Öğretmen katillerinden dehşete düşüren ifade!
Emel- Sevgi Taner İlkokulu'nda görev yapan sınıf öğretmeni Ahmet Kahraman, 11 Mayıs akşamı eve gitmeyince yakınları polise başvurdu. Ekipler, Kahraman'ın bulunması için çalışma başlattı. Çalışmalar sürerken, 12 Mayıs günü saat 06.00 sıralarında, Konyaaltı sahilinde falezlerin yanında ceset bulunduğu ihbarı geldi. Bölgeye giden ekiplerin yaptığı araştırmada, cesedin Ahmet Kahraman'a ait olduğu tespit edildi.
İlk incelemede, kalp krizi geçirip, falezlerden düştüğü değerlendirilen Ahmet Kahraman'ın otopsisinde boğularak, öldürüldüğü saptandı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Kahraman'a ait çantayı Altındağ Mahallesi 162 Sokak'taki çöp konteynerinde buldu. Çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını inceleyen ekipler, çantanın bulunduğu konteynere 50 metre uzaklıktaki 2 kişinin cep telefonu kılıfını yere attığını saptadı. Eşkali belirlenen şüphelilerden Musa G.'yi (36) kaldığı pansiyonda gözaltına alan ekipler, diğer şüpheli Caner D.'yi (36) ise eğlence mekanı girişinde yakaladı. Cinayetle ilgili birbirini suçlayan şüphelilerin, çantadan çıkan 605 lirayı bölüşerek, eğlence mekanında harcadıkları belirlendi. Cep telefonunu ise şüphelilerden Musa G.'nin aldığı tespit edildi.
'PARAYI PAYLAŞMADIK'
Tutuklanan 2 sanık, 'nitelikli adam öldürme' ve 'yağma' suçlarından ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. Antalya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Polisteki ifadelerini mahkemede tekrarlayan ve birbirini suçlamayı sürdüren sanıklar, Yavuz Özcan Parkı'nda dolaşan Kahraman'la sohbet ettiklerini, sonrasında birlikte Konyaaltı Caddesi üzerinden varyanttaki falezlerde yürüyüp, Konyaaltı sahiline gittiklerini aktardı.
Musa G., savunmasında, cinayeti Caner D.'nin işlediğini belirterek, "Ben falezlerin üzerindeydim. Caner D., daha sonra eli kanlı olarak yukarı çıktı. Cinayeti nasıl işlediğini görmedim. Caner'in geylerle ilişkisi vardır. Maktulle de ilişkiye girmek istemiş ve anlaşamamış olabilir. Olay bundan dolayı olmuştur" dedi.
Mahkeme heyeti, kamera kayıtlarında parayı Caner D. ile paylaştığının görüldüğünü sorması üzerine Musa G., "Parayı paylaşmadık. Caner'in bana borcu vardı. Onu verdi. Caner hem beni hem kendini yaktı. Ayrıca maktulün telefonunu 'Al sana hediye' diyerek bana verdi" diye konuştu.
Mahkeme başkanının 'Cinayet sonucu alınan maktulün telefonunu neden kabul ettin?' diye sorması üzerine Musa G., alkolün etkisinde olduğunu, bu yüzden telefonu aldığını söyledi.
Musa G.'nin avukatı ise Adli Tıp raporunda, Kahraman'ın cinsel uyarıcı hap aldığına dair test sonucu olduğunu belirterek, "Kamera kayıtlarında maktulün, sanıkların yanına gittiği görülüyor. Cinsel ilişkiye girmek için yanlarına gitmiş olabilir" dedi.
'KANLI KIYAFETLERLE İÇMEYE GİTTİK'
Caner D. ise Musa G.'nin yalan söylediğini belirterek, "Benim başkaları ile eş cinsel ilişkilerim yoktur. Maktul olay yerinden ayrılmak istediği zaman Musa G., onun boğazını koluyla sıktı. Bağırmasın, diye de ağzını kapattı. Zaten çok kısa sürdü. Sonra da mağarada bulunan battaniyeyi alarak, üstünü örttü. Cebinden de paraları ve telefonu aldı. Sonrasında üzerimizdeki kanlı kıyafetlerle içmeye gittik. Sabaha kadar alkol aldık. Musa'dan korktuğum için polise gidemedim. Ertesi gün akşam da parkta yakalandım" diye konuştu.
Duruşma, eksiklerin tamamlanması için ertelendi.