Eski nişanlısının yüzüne kimyasal madde atan sanık, "susturmak için bir anlık öfkeyle attım" dedi
Olay, 19 Haziran 2022'de Çumra ilçesi Bakkalbaşı Mahallesi 72125. Sokak'ta meydana geldi. Merve Küçüktekin'in evine gelen 1,5 yıl önce ayrıldığı eski nişanlısı sözleşmeli er Sabit Türk, "su sayacına bakacağız abla" diyerek, kapıyı açtırdı. Türk, pet şişe içindeki yanıcı kimyasal maddeyi Küçüktekin'e fırlattı. Yüzünde ve vücudunda yanıklar oluşan Küçüktekin, Konya Şehir Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Olay sonrası otomobiliyle kaçan Türk, İzmir'deki birliğine dönerken, Ilgın ilçesinde polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı. Türk, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hâkimlikçe, "kasten yaralama" suçundan tutuklandı.
İddianame kabul edildi
Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında iddianame hazırlandı. Olayın nasıl gerçekleştirildiğinin anlatıldığı iddianamede Küçüktekin'in yüzü, boyun bölgesi ve kollarında; cilt ve cilt altında ikinci derece yanık oluştuğuna ve bunun basit tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek, hayati tehlike meydana getirecek şekilde olduğuna yer verildi. Dökülen sıvı madde nedeniyle Küçüktekin'in evinin demir kapısının boya kalıntısı üzerinde erime, kalkma ve deforme olduğunun saptandığı belirtildi. İddianamede, Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda yapılan incelemede, dökülen sıvı kimyasal maddede, kuvvetli asit olduğu ve kuvvetli asitlerin de genelde tahriş edici ve aşındırıcı özelliğe sahip olduğu anlatıldı. Türk'ün, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması istenilen iddianame, Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İlk kez hâkim karşısına çıktı
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşmasına tutuklu Sabit Türk ile saldırı sonrası 4 kez yapılan ameliyat sonrası taburcu olan ve tedavisi devam eden Küçüktekin ve taraf avukatları katıldı.
Türk, mahkemedeki savunmasında Küçüktekin ile 2019'da internet aracılığıyla tanıştıklarını belirtti. Türk, mahkemedeki savunmasında, "İnternet üzerinden tanıştık. Ankara'dayken yanıma geliyordu. Olay, 19 Haziran'da oldu. Bana sosyal medya üzerinden, 'Sen adam değilsin. Sen erkek değilsin' diyordu. Erkeklik gururuma hakaret ediyordu. Bunun nedenini öğrenmek için görüşmek istedim. Önce çalıştığı markete gittim orada yoktu. Daha sonra evine gittiğimde orada da yoktu. Geceyi arabada geçirdim. Ertesi gün evine giderek kapıyı çaldım. 'Kim o' diye ses geldi. 'Benim, benim' diyerek karşılık verdim. Kapıyı açtıktan sonra bana ve aileme küfür etmeye başladı. Ben, kendisine zarar vermek istemedim ama olay oldu. Su saatine bakacağım, diye bir şey söylemedim" dedi.
Banka dekontundan küfür etmiş
Merve'nin, kendisini sosyal medya hesaplarından engellediğini söyleyen Türk, "Merve beni her yerden engellediği için ben onun hesabına para göndererek iletişim kurmaya çalıştım. Kendisi bana küfür ettiği için dekont açıklamalarında küfür ettim. Sıvının zarar verebileceğini bilmiyordum. Küfür ediyordu. Susturmak için bir anlık öfkeyle attım. Olayın ardından şok geçirdim. O yüzden yardım etmeyip olay yerinden kaçtım" diye konuştu.
Küçüktekin ise, daha önce polis ve savcılıkta verdiği ifadelerin doğru olduğunu söyleyerek şikayetçi olduğunu belirtti.
Mahkeme heyeti, Küçüktekin'in üzerine atılan kimyasal maddenin yeniden tespit edilmesini isteyerek, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı nisana erteledi.
"Merve için kötü kadın imajı çizilmeye çalışıldı"
Duruşmanın ardından açıklama yapan Küçüktekin'in avukatı Aycan Ceylan, Merve için kötü kadın imajı çizilmeye çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Beklediğimiz bir savunmaydı. Klasik bir şekilde, 'psikolojim bozuk, rahatsızım, erkeklik onuruma hakaret etti' şeklindeydi savunmalar. Umarız ki ağır ceza mahkemesi de bunun farkındadır. Nisan ayına ertelendi duruşma. Biz de sanığın savunmasına karşı mahkemeye detaylı açıklamalarımızı sunacağız. Nisan'daki duruşmayı karar duruşması olarak bekliyoruz. Kötü kadın imajı çizilmeye çalışıldı. 'Erkeklik onurum, benim zaten psikolojik rahatsızlıklarım vardı, ilaç kullanıyordum' şeklinde savunmaları oldu. Bunun bir önemi olduğunu düşünmüyoruz. Sonuçta insan dün tanıdığı birisine bile böyle bir şey yapma hakkını kendinde göremez. Kararı verecek heyetin bunun da farkında olduğunu düşünüyoruz. Burada önemli olan husus, bu maddenin öldürme yetisine sahip, olup olmadığı ya da vücudun hangi bölgelerine temas ederse tehlike arz edip etmediği şeklindedir."