Müdür firarda... ‘Kardeşim öldüğüyle kaldı’

Müdür firarda... ‘Kardeşim öldüğüyle kaldı’

Kanun hükmünde kararname ile ihraç edilen eski İstanbul Emniyet MüdürYardımcısı Celal Yılmaz, 17 Ağustos 2015’te trafikte tartıştıktan sonra kendisini oturduğu siteye kadar takip eden ve elinde kurusıkı tabanca bulunan motosiklet sürücüsü Ahmet Sülüşoğlu’nu üç kurşunla öldürdü. Tutuklanan Yılmaz hakkında ‘Haksız tahrik altında kasten öldürmek’ suçundan 18 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Tutuklandıktan sekiz gün sonra avukatlarının itirazı üzerine tahliye edilen Yılmaz, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 19 Kasım 2015’te görülen ilk duruşmada tekrar tutuklandı. Yargılama sonunda mahkeme, ‘Eylemi meşru müdafaa savunma sınırlarını mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşarak gerçekleştirdiği’ gerekçesiyle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koydu. Yılmaz aynı gün tahliye edildi.

YARGITAY: MEŞRU MÜDAFAA YOK

Sülüşoğlu’nun avukatı Halis Yıldırım dosyayı temyize götürdü. Yargıtay ise maktulün elinde silah olmasına rağmen sanığa yönelik silahlı fiili bir saldırısının bulunmadığını bu nedenle de meşru müdafaa koşullarının oluşmadığını belirterek kararı bozdu. Davayı yeniden görmeye başlayan Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Önceki gün görülen duruşmaya sanık Celal Yılmaz yine katılmadı. Sülüşoğlu’nun ailesi isyan etti. Ağabey Mecnun Sülüşoğlu duruşma çıkışı şunları söyledi: “Mahkeme sanığa suçsuzmuş gibi ceza vermedi. Ama başkan karara şerh koydu. Sonra Yargıtay sanığın suçlu olduğunu görüp kararı bozdu. Ama tabii iş işten geçti. Çünkü sanık ortalarda yok. Hakkında yakalama olduğu halde yakalanmıyor. Kararname ile meslekten ihraç da edilmiş. Kardeşim öldüğüyle kaldı. Adalet zamanında tecelli etseydi bu adam şu an içeride cezasını çekiyor olacaktı.” Sülüşoğlu’nun yengesi Serpil Sülüşoğlu ise şöyle konuştu:

ÜÇÜNCÜ KOVAN HİÇ BULUNAMADI

“Herkes vursun kaçsın o zaman. Yargı işlemediği için biz bu haldeyiz. Biz gencecik bir çocuğumuzu kaybettik. Gidebileceğimiz başka neresi var ki? Devlete sığındık. O adam parasını ödediğimiz silahı bize karşı kullandı. Bakın bu adam ihraç edildi. Zaten bu olayda en başından beri sıkıntı var. Çocuk tartaklanmış olay öncesi, ama kamera görüntüsü yok nedense. Pantolon baştan başa yırtılmıştı. Oraya ilk giden polislerden şikâyetçiyiz. Çocuğumuzun öldüğünü biz niye 9-10 saat sonra öğrendik. En başından beri bu adam korundu. Üçüncü kovan hiç bulunamadı. Bu işin en başından kurcalanması gerekir. Biz polislerin de yargılanmasını istiyoruz. Çünkü bir cinayet işlendi ve bunu el birliğiyle kapattılar. ‘Terörist zannettim vurdum’ diyor. Niye polis desteği çağırmıyor? 500 metre yakında karakol var, ara. Elinden ayağından vur, etkisiz hale getir. Niye öldürüyorsun. Amaç öldürmek zaten.”