtimalinin söylenmesi halinde hastaneye de gidebileceklerini, hiçbir şeyden kaçmadıklarını kaydetti. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek mahkemeyi 12 Temmuz tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Kaza, 22 Eylül 2017 tarihinde saat 04.30 sıralarında, İzmir- Aydın otoyolu Torbalı kavşağı yakınlarında meydana geldi. İzmir’den Aydın yönüne giden Ayhan Özçelik yönetimindeki 35 TV 9335 plakalı otomobile, arkadan gelen 34 NT 5005 plakalı otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan Özçelik’in kullandığı otomobil taklalar attı. Kazayı gören diğer sürücülerin durumu bildirmesi üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, sürücü Ayhan Özçelik ve kızı Zeynep Özçelik’in öldüğünü belirledi. Kazada ağır yaralanan Nilgün Özçelik ise Torbalı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yolda kalbi duran ve yapılan müdahalelerle yaşama döndürülen Nilgün Özçelik, Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan Nilgün Özçelik, kazadan 12 gün sonra yaşamını yitirdi. Kazanın ardından, otomobili kendisinin kullandığını öne süren Serbes’in arkadaşı Kenan Doğru tutuklandı. Emrah Serbes, kazadan 6 gün sonra sosyal medya üzerinden sürücünün kendisi olduğunu belirterek olayı itiraf etti. Torbalı Adliyesine gelen Serbes, teslim oldu.